21.BÖLÜM

610 35 11
                                    

Freya'dan

Mir ile olan bakışmamız, Ahi ile oynadığım 'Kim daha önce gözlerini kaçıracak?' oyununa dönerken pes etmeye niyetli değildim.

İşin kötü tarafı Mir gözlerini kırpmadan bana baktığı için ve oyunun bir diğer özelliği olan göz kırparsan kaybedersin kuralı, benim de gözlerimi kırpmama engel oluyordu.

Aradan geçen birkaç dakika sonucu Mir gülerek yerinde doğrulduğu için gözlerini kırpmıştı. Hırslı tarafımı bastıramadım.
"Kaybettin." Bağırarak konuşmamla kısa bir an şaşırmış ama gülmeye devam etmişti.

Şaşırması doğal tabii. O hiç 'Gözünü kaçıran kaybeder' oynamamış ki nereden bilsin?

"Neyi kaybettim?" Gözleri parlarken sorduğu soruya dürüstçe cevap vermek hiç istemezdim.

"Gözünü kaçıran kaybeder oyununu sen kaybettin."

Senin ben ananı-
Bisi yok bisi yok BİR ŞEY YOK!

Kahkahası tüm salonda yankılanırken utansamda belli etmemeye çalıştım. Bak çalıştım diyorum. Ben belli ederim çünkü.

Sonunda gülmesini bastırdığında, yüzündeki sırıtışı engellemeden konuştu.

"Benim haberim yoktu ama?"

Soru sorarcasına konuşmasıyla utancımın kaybolduğunu hissettim. Takıldığı nokta haberinin olmamasıymış yani. Mallığıma takılmamış.

Allah'ım çok şükür.

"Zaten habersiz oynanıyor. Hiçbir şey bilmiyorsun." Elimi umursamazca savururken, kafasını sağ omzuna yatırdı ve bana bakmayı sürdürdü.

Çok geçmeden yeni bir oyuna başladığımızı anladım.

Ölmek var, dönmek yok. Gazamız mübarek olsun.

Bende Mir'i taklit ederek başımı sol tarafa yatırdım. Böylelikle bakışmamız daha kolay olmuştu. Ortalığı sessizlik kaplarken en başından kaybedeceğim anlaşılmıştı.

Oyun kurallarında konuşmak yasak diye bir şey olmadığı için isyan bayraklarını çektim.

"Hayır ya, son kez gözlerimi kırpmamıştım." Mızmızlanmama güldü ama gözlerini benden ayırmadı.

"Mızmız küçük bir kızım var demek?" Boğuk çıkan sesiyle sertçe yutkundum ama kuyruğumu dik tutmak için çabaladım.

"Ben hem küçük değilim hem de senin kızın değilim." Kaşlarım çok hafif çatılmıştı ve galibiyetim tehlikeye girmişti.

"Küçüksün. Benim küçüğüm."

Sanki yeni fark etmiş gibi şaşkın şaşkın konuşmaya devam etti.
"Daha reşit bile değilsin. Olsun ama, büyümeni beklerim."

"Sen kaç yaşındasın ki?" Sorusu ağzımdan kaçtığı gibi Mir'e ulaşmıştı.

Bir an tereddüt etti. Söylerse arkama bakmadan kaçacağımı düşündüğüne emindim. Sonunda pes etti ve konuştu.

"28"

Gözlerimi şaşkınlıkla kırpıp, kırptığımı bile fark etmedim. Çok büyüktü. Baya büyüktü.
Adam bana "küçük" derken haklıymış yani.

"Kaybettin." diye bağırmasıyla ağzım şokla açıldı.

"Hayır." diye haykırmam kifayetsiz kalıyordu.

Kahkaha atarak ensemden tuttu ve kendine çekti. Elmacık kemiğimin üstüne dudaklarını bastırdı ve geri çekilmeden konuştu.

"Küçük isyancı iş başında."

Freya Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin