16.BÖLÜM

770 39 10
                                    

Freya'dan

Gözlerimi aralarken boğazımın ne kadar ağrıdığını fark ediyordum.

Su içmeyi sürekli unuturdum. Benim için hiçbir önemi olmayan bir detaydı sadece.

Bir haftada küçük pet şişe bile bitiremiyorken, hasta olmamdan kaynaklanan susuzluk vücudumda kol geziyordu.

Yatağımdan kalkarken havanın çoktan aydınlandığını hatta öğleni bile geçtiğini anlamıştım.

Yastığın altından telefonumu çıkardım ve saate baktım.

13.50

Evet. Her şeyin bokunu çıkarmak gibi bir huyum vardır. Uyku bunlardan biriydi sanırım. Ya hiç uyumam, zombi gibi gezerim yada uyurum ve kış uykusuna yatarım.

Kimse beni uyandırmadığına göre kahvaltı yapmayacağımı anlamışlardı.

Elimi yüzümü yıkayıp dişlerimi fırçaladım ve üstümü değiştirmek için kıyafet odama girdim.

Siyah boğazlı badi, siyah pantolon ve üstüne beyaz oversize bir gömlek giydim.

Telefonumu pantolonun cebine sokuşturduktan sonra ayaklarımı sürüye sürüye odadan çıktım. Şaka maka okulların açılmasına 4 gün kalmıştı.

Kalbim çarpmaya başlarken içimdeki endişeli sesleri bastırmak için çabaladım.

12.sınıf öğrencisi olmama rağmen hâlâ okuluma ve sınıfıma alışamamıştım.

Hayır yani sınıftaki herkes ,bazıları diyelim biz ona, gayet iyi davranırken ben hâlâ ilk liseye geçtiğim günkü kadar endişeliydim.

Ahi her zaman yanımda olduğu için okulda bir problemle karşılaşmıyordum. Tabii abilerimin de bu konuda payı büyük. Hem iş dünyasından hem de sosyal medyadan tanındıkları için beni de gören herkes tanıyordu.

Merdivenden inerken bu saçma okul konusuna bir son verip, kendi kendimi daha fazla endişelendirmemeye karar verdim.

Son basamakta ayağım takıldı ve yere çakıldım. Birisi tutacak sanmıştım ama kimse beni tutmadı. Zaten bu evde kimse Batman olmadığı için, bu konuda gücenmem gereken bir durum mevcut değildi.

Yinede belime dolanan kollar olabilirdi(!)

Ben yerde 'ünlü düşmesi' yazısıyla paylaşılan Seda Sayan gibi yatarken Mutfaktan patırtı sesleri yükseldi.

Hızla yanıma gelen Berkin beni kollarımdan tuttuğu gibi ayağa kaldırdı ve bir problem var mı bakışları eşliğinde konuşmaya başladı.

"Bir tanem iyi misin? Canın acıyor mu? Acıyan bir yerin varsa hemen söyle. Çok kötü düştün, kesin ağrıyordur canın.Gel bakalım abiciğim."

Diz kapaklarımın altından ellerini geçirdi ve beni kucağına aldı.

Hızla salona yöneldi ve beni koltuğa yavaşça bıraktı.

"Tamam, bak iyiyim bir sorun yok. Sakin ol lütfen."

"Nasıl iyisin yavrum, yuvarlandın bildiğin."

"Yuvarlanmadım. Zaten son basamaktaydım bir basamak daha olduğunu görmemişim. Ondan düştüm yani."

Bir yandan da aslında mal olmadığımı, sadece kör olduğumu açıklamaya çalışıyordum.

Elleriyle yanaklarımı okşadı ve sakinleşmiş bir şekilde konuştu.

"İyiysen bir sorun yok. Daha dikkatli ol prenses. Küçük kardeşimin zarar görmesine göz yumamam."

Burnumu parmakları arasına sıkıştırarak konuşmuştu.

Freya Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin