4.BÖLÜM

2K 92 9
                                    

Freya'dan

Gözlerimi zar zor aralayıp başımda dikilen Ahi'ye baktım.Öylesine heyecanlıydı ki yerinde duramıyor,elleri yattığım yatağın başını kavrayıp bırakıyor sonra tekrar serum şişelerine dokunuyor ne yapmaya çalıştığına anlam veremiyor gibiydi.Hoş ben de anlam veremiyordum.

"Ahi"sesim oldukça cılız çıksada Ahi sonunda bana odaklanmıştı.Elleri ellerimi sıkı sıkı tutarken tebessümümü bastıramadım.

"Söyle canımın içi,söyle bir tanem.Sen konuş ben son nefesimi verirken bile seni dinlerim."

"Sen iyi misin?"sorum karşısında gülümsedi ve
"Tabiki iyiyim yavrum günlerdir senin uyanmanı beklemekten perişan oldum."dedi yalandan alıngan bir sesle.

"Ne kadar zaman geçti ki?"

"Boşver şimdi bunları ben hemen doktoru çağırıyorum tamam mı?Sen burada uslu uslu bekle sakın adımı deliye
çıkartacak bir hamle yapma valla kanıtlayamam uyandığını."hafif bir kıkırtı döküldü dudaklarımdan.

Ahi koşarak hastaneyi ayağa kaldırırken sadece uslu uslu onları bekliyordum.Derken kapı aniden açıldı ve içeriye tanımadığım bir adam girdi.Doktora hiç benzemiyordu ve arkasında resmen bir sürü barındırıyordu.

Peşinden gelenlere "Gitsenize abicim dayak mı istiyorsunuz?"diye sitemkâr bir şekilde konuştu.

"Sen girerken sorun yok biz girince mi sorun.Çekil bakayım şöyle önce ben geçicem."diyen kişiye döndü bakışlarım.Beyaz tenine tam uyan siyah saçları ve siyah gözleriyle gerçekten de yakışıklıydı.

"Siz salak mısın?Ne halt ediyorsunuz kapının önünde.Çekilin de içeri geçelim."aklı başında birisini bulduğumu zannetmiştim ama sanırım yanılmışım.

"Bir dakika neler oluyor?"konuştukça artan baş ağrım konuşmamı gittikçe zorlaştırmıştı.

"Abicim uyandın mı?"soru neyseki tanıdık birinden gelmişti.

"Yok daha uyuyor seni kandıralım dedik."alaycı çıkış sarı saçlı ve masmavi gözleri olan adama aitti.Hadi ama benim neden gözlerim mavi değil?
Tek sorun bu ya zaten diyerek hevesimi içime tıkan iç sesime ne yazık ki hak vermiştim.
Ah tabiki hak vereceksin ben bu grubun beyniyim. Konuşturduğu egosuna göz devirip Ulaş abime döndüm.

"Abi neler oluyor Uygar abim nerede."aslında abim ben dile getirmesem de esas sorularımın bu olmadığını anlayıp

"Uygar'ın az önce bir işi çıktı ama haber verdim hemen gelecek bir tanem ve sen şimdi sormamış olsanda burada bulunan herkesle sonra tanışacaksın tamam mı miniğim?"dedi ve parmaklarının arasına burnumu sıkıştırdı.

"Ya deli misin uza burdan."gülerek söylediğim sözlerle alnıma uzunca bir öpücük kondurdu.

Bir anlığına da olsa varlıklarını unuttuğum kişiler kapının önünde huzursuzca kıpırdanmaya başladı.

Anlamaz bir şekilde abime baktım ve onunda bir hâyli huzursuz olduğunu fark ettim.

"Ben doktoru çağırıyorum.Ahi gitti bir daha geri gelmedi."duyduğum tok ses içlerinde en büyük duran adama aitti.

Abim onaylayan mırıltılar çıkardı.

~~~

Sonunda doktor gelip kontrollerini yaptıktan sonra normal odaya alınabileceğimi söyledi ve şuan ise odada tuhaf bir gerginlik kol gezerken Uygar abimin kollarında uzanıyordum.

Abim büyük bir heyecanla yanıma gelip sıkı sıkı sarılmış ve o dakikadan sonra bırakmamıştı.

Salaklar ya alt tarafı kaza geçirdik.Ne abarttılar.
Lan sen mal mısın?
Hakaret etmeyelim lütfen medeni bir konuşma gerçekleştirebiliriz bence.
Nasıl medeni bir konuşma geçireceğiz acaba bok sineği gibi bitiyordu ömrün.
Haklısın lan yeter artık.Oha şuan hatırladım nur cemalime bir şey oldu mu acaba?
Off sen iflâh olmazsın.diyerek benden uzaklaştı.

Odaya bir nevi dalan Ahi'ye kaydı bakışlarım.Elinde tuttuğu frezya buketine bakarken abimden hızla ayrılmıştım.

"Ben bunca öküzün bir çiçek getirmeyeceğini bildiğim için bir koşu aldım geldim bir tanem."diyerek çiçekleri kucağıma bıraktı.

"Çok güzeller" Kolumdaki serumun izin verdiği ölçüde Ahi'ye sarılmıştım.
"Sen daha güzelsin"kulağıma fısıldadığı cümleyi sesli söyleyememişti.Zaten söylememeli çünkü üstündeki öfkeli bakışlar hayati tehlikesini göz önüne çıkarıyordu.

Hadi abimleri anlarımda hâlâ tanımadığım adamlar niye abimlerden daha sinirli bakıyordu.

Geri çekilirken "Seni seviyorum Ahim."diye mırıldandım."Ben daha çok seviyorum kızım."diye sitemle konuştu.

Güldüm ve eski pozisyonuma geri döndüm.Uygar abim direkt kollarını belime doladı.

Kucağımdaki çiçeklere hayran hayran bakarken"Ulan Ahi yine yaptın şovunu çekildin kenara."sızlanması Ulaş abimden gelmişti.

"Nazar etme ne olur,çalış senin de olur."aklıma direkt küçükken sahip olduğum oyuncak papağanım geldi.Kenan amca bana hediye olarak almıştı.Ahi ne zaman bize gelse kuşumla oynardık.Tabii babam kuşumu kırana kadar.

Yanlışlıkla olduğunu söylesede o küçücük yaşımda bilerek yaptığını biliyordum.Kırmasının bir amacı da yoktu sadece istemiş ve yapmıştı ve benim bunu sorgulama hakkım hiç olmamıştı.

Abilerim her ne kadar kızmış olsada onlarda küçüktü ve yapabilecekleri bir şey yoktu.

Kuşum gitti diye haftalarca ağlamıştım. Ahi ağlamama dayanamamış ve bana o kuşu tekrar almak istemişti ama aynı oyuncağı bulamamıştı.Yine de pes etmemiş bir papağan alarak ona yine aynı cümleyi öğretmişti ve öğretir öğretmez kuşu bana getirmişti.

Hatırladığım anıyla yüzümde bir tebessüm oluştu.Ahi'ye baktığımda onunda aynı anıyı hatırladığını fark ettim.Bana bakarak göz kırptı.

"Elimde kalırsın çocuk bakma güzelime."abim eliyle yüzümü gizledi.

"Ya siz şaka mısınız?Rahat bırakın prensimi!"gülerek söylediğim sözlerle abim ellerini yüzümden çekti ve " Ne yani senin prensin o mu?Bana ne olacak peki?"diye sordu.

"Sizi bilmem beyefendi ama ben bana çiçek getiren prens ile ilgileniyorum siz biraz gölgede serinleyin."

"Bu şerefsiz-pardon yavrum- bu hain benden görüp almıştır kesin ben sana 5 gün önceden almıştım.Bide gitmiş frezya almış ya sabır."öfkeli öfkeli konuşmasıyla yanağına bir öpücük bıraktım ve anında sakinleşti.Hatta gülmeye başladı.

"Kazanın olacağını önceden mi tahmin ettin lan sallama."

"Seni sümük gibi sike- silerim Ulaş."

Kahkahalarım arasında zar zor konuştum"Tamam ya yeter artık ne zaman eve gideceğiz burası çok sıkıcı ve bende turp gibiyim."

"Biraz daha gözetim altında kalman gerekiyor.İyi olduktan sonra evine geleceksin."bu sözler tanımadığım ve içlerinde en korkutucu duran adamdan çıkmıştı.

Abilerimin ve Ahi'nin gerginliğine anlam veremez bir şekilde bakakaldım.

"Evine gelicek haklısın Yalçın."Uygar abimin uyarı dolu sesi işleri iyice çıkmaza sokarken neler olduğunu anlamaya beynim yetmiyordu.

~~~

Selamlar

Bir bölümü daha sonlandırdık ve çok mutluydum çünkü günlerdir bölüm yazamıyordum.

Bölümler kısa oluyor ama hızlıca bölüm atmak istediğim için böyle yapıyorum.Rahatsız oluyorsanız belirtmenizi rica ediyorum.

Bölüm sayısı biraz artarsa bölüm günleri belirlemek isterim tabii.

Bölüm hakkındaki objektif yorumlarınızı buraya alabilirim.(Olmayan okuyucularıma sesleniyorum kdieosue)

Söylemek istediklerim bu kadar.

Yazım yanlışları varsa affola♡

Bir sonraki bölüme kadar mutlu kalın.♡

Freya Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin