Merhabalar, son günlerde o kadar ilham perili hissediyorum ki resmen bu kitap içinde yaşar oldum... Çıkamıyorum, hep yazasım geliyor jdjd Yine kontrol etmeden yayınlıyorum çünkü bir an önce kardeşleri arasında yer almalı bu bölüm hihi
İyi okumalar efenim, lütfen bölümümüzü yıldızlayınııızzz,,
***
Mete, elini Sıla'nın saçlarına attığı an gerçeklikten kopmuş gibi hissetmeye başlamıştı bile. Kucağında yatan, gözleri kapalı kızı izlerken ipeksi teller arasında gezintiye çıkmıştı parmakları. Hatırladığından daha yumuşaktı saçları, parmaklarının arasından sızarak burnuna ulaşan kokuyu ise tüm gücüyle hafızasına kazımaya çalışıyordu.
Geleceğin ne getirip ne götüreceğini bilmiyordu ama bu anın gitmemesinden emin olmak adınaydı bu çabası, kafasının güzel oluşu pek de yardım etme taraftarı değildi kendisine tabii ki de.
"Bu çok hoşuma giden bir şey ya." diye mırıldandı Sıla uykulu bir sesle ve Mete'nin kendi kendine düşünerek girdiği transtan onu anında çıkarmıştı.
"Al benden de o kadar." diye cevapladı kızı. Ses tonundaki sıcaklık ve samimiyet, ikisinin de içini ısıtmıştı. "Neden bu kadar hoşuna gidiyor peki?" diye sordu Mete merakla, bunun cevabını hatırlamıyor oluşundan utanmıştı içten içe.
"Hmm.." diye cevapladı Sıla. Adamın bacakları üzerinde konumlandırdığı ellerinden, daha doğrusu Mete'nin kendisinden, destek alarak doğruldu ve ikisinin de aslında bitmesini istemediği bu ana son vermiş oldu.
Yüzünü, Mete'nin tarafına çevirdiğinde aralarındaki kısa mesafeden rahatsız olmamıştı bu sefer. Rahatsız olamayacak kadar güzeldi kafası çünkü ve bu hissiyatın yoğunlaşmasını sağlayan bir masaj terapisinden çıkmıştı biraz önce. Gülümseyerek başını yana yatırdı ve saçları adamın kucağına düşerken gülmeye başladı.
"Neden hoşuma gitmesin? Bunun da altında illa ki psikolojik bir sebep mi yatmalı?" diye sordu.
Mete, kızın gülüşünü izlerken artan kalp atışlarıyla beraber düşünmeyi bırakmıştı. Öylece kızı izledi bir süre, sorusunun uzun süre cevapsız kalmaması adına bakışlarını zor da olsa kızın gözlerine çevirdi ve:
"Senin için öyle biri miyim?" diye sordu sakin bir tonla, aralarında az bir mesafe olduğu için kızı korkutup kaçırmak istememişti.
"Bilmem." derken başını adamın göğsüne yaslamıştı bu sefer Sıla, şu anki pozisyonu sebebiyle kısmen de olsa kucağındaydı denilebilirdi.
Mete, hızlı bir karar alıp kızı koluyla sararken elini de tekrar saçlarına atmıştı. Emin olamamıştı ama yine de Sıla'nın da bunu isteyeceğini düşünerek hareket etmesiyle bu resim ortaya çıkmıştı. Aynı zamanda, pozisyonundan dolayı rahat edemeyeceğini düşünerek kıza koluyla destek olmak da istemişti ve Sıla'nın aldığı huzur dolu derin nefes ile de haklı olduğunu görmüştü.
"Nasıl bilmem?" diye sordu hafifçe gülerek. "Bence soruma verecek daha geçerli bir cevabın olabilir." dedi, eli kızın saçlarını okşarken.
Sıla, başında hissettiği dokunuşlarla iyice mayışıp kendini adamın üzerine daha çok bırakırken derin bir nefes aldı. Yıllar nasıl geçmiş ve onlar nasıl değişmişse Mete'nin kullandığı parfüm de yıllara karşı gelememişti belli ki. Hatırladığından daha... Zarif bir kokuydu, yumuşacık bir kazağa dokunuyor gibi ama aynı zamanda vintage bir viski kadar keskin...
"Babam çok yapardı, ondandır belki." dedi aldığı derin nefesin ardından, yavaşça ciğerlerini boşaltırken bir elini adamın göğsüne yaslayıp kendine yastık yapmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUYTU (+18)
Teen FictionBu hikaye, bir şizofrenin bir sanrıyla yaşadığı bir aşk hikayesine benzer; gerçektir her şey onun için ama yalandan ibarettir bir o kadar da. Bir şeyin doğruluğundan da yanlışlığından da eminsindir ama yine de sorgularsın ya bazen hani... Böyle bir...