Kelimeler anlatmıyorsa,
Gözlerinin içi söyler bana.Aldattın mı?
Dolu Kadehi Ters Tut
Geçen bir haftada çok şey değişmişti. Hayır, Esra'ya olan aşkımın artmasından bahsetmiyordum.Mesela Esra'ya büyük bir çabayla da olsa Çınar'ın kim olduğunu, Çınar'la beraber söylemiştik.
Esra'dan uzun bir, 'Sen bunca zaman beni kendi arkadaşından mı kıskandın' konuşması dinlemiştim.
Buna pek de bir açıklamam olamamıştı ne yazık ki, çünkü haklıydı.
Çınar artık ofiste kaçak bir şekilde görüşmemiz için büyük bir çaba sarf ediyordu.
Çağla'ya hâlâ hiçbir şeyden bahsetmemiştik. Aslında fırsat olmamıştı, daha uygun - uzunca konuşabileceğimiz bir yer olmasını istiyordum fakat o yeri ve zamanı bir türlü bulamamıştım.
Elbette kahve içerken bir anda, 'Çağla, Esra benim eski karım' diyemezdim.
Bu akşam yemekte söylemeyi umuyordum, beklediğim ortam ayağıma gelmişti resmen.
Yanağıma kondurulan öpücükle kendime gelip gülümseyerek Esra'ya döndüm.
"Daldın gittin," dedi yüzümü inceleyerek. Böyle yapması hoşuma gidiyordu, ezberlemek ister gibi bakıyordu yüz hatlarıma ve bu... işte, kelebekler.
"Hiç, öyle aklıma bir şeyler geldi." Dedim omzuna dolanmış kolumu daha sıkı sararak.
Terastaydık, koltukta oturuyorduk ve Esra'nın evde yaptığı çikolatalı kurabiyelerden yiyip kahve içiyorduk.
Huzurlu hissettiriyordu, hem de çok.
"Diyorum ki," diye söze başladı. "Bu akşam evimizde güzel bir yemek mi yesek?"
Fikir güzeldi. Saçlarına bir öpücük kondurdum.
"Çağla'ya sözüm var." Dedim isteksizce. Hâlâ iptal edebiliriz. Saçmalama iç ses.
Derin bir nefes verdiğini hissettim. "Peki." Dedi tripliyken kullandığı ses tonuyla.
Konuşmadan sadece saçlarının arasına bir öpücük daha kondurdum. O da uzatmayıp bana sokuldu.
"Ne kadar sürer?" Diye sordu.
"Ne?" Dedim.
"Yemek," diye açıkladı. "Ne zaman eve gelirsin?"
Yüzüme yerleşen gülümsemeye engel olamadım. "On veya daha erken." Dedim.
İyice yerleşip elimi tuttu. "Güzel, az ye." Dedi.
Gülerek iyice sarıldım ve bu sefer şakağından öptüm.
"Merak etme, sen yokken boğazımdan geçmiyor zaten." Dedim tekrar öperken. Bugün de öpmelere doyamıyor musun ne?
Sanırım doyamıyorum, iç ses. Zaten ne zaman doydum ki?
"O zaman benden başkalarına yemek sözü verme." Dedi, elini kısa sakallarıma çıkarıp oynarken.
"Esra'm bana kalsa ben diyeceğim, 'sevgilim var benim, başka kadınlarla yemeğe çıkmam' diye ama sen açıklamıyorsun işte." Dedim.
Tekrar saçlarının kokusunu içime çekerek öptüm.
"Biraz daha zaman geçsin sevgilim, söz veriyorum açıklayacağız." Dedi burnunu boynuma gömerek.
Gözlerimi kapatıp başımı geriye attım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen Beni Güzel Hatırla | Esra & Ozan
Fanfiction"Zaman ilaç derler ya Esra, ellerin neden uzak hâlâ?"