14.BÖLÜM

803 39 0
                                    

Freya'dan

Eve geldiğimizde kimseyle konuşmadan odama çıktım.Abilerimi arayıp iyi olduğumu ve eve vardığımız söyledim.Biraz sohbet edip kapattık.

Hastanede çıkarttığım kıyafetleri ve üstümdekileri kirli sepetine atıp banyoya girdim.

Uzun uzun banyoda kaldım. Ellerim buruşunca çıktım ve üstüme tavşanlı pijamalarımı geçirdim.

Odamdan çıkmayı düşünmüyordum. Ama bir yanım çıkmam gerektiğini haykırıyordu.

Sonunda ani bir kararla odadan ayrıldım. Zaten evde çok kişi olacağını sanmıyorum çünkü bu gün Salı ve bu adamların işi gücü yok mu?

Böyle bir evde yaşamak için bir işleri olması gerekti tabii.

Kendi hâlime güldüm.Gerçek ailemin ne iş yaptığını bile bilmiyordum. Keşke sabah boş boş konuşacağımıza kendimiz hakkında bir şeyler paylaşsaydık.

Salona indiğimde play-station oynayan Çağatay ve Berkin'le karşılaştım.

Berkin öylesine kendini kaptırmıştı ki elindeki konsol dile gelip bırakması için yalvaracak gibiydi.

Çağatay daha aklı başında oynadığı için sanırım, beni gördü ve hemen oyunu bıraktı.

Oyunu bırakmasıyla Berkin'in dalga geçmesi bir oldu.

"Noldu lan, seni ezerim diye mi korktun?"

Tam o esnada Çağatay'ın baktığı tarafa yani bana bakmasıyla hızla ayaklandı.

"Prensesim gelmiş, niye söylemiyorsun aptal herif?"

Kolumdan tuttuğu gibi yanına oturttu.
Saçlarımın ıslak olduğunu görünce hoşnutsuz bir şekilde konuştu.

"Bebeğim daha birkaç saat önce hastanedeydik, neden saçlarını kurutmadın?"

Umursamazca omuz silktim.

"Kendi kendine kuruyor zaten."

Evet.Gayet mantıklı bir cevap.

Güldü ve saçlarımda elini gezdirdi.

"Kurur tabii yavrum ama kuruyana kadar da seni hasta eder."

Cümlesini bitirir bitirmez ayağa kalktı ve ellerimden tutarak beni de kaldırdı.

Salonun içinde yükselen;
"GOLLL" seslerini duymamak imkansızdı. Çağatay'a döndüğümde Berkin'i yendiğini ve kışkırtmak için halihazırda beklediğini gördüm.

"Abicim korkup kaçarken haber verseydin sana bir kaç el verirdim."

"Senin ananı çocuk-"

"Hop hop hop, noluyor beyler?"

Salonda yükselen Yalçın'ın sesiyle bakışlarım ona döndü. Beni görür görmez gülümsedi ve tekrar Berkinlere döndü.

"Bu göt herif kendi kaleme golleri atmış atmış şimdi de artistlik taslıyor!"

"Sonuç olarak kazandım."

"Kazanmana sokayım!"

"Lan." Yalçın'ın sesi kızar gibi değilde uyarır gibi çıkmıştı.

"Pardon ya, ben hâlâ evimizde küçük; minik bir kız çocuğu olduğunu unutuyorum."

Bana dönmüş ve sevgiyle konuşmuştu.
Gülerek kafa salladım ve önemi yok dercesine omuz silktim.

Bana göz kırptı ve elini belime koyarak salondan çıkmamızı sağladı. Çıkmadan son kez Çağatay'a bulaşmak istemiş olsa gerek;
"Sizin gibi kafasızlar yüzünden içimizde oyun oynama hevesi kalmadı Bay Messi(!)"

Freya Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin