Bölüm 21: Yalanın Bedeli

192 11 16
                                    

Gün güzel başlamamıştı. Sabah, Esra'dan ne bir mesaj ne de bir arama almıştım. Hiçbir şey haber vermemişti bana.

Şirkete onu görme merakıyla inmeme rağmen bur türlü görememiştim. Mesaj atmıştım, dönmemişti, aramıştım, açmamıştı.

Şimdiyse onu dünden beri görmemiş ve haber almamış şekilde bir masada oturuyor, karşımdaki adamların bana anlattıklarını dinlemeye çalışıyordum.

Ama Esra aklımdan bir an bile çıkmazken nasıl dinleyebilirdim ki? Aklımdaki tek şey Esra'nın başına bir şey gelip gelmediğiydi.

Karşımda iki kadın ve bir erkek oturuyordu, yanımdaysa Çağla ve Feraye vardı.

Bir iş görüşmesi için öğle yemeği yiyorduk. Muhtemelen burada sonuçlanmayacaktı, tahmini iki görüşme daha vardı.

Telefonuma bir bildirim geldi, heyecanla biraz masaya yaklaşıp ekranın üzerinden baktım. Heyecanımın kursağımda kalması birkaç saniye aldı çünkü öylesine bir bildirimdi.

Hayal kırıklığıyla sandalyemde geriye yaslandım.

Garson yanımıza geldiğinde Levent Bey'in sözü bölündü. "Efendim, bir isteğiniz var mı?" Diye sordu.

"Biz hesabı alabiliriz." Dedi Levent Bey. Duyduğumda elim ceketimin cebine gitti, cüzdanımı çıkarttığımda Levent Bey eliyle beni durdurdu.

"Lütfen Ozan Bey, izin verin," dedi. Başımı iki yana salladım.

"Levent Bey, sizi biz çağırıyoruz. Hesabı size ödetemeyiz." Dedim kibar bir gülümsemeyle. Daha fazla ısrar etmedi, zaten altı kişinin bin lirayı aşan hesabını ödemeye ayılıp bayıldığını sanmıyordum.

Ben de bayılmıyordum.

~

Sıkıntıyla şirkete döndüm. Yolda Esra'yı bir kez daha aramıştım ama açmamıştı. Mesaj atmıştım ama iletilmemişti bile.

Menekşe Teyze'yi aramam gerekiyordu ama ya hiçbir şey yoksa? Yalnızca eve çok geç döndüyse ve uzun süre uyuduysa, içtiyse ve başı ağrıyorsa?

Ailesine ondan habersiz bir şey söylemek istemiyordum.

Ama böyle giderse, söyleyecektim.

Şirkette saatler sıkıcı geçiyordu. Esra gelmeden önce nasılmış benim hayatım? Ne yapıyormuşum bütün gün?

Bir gün yokluğu bile kafayı yedirtiyordu.

Anlatabileceğim, sorabileceğim bir tek Çınar vardı. Belki de Pınar'a haber vermişti Esra? Hayır Ozan ya, iyi misin? Sana değil Pınar'a mı haber verecek? Belki.

Pınar'ı aradım. "Pınar," dedim telefonda. "Esra işe gelip gelmemesiyle ilgili bir şey biliyor musun?"

"Aaa evet Ozan Bey," dediğinde kaşlarım kalktı. "Bana sabah mesaj atmış, hastaymış."

Hastaymış? HASTAYMIŞ? Benim haberim yokken?

Kendi kendime sinirli bir nefes verdim. "Sağ ol Pınar." Dedim ve telefonu kapattım. Cep telefonumu ele alıp tekrar aradım.

Tabi açmadı, mesaj yazdım.

Siz:
Esra
Gerçekten nerdesin?
Pınar'a bile mesaj atmışsın.
Anneni arayacağım.
N'oluyor?
Bana bir açıklama borçlusun.

Bu sefer iletildi ama yine bir şey olmadı. Ne bir cevap ne görüldü. Yaklaşık iki dakika aktif olmasını ve bakmasını bekledim ama olmadı. Son görülmesini bile kapatmıştı.

Sen Beni Güzel Hatırla | Esra & OzanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin