Merhabalar, iyi okumalar,,
Tekrar tam olarak kontrol etmeden yayınlıyorum, yazım ve mantık hataları varsa affola eheh
Tüm bölümleri tekrar elimden geçiriyorum zaten, bu yüzden görmezden geliniz efenim,,
***
Saat 1'e geliyordu Sıla ve Mete 2. sigarayı yakarken. Mete, kararsız kalmıştı ancak çoktan kendinden geçmiş kızın tatlı ısrarlarına karşı koyamamış ve sonunda onun dediğini yapmıştı.
Mete, sigaradan ilk nefesi çekerken Sıla heyecanla onu izliyordu. Bir yandan da kısık sesle çalmaya devam eden şarkının ritminde hareket ettiriyordu başını bir sağa bir sola yatırarak.
Saatin geç olmasından dolayı ellerinden geldiğince ses yapmamaya çalışıyorlar, bu sebeple şarkının sesini Sıla'nın istediğinden çok daha düşük volümde tutuyorlardı ancak Sıla için sessiz kalmaya çalışmak da oldukça zordu. Buna rağmen, yine de şu ana kadar oldukça başarılı iş çıkarmıştı.
"Ee?" diyerek şarkıyı bastırdı kalın sesiyle Mete, dumanı içinde tuttuğu için sesi daha da kalınlaşmıştı o an.
Sıla, kendine çektiği bacaklarının üzerinde kollarını yastık olarak kullanmaya karar verdi. Yavaşça başını kollarının üzerine yatırırken gözleri adamın üzerindeydi. "Ne ee?" diye sordu.
"Bana neler olduğunu anlatmayı ne zaman istersin tahminen?" dedi, dumanı üfledi ve gülerek sigarayı kıza uzattı.
Sıla, bakışları sigaraya sabitlenirken ofladı ve dikkatli bir şekilde titreyen elleriyle dalı adamın elinden almaya odaklandı cevap vermeden önce.
"Nerede neler olduğunu?" diye sorarak amacının bariz ortada olduğu soruyu cevaplamaktan kaçınırken sigarayı dudaklarıyla buluşturdu. Mete'ye kaçamak bir bakış attığında kendisini izlediğini fark etti.
"Ah... Her zamanki gibi o yaramaz, o oyuncu ruh..." diye mırıldandı Mete başını yatak başlığına yaslarken, gözleri kapanırken dudaklarında nostaljik bir gülümseme vardı. O kapalı gözler ardından ne anılar akıp geçiyordu, bilemezdi asla Sıla. Mete'nin de o an için belli etmeye niyeti yoktu zaten.
"Ne alakası var ya?" dedi Sıla, Mete'nin yatakta uzatmış olduğu bacaklarına hafif bir tokat atarken. Mete, ani saldırıyla başını kaldırıp gözlerini açtı ve sırıtarak kıza baktı.
"Bana bak, çok oynaşma. Fena yaparım seni kızım." dedi Mete. Sesinde hiçbir şekilde tehditkâr bir ton yoktu elbette.
Sıla, gülerek yatakta duran ve küllük niyetine kullandıkları bardağı eline almak için bir hamlede bulunduğunda Mete ondan önce davranıp bardağı yakaladı.
"Sana güvenmiyorum bu konuda, üzgünüm ama düşürme ihtimalin çok yüksek." dedi ve gülerek bardağı bacakları arasına sıkıştırıp:
"Buyrunuz efendim, küllüğünüz olarak emrinizdeyim." diye ekledi.
Sıla, utangaç bir gülümsemeyle bir eli ile yataktan destek alarak adama doğru eğildi ve sigaranın ucundaki fazla külleri bardağın içine boşalttı. Tekrar doğrulup sırtını yatak başlığına verdi, bu sefer adama biraz daha yakın oturuyordu.
"Neler oluyor ben de bilmiyorum ama..." diye konuşmaya başladı Sıla ancak devamında ne diyeceğini bilemediği için susmuştu. Derin bir nefes aldı, karanlığa alışmış olan gözleri odada gezindi bir süre adama geri dönmeden önce.
"Arık ile son zamanlarda... Pek anlaşamıyoruz ve ben gerçekten anlaşmaya çalışmaktan yoruldum. Sürekli bir denge sağlamaya çalışıyorum ama onun buna yönelik bir davranışı yok. Zamanında yok en azından ve olduğu zaman da ya çok geç oluyor ya da gerçekten çok yanlış ve bir anlam ifade etmeyecek bir zamanlaması oluyor. Benim sınırımı aştığı zamanlar yani."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUYTU (+18)
Teen FictionBu hikaye, bir şizofrenin bir sanrıyla yaşadığı bir aşk hikayesine benzer; gerçektir her şey onun için ama yalandan ibarettir bir o kadar da. Bir şeyin doğruluğundan da yanlışlığından da eminsindir ama yine de sorgularsın ya bazen hani... Böyle bir...