Merhaba, bu bölümü Sıla'nın bakış açısından okuyacağız. İyi okumalar dilerim,,
***
Sıcak su, bedenimden akarak zeminle buluşurken kalbimin sert ve hızlı çarpışlarını dinledim. Neredeyse benim sağır olmamı ister gibi bir havaları vardı.
Cenk Bey ile görüşeceğimi düşündükçe daha da stresleniyordum. Korkunç birisi olduğundan değildi bu stresim, hayır... Sadece... Emin olamıyordum.
Saçlarımı tamamen ıslatmış olan suyu kapattım, derin bir nefes alıp yüzümde kalan su damlalarını süpürdüm. Arık'ın benim için aldığı, kiraz kokulu şampuana uzandım.
Şişeyi elimde tutarken yüzümde filizlenen gülümseme, yavaşça büyürken avucuma gereğinden fazla sıktığım şampuanı saçlarıma dağıttım.
O kadar yoğun bir kokusu vardı ki... Gerçekten çok hoşuma gitmişti bu şampuan, benimle götürmek istediğimde Arık'ın cevabı yankılandı zihnimde:
"Ne zaman istersen o zaman bekliyor olacak seni burada. İstiyorsan, geleceksin bebeğim."
*
Sanki hissettiğim gerginliği suyla beraber banyo giderinden akıtıp götürebilecekmişim gibi aldığım uzun duştan sonra duşakabinden çıktım.
Buğulanmış aynanın önündeki yerimle beraber derin bir nefes aldım. Kendimi o kadar gergin hissediyordum ki... Neredeyse beni tetikleyecek hal almıştı kendi duygularım.
Buğulu aynayı elimle temizleyerek kendimi görebilmek adına kendime yer açtım aynada. Kısa bir süre kendimi inceledim.
Görüntüm, beni rahatsız etmeye başladığı an gözlerimi kaçırıp banyo dolabının kapağını araladım. Saç kremini ve yüz temizleme jelini çıkarıp dolabı geri kapattım.
Jelden parmak uçlarıma biraz sıkıp yüzümde dağıttım, yavaşça masaj yaparak bir süre ellerimin hareket edişini izledim aynadan.
Lavaboya eğilip suyu açtım ve jeli yüzümden temizlemeye giriştim, cildime değen buz gibi su titrememe sebep olmuştu. Sıcak tarafı açmadığım için kendime söverken doğruldum.
Karşımda görmeyi beklediğim şey, tamamen jelden arınmış yüzümdü aslında. Bu sefer de tekrar buğulanmış olan aynaya söverken hızlıca aynayı sildim.
O an, arkamda duran siyah gölgeyi fark edince sesli tepki vererek arkama döndüm. Hiçbir şey yoktu.
Tekrar aynaya döndüğümde gördüğüm şey korkudan rengi atmış bir Sıla'ydı. Ama en azından jeli temizleyebilmiştim tamamen.
"Arık?" İçeri seslendim, bir süre bekledim cevap için ama gelmeyince içimde büyüyen korkuyla hızlıca üzerimdeki havluyu düzeltip banyo kapısını açtım ve aradan odaya baktım.
Arık, oyun oynuyordu. Haliyle, kulaklıklarını taktığı için de büyük ihtimalle ona seslendiğimi duymamıştı.
İç çektim, kapıyı aralık bırakıp aynanın karşısına geçtim tekrar. Saçlarıma duş sonrası kremini iyice yedirirken içim içimi yiyordu resmen. Bir an önce banyodan çıkmak istiyordum.
Saçlarımı taradıktan sonra kurutma makinesini aldım elime, o sırada aynaya kısa kısa bakışlar atmayı da ihmal etmemiştim.
Saçlarımı kuruturken tamamen transa girmiş gibiydim, derin düşüncelerim arasında kaybolmuştum. Oysa ilaçlarımı alıyordum, elimden geldiğince de düzenli yapıyordum bunu. Neden olmuştu ki bu şimdi? Arık'ın kalın sesi, makine gürültüsünün ardından kulaklarıma dolunca irkilerek kendime geldim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUYTU (+18)
Genç KurguBu hikaye, bir şizofrenin bir sanrıyla yaşadığı bir aşk hikayesine benzer; gerçektir her şey onun için ama yalandan ibarettir bir o kadar da. Bir şeyin doğruluğundan da yanlışlığından da eminsindir ama yine de sorgularsın ya bazen hani... Böyle bir...