31.BÖLÜM

425 29 7
                                    

Freya'dan

Sabah gözlerimi açtığımda ilk düşündüğüm dünden beri düşünmekten kaçtığım olaylardı.

Belki biraz ayıp etmiştim. Biraz değil ama neyse.
Ama ben de kendimce haklıydım. Kavga sırasında, dur bunlar ne düşüncek diye düşünemezdim yani.
Hem Berkin gitmemişti. Hatta onu aramamı istediğini bile belli etmişti. Neyse eşek değiliz ararız bizde. Telefonumun abilerimde olduğunu bildiğim için yeni telefon almak gibi bir derdim olmamıştı.

Yatağımın yanında duran komodinin üstünde telefonumu gördüm.
Hemen uzanıp aldım. Ekranı açtığımda gördüğüm tarih gözlerimi kocaman açmama sebep oldu.

Bugün Ahi'nin doğum günüydü.

Kendi sorunlarımda o kadar boğulmuştum ki tek arkadaşımın doğum gününü unutmuştum. Eğer tahminlerimde yanılmıyorsam Ahi şu an bu evde uyuyordu.

Kendisi için ayrı bir odası bile vardı. Gözlerim sinsilikle kısıldı. Saat daha yedi olduğu için abilerim bile uyuyordur. Bu sayede Ahi'ye güzel bir iyi ki doğdun şakası yapabilirim.

Ya da eşek şakası.
Öyle de denebilir.

Hızla yatağımdan kalkarak odamı toparladım. Banyoya girip işlerimi hallettim. Üstüme mor bir sweatshirt geçirip, altına siyah bir pantolan giydim.

Odamın karşısındaki odaya ,yani Ahi'nin odasına, kapının ucundan baktım ve yatağında huzurla uyuyan Ahi'yle karşılaştım.
Güzel. Planlarım tam tıkırında ilerliyordu. Bu huzurlu anına daha da huzur katacağım için çok mutluyum.

Sen şeytan...

Yanıma kartımı ve telefonumu alarak dışarı fırladım. Evdeki herkes daha uyuduğu için kapıdaki korumalar beni görünce garip karşıladı.

Sanki evi soyup kaçmaya çalışmışım gibi baktıkları için babamın en güvendiği korumasına açıklama yaptım.

"Pastaneye gideceğim. Evdekiler daha uyuyor."

Benden yaşça büyük olan adam saygıyla başını eğdi.

"Biz alıp gelirdik efendim."
Olumsuz anlamda kafamı salladım.

"Yok teşekkürler. Ben alırım."

"Pekâlâ o zaman sizi bırakmama müsade edin." Zaten bunu söylemesini bekliyordum. Çünkü ben söyleyemem...

Hızla onayladım. Arabayı garajdan çıkartıp önümde durduğunda arka koltuğa bindim.

Yol sessiz geçerken Ahi'nin uyanmamasını diledim.

Pastaneye geldiğimde içeride çalışandan başka kimse yoktu. En azından kaygılanmama gerek yoktu.

Bir tane küçük, bir tane de büyük pasta aldım. Arabaya geçerken üstümde birinin bakışlarını hissettim. Kaşlarım hızla çatılırken çevreme dikkatle baktım. Tek tük bulunan arabalardan biri dikkatimi çekti. Bu sahilde gördüğüm arabanın aynısıydı. Arabada kim var göremesemde tedirgin olmuştum.

Adımlarımı hızlandırarak benim için açılan kapıdan içeriye girdim. Kapımı açan koruma bir terslik olduğunu sezmişti.

"Bir problem mi var efendim?" Üzerimdeki tedirginliği atmak için hafifçe gülümsedim.

"Hayır iyiyim. Sağolun."

Anlayışla kafa sallayıp şoför koltuğuna geçti. Eve varana kadar o araba tesadüf eseri mi oradaydı, yoksa beni takip mi etti? diye düşünüp durdum.

Freya Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin