Merhabalar, iyi okumalar. Küçük bir oy yıldızı rica ediyorum efeniim~
Ve gidişat nasıl sence? Ben inanılmaz eğleniyorum...
*
"Gnocchi mi?" diye sordu Cenk Bey, bakışları Sıla'ya döndü. "Sen mi seviyorsun kızım yoksa Mete sırf kendi sevdiği için mi ortaya sürdü bu fikri?" diye sordu, tok bir kahkaha patlatarak ardından.
Sıla, gülümsedi ve Arık'a kaçamak bir bakış attı. Fazla sinirli görünüyordu. Tekrar. Sıla derin bir nefes aldı ve başıyla onayladı.
"Evet, İtalyan mutfağından en sevdiklerimden diyebilirim."
"Hatta Arthur'un doğum günü partisinden sonra gittiğimiz after party'de ona Gnocchi sipariş etmezsem saçlarımı yakacağına dair bir tehdit almıştım Sıla Hanım'dan." diye ekledi Mete gülerek.
Sıla, Mete'nin iyice ortalığa sıçıp sıvadığının farkında mıydı bilmiyordu ama o anı yıllar sonra hatırlamış olmasının verdiği yoğun hislerle o da görmezden gelmeyi deneyip güldü hafifçe. Utançla başını öne eğmişti aynı zamanda, o gün gerçekten çok sarhoştu.
"Alkolü biraz fazla kaçırmıştım sanırım..." diyerek savunmasını yaptı Sıla kısık bir sesle ve ardından Cenk Bey'in gülüşünü duymak çok daha iyi hissettirmişti Sıla'ya, bakışlarını adama çevirdi.
"Ah be kızım, ne gerek vardı o kadar abartmaya?"
"Yani, o kadar da önemli birinin doğum günü değilmiş sonuçta." diyerek sohbete katıldı Arık. Sıla'nın omzundaki tutuşu kadar sert değildi sesi neyse ki, olabildiğince yumuşatmaya çalışmıştı çünkü.
Arık'ın öfkesini sadece Sıla değil, Mete de fark etmiş gibiydi. Bakışları, Sıla'nın omzundaki el ile Arık arasında gidip geliyordu. Alayla gülerek bakışlarını boşluğa çevirdi, bu çocuğun kendini kontrol etmeyi çoktan öğrenmiş olması lazımdı. 27 yaşındaki bir insanın davranışları böyle olmamalıydı ona göre. Kendisi nasıldı 27 yaşında acaba diye düşünürken geçmişe dalıp gitmişti.
"Yani o zaman Gnocchi yiyor muyuz bu akşam?" diye sordu Mete, gözleri herkes üzerinde gezindi sıra sıra. Özellikle Sıla'ya daha dikkatli ve uzun bakmıştı çünkü onun isteyip istemediğinden emin olmak istemişti. Kendisini kötü hissetmesini istemezdi çünkü emindi böyle bir şey olacağından.
Mete haklıydı da. Sıla, ne kadar Gnochhi yemek istiyor olsa da o an kendini kabul etmekte zorlanırken buldu. Kendisi istiyor diye bir şey yaptırmak fikri zor gelmişti biraz.
"Ne dersin Fatoş, yapabilir miyiz?" diye seslendi Cenk Bey, mutfak tezgahının başındaki kadına.
Sıla'nın çok hoşuna gitmişti Cenk Bey'in o anki hitap şekli. Kikirdedi ve heyecanla Fatma Hanım'ın cevabını bekledi.
"Hemen tarifine bakar, hazırlamaya başlarım Cenk Bey." dedi yaşlı kadın, o kadar tatlı bir sesi vardı ki Sıla istemsizce gülümsüyordu o konuşurken. Tam bir tontiş nine gibiydi.
"Ben biliyorum, isterseniz beraber yapalım Fatma Hanım." dedi Mete arkasına dönüp, cevap bekleyen gözlerle kadına bakıyordu.
"Hiç zahmet etmeyin, ben hallederim." diye cevap verdi Fatma Hanım. Mete, başıyla onaylayarak önüne döndü ve "Nasıl isterseniz, yine de aklınızda bulunsun." dedi ayağa kalkarken.
"Madem siz geldiniz, ben biraz odama çıkacağım çünküüü..." Duraksayıp kolundaki saate baktı. "Yarım saat sonra önemli bir toplantım var. Daha doğrusu şu anda yapılıyor olan toplantı bitmiş olacak ve bana rapor verilecek. Onun için hazırlanmam gerek." dedi kapıya doğru ilerlerken, eliyle selam vererek "Görüşürüz." diyerek noktayı koydu ve mutfaktan ayrıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUYTU (+18)
Teen FictionBu hikaye, bir şizofrenin bir sanrıyla yaşadığı bir aşk hikayesine benzer; gerçektir her şey onun için ama yalandan ibarettir bir o kadar da. Bir şeyin doğruluğundan da yanlışlığından da eminsindir ama yine de sorgularsın ya bazen hani... Böyle bir...