2.BÖLÜM

2.2K 86 7
                                    

Simsiyah çimenlerle dolu bir ormanın içindeydim.Aslında sadece çimenler siyah değildi.Tüm orman siyahlara bürünmüştü.Böyle bir yerin gerçek dışı olduğunu sanıyordum ama mümkünmüş.

Çevreme daha dikkatli bakmaya başladığımda siyah renk bir kapı gördüm.

Kapıya doğru hareket ettim.Bir yanım durmam gerektiğini haykırırken bir yanım gitmemi istiyordu.

Neler olduğunu anlayamıyordum.En son Ahi ve ben arabadaydık ama...
Aması yok işte nasıl buraya geldim ve buradan nasıl çıkarım bilmiyorum.

İşte bu yüzden bu kapıya bakmam lazım.Tam kapı koluna uzanmıştım ki etrafta mavi ve kırmızı renkte ışıklar yanıp sönmeye başladı.

Elimi hızlıca göz kapaklarıma bastırdım.
Işık gittikçe kuvvetlendi ve çevremde sağır edicek biçimde siren sesleri duyulmaya başladı.

Son hatırladığım "solunum alamıyoruz." nâralarıydı.

~~~

Uygar'ın ağzından

Freya gittiğinden beri Ulaş ve saçma edebiyatına mâruz kalıyordum.En sonunda

"Tamam Ulaş Freya benim kardeşim değilmiş gibi konuşma."dedim kızgınlıkla.

"Kardeşinse düzgün davran ne kadar kırıldığını görmüyormuş gibi davranma!"diye çıkıştı.

Haklıydı.Freya küçüklüğünden beri bu rahatsızlık ile uğraşıyordu.Türkiye'nin en iyi psikologlarına götürmüştük canımın içini ama faydadan çok zararı dokunmuştu.

Sanırım minik kardeşimden özür dileme zamanım gelmişti.

"Doğru söylüyorsun ben en iyisi küçüğümün kalbini onarmanın bir yolunu bulayım."

"O kadar zor değil git çikolata al çiçek al ne biliyim işte onu da ben mi düşünücem."diye hayıflandı.

"Lan istemeye mi gidiyorum oğlum.Hem, sana kim düşün dedi kendi kendine gelin güvey oluyorsun."

"İyilik de yaramaz oldu bak o zaman başının çağresine ben gidiyorum zaten.Durduk yere uçuşum çıktı sinirlerim bozuldu."diye söylenerek odadan çıktı.

"Salak"diye mırıldandım.

Arabamın anahtarını alarak dış kapıya yöneldim ve evden çıktım.Şimdi bir markete gidip çikolata alma zamanı.

~~~

Reyonlardaki bütün çikolataları almıştım nerdeyse.Elimdeki poşetleri bagaja bıraktım ve şoför koltuğuna geçtim.Araba ilerlerken sırada Freya'nın en sevdiği çiçeği almak vardı.Frezya.Evet en sevdiği çiçek frezya ve onu bulana kadar baygınlık geçiriyoruz ama buna değer.

♡♡♡

Sonunda aradığım çiçeği de bulup eve döndüm.Ev her zamankinde daha sessizdi ve bu olağanüstü bir şekilde rahatsız ediyordu.

Freya hâlâ eve dönmemişti ve endişelenmeye başlamıştım.

Hızla Freya'yı aradım ama telefonumu açmadı.
"Sadece sana öfkeli ve telefonuna dönmüyor her şey yolunda."diyerek kendimi sakinleştirmeye çalıştım ve Ahi'yi aradım.

Cevap vermedi.

Ellerim konrol edilemez bir biçimde titrerken Ulaşı aradım ikinci çalışta telefonunu açtı.
"Ne oldu abi?"diye sordu.

Freya Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin