FİNAL

917 37 17
                                    

"Vedalar acıtsa da bazen gitmek gerekir."

Gözlerimi açtığımda kasvetli odam beni karşılamıştı. Güneş doğmaya yüz tutmuştu. Eve geldiğimiz zamanı hatırladığımda geceydi. Uygar abim, beni kucağından bir an olsun bırakmamıştı. Odama girip koltuğa oturmamı sağlamıştı. Giymem için birkaç kıyafet çıkarttığında, sadece hareketlerini izliyordum.

Ne yapması gerektiğini bilmiyormuş gibiydi. Sürekli hızlı hareket ediyordu ve sık sık beni kontrol ediyordu.

Banyoya kadar eşlik etmişti ve ihtiyacım olursa diye odamda beklemişti. Kafamdaki atkıyı çözdüğümde kurumuş kan midemi bulandırdı.

Uzun bir süre banyodan çıkmamıştım. Gözlerim aynanın önünde duran makasa kayıp duruyordu. Birkaç kere yeltenmiş olsam da cesaret edememiştim.

Su vücudumdaki kirleri iyice temizlesin diye sıcak suyun altından çıkmamıştım.

Banyodan ayrılıp odama girdiğimde odamda ileri geri yürüyen Uygar ve Ulaş abimle karşılaştım. Banyodayken defalarca kapıyı çalsalarda bir yanıt verememiştim.

Ulaş abim hızla yanıma geldi ve kolumdan tutarak yatağıma uzanmamı sağladı. Gözlerimi tavana diktim ve odamdan çıkmalarını bekledim.

Bir süre konuşmaya çalışsalarda söyledikleri şeyi duymayı bırakmıştım. Sonunda pes ederek odamdan ayrıldıklarında kabus dolu bir uykuya atılmıştım.

Gözlerim komidinin üstündeki telefonuma kaydı. Elime alacağım esnada gördüğüm siyah gül buketi yataktan yavaşça doğrulamama sebep olmuştu.

Kimden geldiğini biliyordum. Buketi kucağıma aldığımda üstündeki notu sıkıca kavradım.

İnanışa göre karagül, şeytanın gülüymüş ve kimse ona dokunmazmış. Ancak karagül, bir gün bir kıza madalyon olarak gözükmüş. Kız madalyonu sahibine vermek için eline alınca, şeytanın gülüne dokundu diye halk kızı cadı ilan etmiş ve kızı çarmıha gerip taşlayarak öldürmüşler.

Kara gül; kimine göre ayrılığın simgesi, bize göre umudun temsilcisi... Yanındayım, her şeyim. Nefes aldığım sürece yanındayım. Eğer gelmek istersen her zaman seni bekliyorum.

Mengü Mir Akal

Yatağımdan kalktım ve banyoya girerek işlerimi hallettim. Üstüme siyah askılı tulum ve siyah ayakkabımı geçirip hızla dışarı çıktım. Salondan ışık hızıyla geçtiğim için herkes peşimden koşmuştu.

Bu havada askılı tulumla neden dışarıya koştuğumu anlamaya çalıştıklarının farkındaydım.

Arkamdan seslenen Berkin abimi duymazdan geldim ve peşimden geldiklerini bildiğim hâlde kapının önünde duran arabaya bindim. Ahi'nin arabasıydı ve her zaman anahtarından biri bende olurdu.

Son sürat Mir'in evine giderken düşündüğüm hiçbir şey yoktu. Sadece ona sarılmak istiyordum. Sessizce sarılmak ve vedalaşmak...

~~~

Arabayı evinin önüne park ettim ve koşarak indim. Daha önce geldiğim evin yerini bulmak zor olmamıştı.

Keskin fren sesleri boş sokağı doldururken Mir'in evinin kapısını çaldım.

Saniyeler içinde açılan kapıda buruk bir tebessümle bana bakan Mir'i görmüş oldum.

Freya Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin