Bölüm 8: İhanetin Rüzgarı

280 17 34
                                    

Sıcak bir ten evet ama o sen değilsen,
Yarım kalırım seni hissedemezsem.
Sen yokken yalnızım hep ben.
Olsa da birileri, dolamıyor senin yerin.

Yaralarımı sarmayı denemeli mi?
Yoksa dağlayıp ilerlemeli mi?

Olmadı, yapamadım.
Her gördüğüm kadında seni aradım.

Yalan - Dolu Kadehi Ters Tut

Gözlerimi açtığımda, ilk gördüğüm şey zifiri karanlık ve yıldızlardı. Saat kaçtı?

Boynumu gıdıklayan yumuşaklığı hissedince, yüzüme kocaman bir gülümseme yayıldı.

Esra buradaydı. Esra buradaysa, sen neden uyuyamadın Ozan?

Aslında pek bir şey hatırlamıyordum, yalnızca Esra'nın yanıma geldiğini, ona âşık olduğumla ilgili bir şeyler söylediğimi ve sonra da gözlerimin kapandığını.

Görünüşe bakılırsa, onu da kendimle beraber burada uyutmuştum.

Elimi hafifçe sırtında gezdirdiğimde aşağı doğru baktım. Sarı saçlar, göğsümde ve boynumdaydı. Sarı mı?

Kaşlarım hızla çatıldı, gözlerim sonuna kadar açılırken, kollarımın arasınd yatan bedeni - artık her kiminse - umursamadan kalktım.

Muhtemelen yere düşmesinden kaynaklı olan bir inleme sesi çıkardı.

Saçları yüzünü kapattığından, kim olduğunu göremiyordum ama pek de kibar olmayan bir hareketle saçlarını çekip kim olduğunu gördüm.

Çağla...

KAHRETSIN. KAHRETSİN! KAHRETSİN! KAHRETSİN!

"Ozan," diye mırıldandı. "N'oluyor?"

"Çağla, kalk!" Diye bağırdım. Bir de kayıkhanede mi uyumuştuk? Ben Çağla'ya mı aşk itirafı yapmıştım?

Kahretsin.

"Allah kahretsin!" Diye fısıldadım.

Çağla şaşkınca kalkarken bana anlamazca baktı. "Ozan... n'olu-"

"Çağla n'oldu gece?! Ben ne dedim sana?! Sen burayı nasıl buldun?!" Diye bağırdım, ayağa kalktığımda.

Çağla suratıma öyle şok olmuş bakıyordu ki, ona neler dediğimi daha çok merak ettim.

"Ozan, ben senin evine gelmiştim, sonra seni çıkarken görünce takip ettim, burayı buldum... Senin iyi olmadığını gördüm, yanına geldim..." dedi ve durdu.

"Sonra n'oldu Çağla?! Anlat!" Diye bağırdığımda, bana bakmaya devam etti.

"Sonra sen bana âşık olduğunu söyledin..." dediğinde başımı ellerim arasına aldım.

"Siktir!.." diye fısıldadım.

"Ozan, n'oluyor?" Diyerek ayağa kalktığında, sinir katsayım git gide yükseliyordu.

N'apmıştım ben?..

"Çağla!.." diye söze başladığımda kendimi durdurdum. Onun ne suçu vardı ki? Esra'ya söylemem gereken şeyleri ona söyleyen, onun Esra olduğunu anlayamayan bendim.

"Yok bir şey." Diye mırıldandım. "Ben... çok sarhoştum ve çok saçma şeyler söylemiş olabilirim... Doğru dürüst bir şey hatırlamıyorum bile, sadece başkasına söylemem gereken şeyleri sana söyledim... Ben... gerçekten çok özür dilerim..."

Sen Beni Güzel Hatırla | Esra & OzanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin