Bölüm 2: Mutsuzluk ve Umutsuzluk

1.1K 30 12
                                    

Bazı hatalar yapıldı,
Sorun değil, önemli değil.
Gerçekten acı içinde olduğunda âşık olduğunu düşünebilirsin.

Moral Of The Story - Ashe

Yataktaydım. Kendi yatağım değildi ama, tanımadığım ama daha önce gördüğüm bir yataktı. Nerede gördüğümü de hatırlamıyordum.

Yan yatıyordum ve kollarım, benimkinin yanında oldukça küçük kalan bir bedeni sarıyordu. Gözlerimi araladığımda alışık olduğum ama uzun süre göremediğim kahve tonlarındaki saçlarla karşılaştım. Gözlerimi hafifçe aşağıya indirdiğimde ise Esra'nın kapalı gözleri ve güzel yüzüyle karşılaştım. Melekler gibi uyuyordu. Benim kollarım onun bedenini sarmış, o ise başını göğsüme yaslamış uyuyordu.

Her ne kadar etrafı merak etsem de şu an bulunduğum durumdan hiç çıkmak istemiyor, hareket dahi etmiyordum. Baktığım tavanı ve yattığım yatağı daha önce görmüştüm ama çıkartamıyordum.

İçimde bir huzur vardı ama gerçekçi değildi. Yalandan bir his veriyordu ve bu içimdeki huzuru tamamen yok ediyordu. Ben buraya nasıl gelmiştim?

Daha dün Esra yeni işe başlamıştı, ne olmuştu da bu konuma gelmiştik biz? Arada ben bayılmış mıydım acaba? Belki de şu geçirdiğimi sandığım iki yıl koca bir kabustu ve şimdi de uyanmıştım, yanımda Esra'm vardı ve eski hayatıma geri dönmüştüm. Evet; bu mantıklıydı.

"Ozan?" Esra'ya bakmama rağmen uyandığını fark etmemiştim. Kendime geldiğimde kaşlarının çatık olduğunu ve rahatsız göründüğünü fark ettim.

"Esra'm." Dedim. Neden ona 'Esra'm' dediğim hakkında en ufak bir fikrim yoktu, öyle gelmişti içimden ve öyle demiştim.

Birkaç saniye bana çatık kaşlarla baktıktan sonra beni ittirdi. "Ozan ne yapıyorsun? Ne işin var burada?" Sinirle konuşuyordu benimle. Kaşlarım huzursuzlukla çatıldı.

"Yani ben uyandığımda buradaydım Esra'm, bilmiyo-"

"Ozan ne 'Esra'm'ı ya! Ne 'Esra'm'ı?!" Bağırıyordu bana.

"Ne aşkı Ozan ya, ne aşkı?!"
Aşk filan yoktu.

"Ben senin Esra'n falan değilim! Ben senin sevgilin değilim, karın değilim, ben senin hiçbir şeyin değilim!" Başımı öne eğdim. Haklıydı, o benim hiçbir şeyim değildi. Benim Esra'm değildi, hiç olmamıştı. "Olmak da istemiyorum." Olmak da istemiyordu.

"Haklısın, özür dilerim." Dedim ona bakmadan. O ayaktaydı, bense hâlâ yataktaydım ve gözlerim çarşaftaydı.

"Dileme!" Dedi sert bir sesle, ona baktım. "Benden özür dileme, sadece benden uzak dur."

Yutkundum.

"Ben senin hiçbir şeyin değilim, olmadım. Hepsi yalandı, evliliğimiz yalandı." Artık gülümsüyordu. Neden gülümsüyordu?

Gözlerim doldu.

"Unuttun mu?" Dedi gülümseyerek. "Ben sana hiç âşık olmadım." Dudaklarımı birbirine bastırdım çünkü titriyorlardı. Ağlamak üzereydim.

"Esra..." diyebildim titreyen sesimle. "Neden yapıyorsun bunu bana? Neden canımı yakıyorsun?" Kendimi zor tutuyordum, hem sesim hem dudaklarım titriyordu.

Sen Beni Güzel Hatırla | Esra & OzanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin