Bölüm 41: İzler Kalır

34 5 4
                                    

Anlatacak çok şey var aklımda,
Bir sen bir de gözlerinin hakkında.

Yok, değil melek, tanrıça bu kadın.
Nasıl yaratılmış, nasıl kutsanmış ya...

Her şeyi biliyormuş gibi takılır, o bir kahin, o benim kadınım.
Her sorumun her cevabı, anladım,
O bir dahi, o benim hayatım.

Saatler bile geçmiyor sensiz,
Sen nasıl dersin ki, yaşa bensiz?

Ah, bu nasıl aşk, yanıyor kalbim.
Onsuz bu hayat boş ve gereksiz.

Bu Nasıl Aşk
Uğur Aydın

Esra, kollarımın arasında son derece huzurlu bir şekilde yatıyordu, eskiden izlediğimiz bir filmi yeniden izliyorduk.

Üzerine benim kazaklarımdan birini giymişti, bacaklarımıza bir battaniye örtülüydü, geniş koltuğa yayılmıştık. Benim kucağımda duran patlamış mısır kasesinden bir avuç daha mısır aldı Esra.

Sanki bu aralar biraz fazla yiyordu.

"Esra'm," dedim saçlarıyla oynayarak. Bana bakmadan mısır yemeye devam etti. "Sen bu aralar biraz fazla yemiyor musun?"

Esra ağzındaki mısırları yutup doğruldu. "Niye?" Dedi bir tane daha mısır yerken. "Şişman olursam sevmez misin beni?"

Kaşlarımı çatıp ciddi olup olmadığını sorgulamak için gözlerine baktım. Ama bayağı ciddi duruyordu, gerçekten bu sorudan olumsuz bir cevap alabileceğine inanıyor muydu?

"Hayır," dedim yüzümü buruşturarak. "Sen bu şirket kadar da olsan ben yine seni severim, yine dünyanın en güzel kadınısın sen."

Gülümsediğinde yaklaşıp burnundan öptüm. Sesli bir şekilde güldüğünde iyice doğruldu.

"Ozan," dedi. "Hani ben bu aralar yorgunum, çok yiyorum ya..."

Başımı salladım, mutlu bir şeyden mi bahsediyordu gergin mi bilmiyordum, anlaşılmaz mimiklerle konuşuyordu.

"Bir de adetim gecikti," dedi bana bakmadan.
Söylediği şeyin ne anlama geldiğini anladığımda gözlerim büyüdü. Adeti geciktiyse, bu hamile olduğu anlamına mı geliyordu?

Ben de hızlıca yaslandığım yerden doğrulup Esra'ya baktım, o da benim gözlerime bakıyordu. İkimiz de birbirimizin gözlerinde bir şey arıyor gibiydik; heyecanlanmalı mıydık, hüzünlenmeli miydik?

"Ciddi misin sen?" Dedim yarım bir gülümsemeyle, o kadar belirsiz bir duygu durumu içindeydim ki tam olarak gülümseyemiyordum bile.

Başını salladı. Bir an yere baktım, ben tekrar baba mı oluyordum?

Hızlıca ayağa kalktım, emin olmamız gerekiyordu. "Tamam," dediğimde Esra şaşkın bakışlarla bana bakıyordu. "Ben, ben gideyim... şey, test! Test alayım eczaneden."

Esra da ayağa kalktı. "Ozan bu saatte test bulamazsın," dedi. "Kapalıdır her yer."

Başımı iki yana sallayıp ellerimi omuzlarına koydum ve onu yeniden koltuğa oturttum.

Sen Beni Güzel Hatırla | Esra & OzanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin