42.BÖLÜM

348 21 5
                                    

"Hep mi salak olurlar, Yarabbim?" Afşar'a katıldığımı belirterek kafa salladım.

Korku filmlerindeki klasik salak kız, yine kendini belli etmişti. Katilin peşinden gitmek başka türlü açıklanamazdı çünkü.

"Tüm film boyunca yorum yaptın. Kes artık sesini!" Afşin'in her defasında Afşar'ı uyarması ve Afşar'ın bunu asla takmaması filmi güzelleştiriyordu.

"Sen koca çenini kapatsan kimse rahatsız olmaz. Değil mi sarı?" Bana hitaben konuştuğunda "yani" gibi bir bakış attım.

"Kızı manipüle etme köpek." Çağatay duruma müdahale ettiğinde Ahi, kumandayı aldı ve filmi durdurdu.

Odamdaki televizyondan korku filmi açmış, hepimiz yatağımın farklı bir köşesine dağılmıştık. Ahi ve ben yatak başlığına yaslı bir hâlde uzanma, yatma arası bir pozisyondaydık. Başımı göğsüne yaslamış öylece filmi izliyordum. Ya da Afşar ve Afşin'in atışmalarını...

"Sen sus, gereksiz." Afşin, Afşar'ın ensesine tokat attığında Afşar yatağımdaki yastıkla Afşin'e saldırdı.

"Bir film izliyelim dedik sıçtınız içine!" Ahi'nin haklı isyanına sessiz kalamadım.

"Cidden ya. Şu kız sizden akıllı." diyerek filmdeki salak başrolü gösterdim.

"Ben bu hakareti kaldıramam." Afşar kendini yerden yere atarken Afşin bile ona hak veriyordu.

"Aşk olsun sarı papatya, bizi onunla nasıl kıyasladın?"

İçinde sarı olan her şeye  beni benzetiyorlardı. Bu duruma güldüm ve savunmamı yaptım.

"Hadi siz çok üstünüze alınmayın beyefendi." Elini kalbine koydu ve göz kırptı. Yerden bir anda doğrulan Afşar'a kaydı bakışlarım.

"Hain! Ben alınayım mı üstüme yani?" Kaşlarını yalandan çatmış, gözlerini kısmıştı.

Bu sefer ben ona göz kırptım ve sessizce ama herkesin duyacağı şekilde fısıldadım:
"Ben onu Ahi'ye dedim. Sakın üzerine alınma." Gülerek Ahi'ye bakarken Ahi, kollarını belime daha sıkı sardı.

"Demek beni sattın prenses?"

Gülerek yanağına bir öpücük bıraktım.

"Hiç boşuna uğraşma. Sana bir trip atayım da gör." Ahi'nin söylediklerine daha fazla güldüm ve daha fazla öpücük bıraktım. O da pes etti ve yanağımı öpücük yağmuruna tuttu.

"Tamam be, yeter vıcık vıcık. Aile var burada, aile! Hem de bu kızın ailesi." diyerek noktayı koyan Çağatay, suratımıza attığı yastıkla ayrılmamızı sağladı.

"Helal olsun sana be! Aslan parçası gel buraya." Afşar, Çağatay'ı kolları arasına aldı ve bir sağa bir sola yatırarak kendince sevgi gösterisi yaptı.

"Bir şeyin de bokunu çıkarma." Çağatay zar zor ayrıldı ve herkes hiçbir şey olmamış gibi eski pozisyonuna döndü. Başımı tekrar Ahi'nin göğsüne yasladım. O da çenesini kafama yasladı ve filmi kaldığı yerden devam ettirdi.

~~~

"Senin gibi insan olmaz olsun!" Haykırışı yine ve yine Afşar'dan çıkmıştı. Bu sefer filmin sonuna kadar sabretmiş ama sonunda patlak vermişti.

"Gına geldi." İsyanının sahibi ise tabii ki Afşindi.

"Bana da!" Afşar'ın bağırmasıyla saatlerdir içimde tuttuğum kahkaha serbest kaldı.

"Neyse ki film bitti." diyen Çağataydı.

Katılıyorum dercesine kafa salladım. Bir süre daha saçma sapan sohbet ettik ve dışarı çıkma kararı verdik.

Freya Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin