Çarşamba sabahı yapacağım en harika şey bir toplantı masasında oturup uygulamanın alt yapısı hakkında konuşmak değildi.
Yanımdaki sandalyede oturan Çağla'yla.
Bana hiç bakmıyordu, bense arada bir ona bakıyordum. Aslında normal bir toplantı gibiydi ama ikimizin arasında o kadar garip bir ortam vardı ki.
Sanki hiçbir şey olmamış gibi davranıyordu. Belki de rezil olduğunu düşünüyordu, belki de bana öfkeliydi ya da kimsenin öğrenmesini istemiyordu.
Bilmiyordum, ama kendimi artık suçlu da hissetmiyordum. Bütün gece düşünmüştüm, onu sevmemek benim suçum değildi. Hiçbir zaman, hayatım boyunca bir kere bile Esra'yı beni sevmediği için suçlamamıştım. Çok sorgulamıştım ama hiç suçlamamıştım.
Onu suçlamıştım, çünkü beni seviyormuş gibi davranmıştı.
Bense Çağla'ya hiçbir şekilde umut vermemiştim, onu seviyormuş gibi davranmamıştım.
Bana neden duygularını söyleme kararı aldığını anlamıyordum, kayıkhanedeki gecede başkasına âşık olduğumu açıkça söylemiştim. Bunu bile bile, neden bana duygularını söylemişti ki?
Bazen anlamıyordum bazı şeyleri.
Toplantı bitti. İşkence gibiydi ama bitti.
Şimdi daha büyük bir işkence geliyordu, o da Çağla'yla konuşmaktı.
Herkes çıkarken Çağla, sanki onu durdurmamı bekliyormuş gibi yavaşça topluyordu eşyalarını.
Derin bir nefes aldım ve herkes çıkana kadar bekledim.
Benimle konuşmadı ama başını kaldırıp bana baktı.
"Çağla," dedim sonunda bir cesaretle. "Ben... üzgünüm."
"Ben de." Dedi soğuk ve kuru bir sesle. Başımı salladım ve yere baktım. "Esra'ya söyledin mi?"
Başımı iki yana salladım. "Söylemedim... aslında söylerdim ama ne bileyim, duygularının sır olarak kalmasını istersin diye düşündüm."
Başını salladı. "Çınar biliyormuş." Kısa bir an gözlerim yüzünde sabit kaldı. Battıkça batıyordum, gerçekten. "Bir tek bana mı söylemedin?"
"Aslında bir tek Çınar'a söyledim," dedim. "Bir Ayaz, bir Çınar, bir Musa." Durdum. "Aslında ona da söylemedim, o öğrenmiş."
"Nasıl? Esra mı söylemiş?" Diye sordu sakin bir sesle. Bu kadar 'normal' bir konuşma olması daha da gerilmeme sebep oluyordu.
"Hayır, Esra'nın İnstagram hesabında fotoğraflarımız duruyormuş... biraz geriye gidince görmüş." Dedim.
Başını salladı. "Demek o da unutamamış seni." Dediğinde yere bakıyordu.
"Çağla..." dedim derin bir nefes alıp. "Sen... bak, haklısın, gerçekten. Bana olan hislerini fark etmedim, belki de önemsemediğim için..." bakışlarını hissettiğimde yutkundum. "Tamam, sana açık olacağım."
"Lütfen." Dedi.
"Benim için hiçbir zaman Esra'dan başkası olmadı. Çocuktum, o zamandan beri Esra'dan başkasını ne gözüm gördü ne de kalbim açıldı. O yüzden hiçbir zaman başka kadınlara dikkat etmedim, ne kadar güzel olursa olsun, ne kadar çekici olursa olsun hiçbiri dikkatimi çekmedi, sadece Esra vardı ve hep o olacak." Dedim.
Aynı cümeleleri bana Esra, başkası için kursaydı ne hissederdim diye düşündüm.
Düşüncesi bile berbattı, nefes aldırmıyordu, kalbimi durduruyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen Beni Güzel Hatırla | Esra & Ozan
Fanfic"Zaman ilaç derler ya Esra, ellerin neden uzak hâlâ?"