Hemen uzaklaşman mı lazım?
Sen olmadan atmıyor ki nabzım, keşke olmasa itirazın.Ol Bana Razı
Dolu Kadehi Ters Tut
Gecenin karanlığında yavaşça yol alırken ikimizin de ağzını bıçak açmıyordu. Esra nereye gideceğimizi bilmiyordu ve sormamıştı da, aslında ben de Esra gelene kadar nereye gideceğimi bilmiyordum.
Sonra onu, bizi kimsenin bulamayacağı bir yere götürmeye karar vermiştim. İsterse giderdi, isterse kalırdı, ona engel olmuyordum ama biz istemediğimiz sürece bulunmak istemiyordum.
Onu, Çınar'ın yanında görmeye bir dakika daha tahammül edemeyeceğimi dakikalar geçtikçe anlıyordum.
Hâlâ aklıma geldikçe geriliyor, dişlerimi sıkıp birilerine bağırmak istiyordum.
Çınar bana Esra hakkında hiçbir şey söylememişti ve her şeyden önce o benim arkadaşımdı, kardeşim gibiydi ve onun hakkında böyle şeyler düşümek, âşık olduğum kadını ondan kıskanmak beni rahatsız ediyordu. Yine de, onu kıskanmak, onu sevmek benim elimde olan bir şey değildi, defalarca bitirmeye çalışmıştım, kıskanmamın saçma olduğunu kendimde kabul ettirmeye çalışmıştım ama ona âşıktım ve sadece benimle olmasını istiyordum, sadece beni görsün, sadece beni duysun istiyordum.
Onu görmeyi geçtim, düşünmek bile nefesimi keserken, yanındaki herkesten kıskanıyordum. Benden uzakta olduğu her an onu kıskanıyordum.
İlk kıskançlığımı o yaşatmıştı bana; daha küçücük bir çocutkum, 4. sınıftaydım. Onu izliyordum, o zaman aynı sınıftaydık. Öğretmen yerlerimizi değiştiriyor, bizi kız - erkek oturtuyordu. Esra'nın yanına Can diye bir çocuk gelmişti, sürekli konuşuyorlardı ve çok sinir bouzucuydu.
Öğretmenin onları çok geçmeden ayırdığını hatırlıyordum ama onlar yan yana otururken ikisini birbirinden ayırma isteğim çok fazlaydı.
Başımı iki yana salladım, onu her yaşta aynı şekilde seviyordum. Ben değişiyordum, büyüyordum, masumluğum gibiyordu ama ona olan aşkım hep aynı saflıkta, aynı masumlukta kalıyordu.
Esra'ya olan aşkım beni daha iyi birisi yapıyordu.
Göz ucuyla, dakikalardır düşüncelerimi işgal eden kadına baktım, göz göze geldiğimizde gözlerimi tekrar yola çevirdim.
Beni izliyordu ve bu, içimde bir kıpırtıya sebep oldu.
Gözlerimi büyük bir çabayla yola odakladım. Hâlâ bana bakıyor mu diye görmek için sağıma bakmak istiyordum, kendime hâkim olmaya çalışıyordum ama kaslarım benden bağımsızdı.
Derin bir nefes verdim, kaslarım ve benim aramda geçen savaşı kaybettiğimi belli edercesine gözlerimi yoldan ayırıp başımı ona çevirdim.
İkinci kez gözlerimiz buluştuğunda bu sefer bakışlarımı ondan ayırmadım. O da dalgınca bana bakmaya devam ettiğinde direksiyondaki elim gevşedi.
Saatlerce bakabilirdim gözlerine, eğer korna çalmasaydı. Gözlerim hızla ondan ayrılırken neredeyse çarpmak üzere olduğumuz arabanın aksi yönüne kırdım.
Son anda kaza yapmaktan kurtulduğumuzda ve şeritte düzgün bir şekilde gitmeye devam ettiğimizde derin bir nefes aldım.
Esra'nın da uzun bir nefes verdiğini fark ettiğimde odağımı yolda tutmaya devam ettim. Hayır, Esra'yla konuşmadan ölmek istemiyordum. Esra'yı bir kez daha öpmeden ölmek istemiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen Beni Güzel Hatırla | Esra & Ozan
Fanfic"Zaman ilaç derler ya Esra, ellerin neden uzak hâlâ?"