22.BÖLÜM

620 34 2
                                    

Freya'dan

Mutfak tezgâhının üstünde somurtarak, yemek yapan Mir'e bakıyordum. Benim aksime beyefendi oldukça keyifli duruyordu.

Yeni bir oyunun kurbanı olmuştum. Galibiyet çok yakındı oysaki. Delicesine bir hırsla gözlerimi kırpmıyordum. En son acıdan gözyaşlarım dökülmeye başlamıştı. Mir bunu görünce huysuzlanmıştı. Ama pes etmedi tabii!

"Hırslı olman güzel olsada, sana zarar veriyor." demişti.

"Hep senin yüzünden, pes et artık." İnatçı sesim onu güldürmüştü.

"Huysuz kızım, zaten bir kere sana yenildim. Bir daha yenilirsem, o zaman istesemde seni yenemem."

Bu itiraf karşısında şaşkınlıkla elbette gözlerimi kırpıştırmıştım! Ve kaybetmiştim...

Her sözü beni derin düşüncelere itiyordu. Bir kere yenildim demişti. Neyden bahsettiğini anlamak kalbimin hızlanmasına sebep oluyordu. Her hareketi kalbimi hızlandırıyordu!

"Ne o prenses, galibiyet yolları mı arıyorsun?" Keyifli sesini duymamla kollarımı birbirine doladım.

"Sen de hangi hileyi hazırlasam diye mi beni inceliyorsun?" Kahkahası kulaklarıma ulaştığında hayran hayran bakmama zor engel olmuştum. Çok güzel gülüyor!

"Hile yapmadım ki." Hazırladığı makarna sosunu bırakırken yanıma geldi. Tezgâh ve Mir arasınında kalırken, bakışlarım göğsünden yüzüne tırmandı.

Yüzündeki çocuksu sevinci görmek Şubat soğuğunda terlememi sağladı.

Önüme düşen saçları nazikçe parmağına doladı. İşte o dakika aklıma Ahi geldi ve karnımdaki tuhaf sancıya anlam veremedim.

Yüzümdeki ifadeyi fark etmiş olacak ki yerinde kıpırdandı.

"Bir problem mi var?" Ses tonu merak ettiği için sorduğunu belli ediyordu.
Yüzümü stabil tutmaya çalışarak yanıtladım.

"Karnım ağrıdı sadece." Yani kısmen ağrıdı diyebiliriz. Bu duyguyu ancak bu şekilde açıklayabilirim çünkü.

Gözleri endişeyle bedenimde dolandı ve hızla kucağına aldı.

"Ben... ben ne yapmalıyım. Bu konuda bilgim yok. Tezgah soğuk muydu? Karnın daha çok ağrımıştır."

Bravo. Artık regl oldun.

Hızla salona girdik. Koltuğa nazikçe beni yatırırken sonunda konuşmayı akıl edebildim.

"Mir yanlış anladın. Karnımın ağrıma sebebini bilmiyorum. Arada oluyor." Umarım anlamıştır...

"Olsun, bekle sen beni. Durduk yere ağrıması daha kötü."

Lan ağrımıyor ki!
Ne deseydim peki?
Ahi'yi düşünmek karnımı karıncalanırdı?
Siktir git.

Hızla yanımdan ayrılarak adamlarından birine telefon açmış olacak ki, emirler yağdırmaya başlamıştı.

"Umut koş git sıcak su torbası-"

Salondan ayrıldığı için devamını duyamadım ve kaderime boyun eğip koltukta uzanmaya devam ettim. Neden rahatsız hissetmediğimi bilmiyorum ama bu koltuk temiz hissettiriyor. Temiz hissetmediğim yerlerde oturamam bile!

Ne takıntılı bir aptalsın ya.
Sen de öylesin.
Senin yüzünden!
Öyle oluyor değil mi?

Sıkıntıdan patlama seviyesine geldiğimde telefonumu düşünüyordum. Kim bilir kimin elindeydi?

Mir'de olma olasılığı var mıydı? Sormadan bilemem. Sormak için ayağa kalkmaya yeltendiğimde salona elinde tuttuğu tepsiyle giriş yaptı. Makarna tabakları ve kolayı görünce acıktığımı hissettim.

Freya Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin