Bölüm 25: Hiçbir Şey Olmamış Gibi

293 10 16
                                    

Baştan yaşarım sorsan
Ama sen hiç olmamışız farzet.

Farzet hiç tanışmadık, buluşmadık, hiç dönmedin o köşeden.
Farzet hiç yanaşmadık, koklaşmadık, hiç içmedik o şişeden.
Farzet o fallar tutmadı, yıldızlar barışmadı,
Hiç yorulmadık öpüşmekten.

Farzet - Sertab Erener

Söyleyecek ne kalmıştı? Evet, hiçbir şey.

Cevabımı almıştım açıkça. Görmekten, duymaktan, anlamaktan kaçtığım o cevabı sonunda almıştım. Ve bu acıdan başka bir şey vermiyordu.

Alacağım cevabın bu olduğunu düşünmeden peşinden gitmiştim ve sonu? Yalnızca bir kalp kırıklığı.

Düşünmek istemiyordum, artık yaşamak bile istediğimden emin değildim.

Bir söz okumuştum, 'Kapatma kitabı, umut belki de bir sonraki sayfadadır' diyordu. Ben kitabı yeterince açık tutmuştum ama umudun geldiği her sayfadan sonra onu benden alan bir şeyler geliyordu.

Bunu hak edecek, bu aşkla mücadele etmek zorunda kalacak, buna katlanmak zorunda kalacak ne yapmıştım bilmiyordum.

Sadece bu hayatın benim yüzüme aşksal olarak gülmeyeceği belliydi, bunu biliyordum.

Neden ben diye sormak bile istemiyordum çünkü artık alacağım cevaplardan bile korkar olmuştum.

Ne zaman geçerdi bu aşk? İki yıl, ondan ayrı geçirdiğim iki yıl boyunca geçmemişti, şimdi geçer miydi?

Belki, belki bu sefer geçerdi.

Ama umudum da yoktu.

Esra'yla konuşmamızdan sonra, yani bana söylediği son şeylerden sonra orada kalmak için bir sebep bulamıştım. O yüzden kalkıp kendi odama gelmiştim.

Hoş, burada, bu otelde kalmak için bir sebebim de yoktu artık.

Ayaz'ı arayıp haber vermek istemiyordum, ne diyecektim, 'bana âşık olmadığı netleşti' mi? Bu konu hakkında konuşmak şu anda tercihlerim arasında değildi.

Yola çıksam, kafam dağılır mıydı? Otelden ayrılmak en mantıklısıydı ama İstanbul'a mı dönecektim?

Bir yanım hiçbir şey yapmak istemiyordu, yorgundu, bitkindi, zayıflamıştı. Ama diğer yanım da - ki o en başından beri dinlemem gereken mantıklı yanımdı - şirkete git, işinin başına geç, diyordu. Hem öyle yaparsam kafamda dağılmaz mıydı?

Her aklıma geldiğinde kalbimi ağrıtan, her şeyimi sorgulamama sebep olan bu acıyı içimden atabilmemin tek yolu onu düşünmemek değil miydi aslında? Eğer bir şey yapmadığımda sürekli aklıma geliyorsa bir şeyler yaparak onun aklıma gelmesini engellemekti en mantıklısı.

Evet, tamam, gidip çalışacaktım. En iyisiydi.

Kalktım, bu otelde durmak istemiyordum, odadan zaten hiç boşaltmadığım valizimi ve birkaç eşyamı aldım, kapıyı çarpıp çıktım.

Karşıdaki odaya bakmadım, başım önde çekip gittim.

Otelin kapısına çıktığımda ve arabamı getiren valeye elli lira verdiğimde duraksamadan binip gittim.

Sen Beni Güzel Hatırla | Esra & OzanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin