24. Bölüm

44 6 0
                                    

            • SESSİZ ÂŞIKLAR •
Mahi Nehar

            • SESSİZ ÂŞIKLAR •                        Mahi Nehar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.




BÖLÜM 24: KATRAN YÜREKLERE DOKUN





Karanlık...

Puslu matem...

Alaca sessizlik...

Ufak çaplı bir karartı sarmıştı nidalı şehri. Gerdanına ziftin elli tonu ihtişamlı bir şekilde takınmıştı. Gökyüzünü, o sonsuz maviliği mordan pembeye çalan ufkun bekçisi parıltısını serpiştiriyordu adeta saklı kente.

Katran karası gece, sinsi bir hastalık gibi ilerliyordu matemin gammaz çıkan serzenişine. Akıl sarsıcı tenhalık eski Halfeti'nin gür çıkan sesini, yorganıyla örtbas ediyordu sanki. Sardıkça ısıttı, ısıttıkça yakmıştı düşleri. Âdemoğlu kendi köşesinde inzivaya çekilmiş, derince soluklanarak, yarıçaplı baskın düzenlemişti sis kaplı hayallerine.

İnsan azizim, insan... Bestelenmiş ruhunun doktoru, öğretmeni, bekçisi ve aynı zamanda hâkimidir. En çok da kiralık katili...

Bir gecede düşler, ansızın katline ferman biçerek acıyı yaşatır sinesinde. Kemiklerle kuşanmış yüreğini yumruklayarak kanatır, bir mum yakar perçemli penceresine. Kuşatılmış mabedi, isyan başlatır çaresizliğine. Aşka düşüş devam ettikçe köhneleşmiş yüreklerde, pervasızca yellenecekti har. Kor alevler, böylelikle ebediyete kadar yanmaya devam edecekti. Sol yanındaki devrim, nihavent savaşına politikacılar gibi ustaca hâkim olacaktı. Yandıkça yanacak, yaktıkça yakacaktı...

•*•*•*•*•

Hümeyra ile birlikte eve dönmüş, odamıza doğru çıkmıştık bitkinliğimiz, son enerjimizi de sömürürken. Bütün gün yapılacak şeylerin listesini çıkarmış, bir türlü karar veremeden öylece vazgeçip durmuştuk. En sonunda neyi nereye koyacağımızı, boyanın rengi vb. ıvır zıvır işleri hallederek birlikte aynı noktada karar kılmıştık. Melis, heyecanla evine gitmiş, içindeki tarifsiz mutlulukla gününü tamamlamıştı. Ben de onun böyle mutlu olduğunu gördükten sonra biraz olsun rahatlamıştım. Yerde iki-seksen yatan Hümeyra'ya bakmıştım, yorgunluğu bedenimde ve ruhumda baskın bir şekilde hissederken.

"Titrek, iyi misin?"

Hümeyra olduğu yerden kıpırdayarak, "İyiyim de titrek derken?" dedi bana doğru kaşlarını çatarak baktığında.

"Bugün elin ayağın birbirine dolandı Kayahan'ı görünce. Ondan bahsediyorum."

"Kim, benim mi?" diyerek yattığı yerden aceleyle doğrulmuştu Hümeyra.

"Evet, senin. Başka kimin olabilir zekâ küpü?"

"Rica ediyorum Asicim, bana istediğin kadar Obur de, başka bir şey de. Ama sakın titrek deme."

"Sebep Obur Hanım?"

"Yani kızım, şimdi titrek falan benim gibi delikanlı bir kıza ters anlıyor musun?"

SESSİZ ÂŞIKLAR [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin