15.BÖLÜM

792 43 3
                                    

Sanırım...

Sanırım Berkin şok geçiriyordu. Kımıldamadan bana bakması başlangıçta biraz ürkütsede aradan geçen beş dakika bu duruma alışmamı sağlamıştı.

Artık iyiden iyiye endişelenirken sesimdeki korkuyu gizleyemeden konuşmaya başladım.

"Bak artık cidden korkmaya başladım. Berkin abi kendine gelir misin lütfen?"

Tekrar abi dememle evde harp çıkacağını bilsem tekrar söyler miydim bilinmez.

Merdivenlerden yükselen adım sesleri beni daha fazla germekten başka bir işe yaramadı.

Berkin çıldırmış gibi beni havaya kaldırıyor, geri yere bırakıp tekrar döndürüyordu. Bu döngü Yalçınlar içeriye dalana kadar devam etti.

"Noluyor noluyor?" Yalçın bağırarak sorusunu sorarken Yalçın'ın arkasında duran Çağatay Berkin'in gazabına uğrayacağa benziyordu.

"Ya noldu biliyor musun?"

"Off(!)"

"Dur yavrum." Bakışları bana döndüğünde yüzündeki sevinç bu eziyete değerdi. Ellerini omzuma doladı ve tekrar ev ahalisine döndü.

"Birazdan duyacaklarınız yoğun üzüntü ve keder içerebilir! Lütfen içinizde bu acıyla yaşama devam edemeyecek bireyler varsa şuan da bulunduğumuz bölgeyi terk etsin."

"Abicim ne anlatıyorsun sen, açık konuşsana artık?"

Eliyle beni gösterdi ve kahkaha atarak konuşmaya başladı.
"Bu güzeller güzeli abisinin biriciği varya, bana abi dedi. Bana dedi ya, ilk bana dedi. İnanabiliyor musunuz?"

Muhtemelen bir inme vakasıyla daha karşı karşıyayız çünkü Çağatay dahil olmak üzere -ki ona neden abi demem gerektiğini bile anlamazken- odada bulunan herkes bariz bir şekilde üzülmüştü.

Ne söylemem gerekli bilmiyordum. Ben bu kadar üzüleceklerini bilsem hepsine birden derdim.
Niye diyelim kızım? Biz bize yakın davranan adamı abi bildik.
Ama onlar da kötü davranmadı?
Olabilir.
Ne demek olabilir? Gel buraya kaçma.
Sus be Ben Berkin'in arkasındayım. En çok o haketmişti abi sıfatını. Şu mutluluğa bak on yaş gençleşti adamcağız.

Gerçekten öylesine mutluydu ki mutluluğu bana da bulaştı.
Dudaklarımda yer alan tebessümle, konuşmaya başlayan Yalçın'a döndüm.

"İhanete uğramış gibiyim."

"Al benden de o kadar."

"Valla benim bile içim kan ağlıyor. Sanki bana abi desen daha doğru olurdu."

"Çağatay senin ben... Neyse çok sakinim. Bu mutlu günümü kimse bozamaz."

Ellerimden tuttu ve hâlâ çalan şarkıya ayak uydurarak dans etmemizi sağladı.

Bu sefer tüm odayı turlayacak kadar kendimizi kaptırmıştık ve kapının önünde bizi izleyen seyircilerimizin homurtularını işitebiliyordum.

"Bu gece zor uyurlar." Sessizce konuşmamla kahkahası odayı doldurdu.

"Bu gece uyumayı bırak, bu saatten sonra yerlerinde duramazlar. Hepsi sana abi dedirtmeye çalışacak ama sakın oyunlarına gelme yavrum. Bana gel sen."

Gülerek kafa salladığımda belimden tutarak beni iyice yere eğdi. Ayağa kalktığımda müzik bitmişti ve tek bir kişinin çaldığından emin olduğum alkış sesini işittik.

Freya Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin