43.BÖLÜM

325 18 4
                                    

"Sen var ya akıllara durgunluk verirsin!" İsyanla konuşmama gülerek göz devirdi.

"Hadi ama prenses, ne olacak abilerin hepimizin cenaze namazını kılacaksa? Herkes öldürür sevdiğini." Afşar hâlâ saçmalamaya devam ediyordu ve ben telefona bakarken şoktan şoka giriyordum.

Bildiğimiz fotoğrafımı çekmiş atmıştı. Hem de abilerimin gözünün önüne!

Korka korka yorumlara girdiğimde Uygar abimden bir süre yorum gelmişti.

@UygarKan: Bune?
@UygarKan: Lan bune?!
@UygarKan: Gelirsem senin ebeni ters çeviririm, Afşar!
@UygarKan: Sakın benim küçük kızımı bu işlere sokma!
@UygarKan: Eve gel bir tanem @AhidevranınFreyası

@Ulaşşş: Beynim aktı bune lan!
@Ulaşşş: Biz bu kızı iki dakika yalnız bırakamayacak mıyız, hainler!
@Ulaşşş: Nerdesin ulan? @FreyanınAhidevranı

"Bunlar ne amına koyayım? Ulan Afşar!" Ahi'nin bağrışlarını duyduğumda hızla ona döndüm.

"Abiciğim kasmayın bu kadar. Olur böyle şeyler yahu." Afşar'ın sakinliği bana da bulaşmaya başlamıştı.

"Neyse en sonunda öğrenmiş oldular." dediğimde Afşar alkış tutmaya başladı.

"Sen ne mal adamsın öyle? Ulan bu kızın tüm sülaleye yetecek kadar abisi var. Bak ölürsem falan, tokadı koyarım sana!" Ahi öfkeyle konuştuğunda güldüm ve yerden bir içki şişesi kaptım.

Tıpasını açıp kafama diktim. Afşar'da bir şişe aldı ve kafasına dikti. En sonunda diğerleri de pes etmiş olacak ki, herkes bir köşeye çekilip içmeye başladı.

Ara sıra Afşar'ın çocukluk anılarını dinleyerek boş boş gülüyordum. Aslında komik olmayan şeylere de gülüyordum. Bir süre sonra hareketlerim durgunlaştı ve ağlama pozisyonuna geçiş yaptım.

Daha önce bir kez içmiş ve ağlamaktan harap olmuştum. Yanımda Ahi vardı. O zamanlar on altı yaşındaydık. Bir cesaret içki almış ve koşa koşa benim yanıma gelmişti. Tüm gece birlikte içip evi dağıtmıştık. Bir süre sonra ben ağlaya ağlaya uyumuştum. Kendisi de yanıma uzanmıştı. Sabah kalktığımız da abimler durumu çoktan anlamıştı. Çok büyük bir tepki vermemişlerdi ama yine de uzun bir nasihat dinlemek zorunda kalmıştık.

Ulaş abim sayesinde de ceza almadan kurtulmuştuk. Uygar abime kalsa bizi süründürmekten geri kalmazdı.

"Sonra annem ağzıma tıkmıştı o meyveyi. Bu da böyle bir travma işte." Sabahtan beri karnım ağrıya ağrıya buna gülüyordum. Aslında tam bir trajediydi.

Birinci sınıfta Afşar, okuma yazma öğrenmek konusunda baya bir ilerideymiş. Yada annesi öyle sanıyormuş...
Veli toplantısı geldiğinde hocaya hiçbir şey dememiş çünkü büyük bir övgü bekliyormuş. Bir süre sonra hoca hiç pas vermeyince sormak istemiş. Aldığı cevap onu şoka sokmuş...

Afşar çok kötü.

Sınıf hocası Afşar'ın okuma kitabını ezberlediği için çok iyi okuduğunu, normalde 'a' ile 'e' harfini bile ayırt edemediğini söylemiş.

Annesi önce kitabı kendisi okuduğu için Afşar kitabı ezberlemiş yani. Yirmi dokuz tane harfi öğrenmemek için bir kitap ezberlemiş.

Bunun sonucunda Afşar ve Afşin eve geldiğinde annesi nar ayıklıyormuş. Önce kitabı tersten okutmaya çalışmış. Afşar okuyamayınca ağzına bir tabak narı doldurmaya çalışmış. Afşar'ın ağlama sesine hizmetçileri yetişmiş ve onu kurtarmış.

Şimdi gülerek anlatsa da cidden çok kötü bir travma sebebi. O yüzden hiçbir zaman nar yemiyormuş. Ki haklı da.

"Sen de ne mal adamsın. Kitabı ezberlemek nasıl bir mantık?" Çağatay uzun zaman sonra konuşmaya başlayınca aklımdakileri dile getirmişti.

"Ne bileyim oğlum. Annem defalarca okuyunca aklımda kalmış." Gülerek içkisini yudumlayınca bende gülmeye devam ettim.

"Bence herkesin böyle bir anısı vardır. Ben de çarpım tablosunu öğrenemedim diye annem odaya kilitlemişti. Öğrenene kadar odamdan çıkamamıştım." Bugünün şartlarında her gencin isteyeceği şey, çocukken yaşanınca kabusa dönüşebiliyor.

"Öyle hayatın amına koyayım. O ne biçim iş lan! Herkes okumak zorunda mı?!" Afşin'e hak verircesine kafa salladım.

"Şu baskıcı ailelerden gıcık kapıyorum. Bir de kendileri çok bir şey biliyormuş gibi konuşmaları insanı sinire koyuyor."

"Çok doğru ulan! Adamlar bir bok olamamış, gelmiş çocuğu başarısız diye dövüyor. Hadi ailesi zekiyse orasını bilemem." Afşar'ın söylediklerine güldük.

Bir süre daha boş muhabbet ile kafa şişirdik ve eve gitmek için yola koyulduk.

Başım çok fazla dönüyordu ama diğerleri benden iyi durumdaydı. Ahi'de iyiydi ve bu, benden gizli içtiğini gösteriyordu.

Demek ki bünyesi alışık.

Arabanın gazına köklenen Afşar ile Afşin hemen uyarıda bulundu.

"Yavaş sür. Senin yüzünden bok çukuruna düşmeyelim." Bir nevi haklı olsada hâlâ hız tutkum yerli yerindeydi.

"Bir şey olmaz ya. Hızlı sür lütfen." Yine ön koltukta oturuyordum ve Afşar'ın göz kırptığını sadece ben gördüm.

"Bir şey oluyormuş değil mi güzelim? Seninle daha önce bu anı yaşamıştık." Ahi'nin hatırlatmasına dudak büzdüm.

"O zaman şoför kötüydü." Afşar'ın attığı kahkaha keyfimi iyice yerine getirmişti.

"Sen çok hainleştin ama." Ahi yanağımdan bir makas aldı ve yerine bir öpücük bıraktı.

Afşar arabayı çalıştırdığında bu tenha yeri terk etmeye hazırdım. Araba ilerledikçe ilerledi ve ağaçlarla kaplı bir alan vardığında aniden durdu.

Bakışlarım Afşar'a döndüğünde öfkeyle küfür savurdu.

"Ne oldu?" Çağatay'ın sorusuyla merak içinde cevabı bekledim.

"Gitmiyor şu aptal araba."

"Nasıl gitmiyor ikiz? Kalk ben süreyim, iyice sızdın herhâlde." Afşin'in sakin sesi endişelerimi hafifletmemi sağladı.

"Ben sızmadım da bu mal araba sızdı. İnip bir bakacağım yağ mı akıtıyor ne sikimse artık."

Afşar öfkeyle kapıyı açtı ve kapatmadan arabanın kaputuna yöneldi.

Bu işten hiç anlamadığım için sessizce beklemekten başka şansım yoktu. Çağatay'da arabadan inip Afşar'ın yanına gitti.

Ahi endişemi anlamış gibi yanağımı okşadı.
"Bir şey yok prenses. Hiç olmadı abinleri ararız." dediğinde telefonuma döndüm. Gördüğüm sıfır sinyal işareti murphy kanunlarını doğrular nitelikteydi.

"Deme... Sinyal yok deme." Afşin'in sorusuna çaresizce cevap verdim.

"Murphy kanunları." Hem güldü hem küfür etti.

Afşar ve Çağatay arabaya tekrar bindi ve beklenen o cümleyi kurdu.

"Burada kaldık."

~~~
Selamlar,

Bölüm nasıldı?

Sizler nasılsınız?

Umarım beğenmişsinizdir.

Yazım yanlışları varsa affola.

Bir sonraki bölüme kadar mutlu kalın.♡

Freya Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin