Bölüm 45

25.3K 1.1K 26
                                    

Gelinliğimi giymiş odada stresle dolanıyordum. Aslında gelinliği giyene kadar gayet rahattım. Ben dışında herkes stresliydi, şimdi herkes rahatlamıştı.

"Kızım nerede senin sabahtan beri olan rahatlığın?" diye sordu İrem. Bende bunu merak ediyorum işte. Bacaklarım titremeye başlamıştı, gelinliğim sanki beni sıkıyordu.

"Yaren, tamam sakin ol." diyerek ayaklandı. Yanıma geldiğinde sıkıca sarıldı bana. Sonra kalktığın koltuğa oturttu. Bana uzattığı bir bardak suyu tek seferde içtim.

"Emirhan'ı ya da babanı çağırmamı ister misin?" diye sordu önümde eğilip. Başımı salladım sadece. Odadan çıkıp beni yalnız bıraktı.

Kısa bir süre sonra odanın kapısı açıldı. Gelene baktığımda Emirhan'ı gördüm. Telaşı yüzünden okunuyordu. Önümde eğilip yüzümü avuçları arasına aldı.

"Sabah gayet rahat olduğunu söylemişlerdi. İyi misin küçük kız?" diye sordu.

"Bilmiyorum. Gerildim biraz." dedim. Neden geldiğini anlamadığım göz yaşlarım dökülmeye başlamıştı.

"Eğer içerisi çok kalabalık geliyorsa nikahı burada kıyarız ya da düğünü erteleriz. Nasıl istersen öyle olur." dedi güven verircesine. 

"Hayır, gerek yok." dedim. Ertelemek istemiyordum. Koltukta yanıma oturup bana sarıldı. Yaklaşık beş dakika öyle kalmıştık. Beni sakinleştirmek için teselli veriyordu. 

"Daha iyi misin?" diye sordu benden ayrılıp. Başımı onaylarcasına salladım.

"Ağlayıca makyaj akmıyor muydu? Seninki olduğu gibi duruyor." dedi tespit edercesine. 

"Bu arada asla inanmayacağın bir şey oldu?" dedi. Değişik bir yüz ifadesi vardı.

"Ne oldu?" diye sordum merakla.

"Baban beni buraya gönderdi." demesiyle göz devirdim. Babam ona yakın davranınca hep böyle yapıyordu. Gerçekten şaşırıyordu.

"Babamın her hareketine şaşırmayı ne zaman bırakırsın tahminen?" diye sordum. Gülümsedi.

"Tanıdık geldi sanki. Noktalama işaretleri falan." dedi. Hatırladığım anılarla bende gülümsedim.

"Ayrıca baban çok dengesiz davranıyor. Sen ortada yokken hep iyi anlaşıyoruz ama sen gelince adam ne yapacağını şaşırıyor." dedi sanki sorun benmişim gibi.

"Ben çekileyim aranızdan o zaman." dedim. 

"İyi olur senin yüzünden düzgün bir ilişkimiz olamıyor." dedi o da fikrimi desteklercesine. Ciddi olmadığı ses tonundan belli oluyordu.

"Kırıcısınız beyefendi." dedim muzur bir ifadeyle. Sadece gülmekle yetindi. Kapının çalınmasıyla "Kendini iyi hissediyorsan gidelim mi?" diye sordu. Ayağa kalkıp koluna girdim ve birlikte nikah salonuna yürüdük.

Tanıdık olmayan hiçkimse yoktu. Onunla nikah masasına yürürken sanki bulutların üstündeydim. Nikah masasına geldiğimizde sandalyemi oturmam için çekti. İkimizde oturduğumuzda nikah memuru o soruyu sordu.

"İki gencimiz evlenmek için belediyemize başvurdular. Bize evlenmelerinde bir sakınca göremedik. Şimdi şahitlerin ve misafirlerin huzurunda tekrar sormak istiyorum." 

Kalbim yerinden çıkacak gibi atıyordu.

"Siz Elif Yaren hanımefendi; iyi günde, kötü günde, hastalıkta ve sağlıkta Emirhan beyefendiyi eşiniz olarak kabul ediyor musunuz?" diye sordu nikah memuru.

"Evet." diye cevap verdim. Cevabımın ardından nikah memuru Emirhan'a dönüp ona da sordu.

"Siz Emirhan beyefendi; iyi günde, kötü günde, hastalıkta ve sağlıkta Elif Yaren hanımefendiyi eşiniz olarak kabul ediyor musunuz?"

"Evet." diye gür bir sesle cevap verdi o da.

"Sizler de şahitlik ediyor musunuz?" diye sordu İrem'e ve Oğuz'a dönüp. İkiside aynı anda 'evet' cevabını verdi.

"Bende belediye başkanımızın bana verdiği yetkiye dayanarak sizleri eş ilan ediyorum. Gelini öpebilirsiniz." dedi adam. İmzaları attıktan sonra Emirhan saçlarıma uzun bir öpücük kondurdu.

Ben o gün hayatımın en güzel şeyini yaptım. Sevdiğim adamla mutlu bir ömre 'evet' dedim. Asla da pişman olmadım. İlk konuşmamızda kalbimi paramparça eden adam dediğini yapıp eskisinden daha iyi hale getirmişti kalbimi. Askerimin Yaren'i olmuştum.

Kırıcısınız Beyefendi|Yarı Texting|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin