• SESSİZ ÂŞIKLAR •
Mahi Nehar
BÖLÜM 25: GÖNÜL MUHASEBESİ
Yüreğinin olmayan nedenlerine inat, gitmenin anlamına sarılmıştı saatlerce. Bulutların ötesi favori aramalar ile gözleri talan eden bir kıskaç dönencesi gibiydi. İki yürek sol devrimlerin savaşında barış sağlamak için gerekli çalışmaları yapmak üzere Gerdanlığa doğru ilerliyordu. Kaburgalarla sarılı mabetleri alev almadan hemen önce, kıvılcımların öncülüğüne ev sahipliği yapıyordu hislerine. Birbirinden habersiz iki âşık, bir başka âşıklar için birazdan mukabeleye oturacaklardı. Bilmezler ki, karabulutlara olan sevdaları, yerini rengârenk gökkuşağının gölgesiyle şereflendirilecekti.
Asi, Asmalı Köprünün solunda ilerliyordu. Gökyüzüne bakarak içindeki artçı sarsıntılara tabi olmuş nefesini rayına oturtmak için çaba sarf ediyordu. Dizginleyemedi, yüreğine koyduğu ellerini çekmeden önce, "Neden bu kadar huysuzsun?" dedi hayıflanırken.
Yüreği, göğüs kafesine şiddetle çarpıyor, yerinden infilak edecekmiş gibi hızla atıyordu. Bu tarifsiz duyguyu iliklerine kadar hissediyor, her adımda yenilgiye uğrayacağını sanan yanıyla çatışıyordu genç kız. İlerlemeye devam ettikçe beraberinde düşünceleri zihin retinasını devamlı ıskalamaya çalışıyordu. Koşmadan öylece yürümüştü genç kız. Ruhu âdeta eşine çekiliyordu sanki. Duraksadı...
Az ötesinde başını önüne eğmiş, sırtı yüzüne dönük Ömer'i görmüştü. Ellerinde tuttuğu bir şeye bakıyordu Ömer. Asi tuhaf bir bakış atarak içinden neye bakıyor diye düşünmeden edememiş, yanına doğru gitmeye karar vermişti.
Adım attıkça, yüreği kafesine dar gelmeye başlamıştı sanki. "Serzenişine son ver. Sakin ol, sakin ol..." diyerek fısıldamıştı usulca kalbine.
Yelde esen ayak seslerini işiten Ömer, ardına dönerek gelenin Asi olduğunu fark etti. Ay parçası yüzü, güneşin ışığına meydan okuyordu sanki. Gözleri kamaşmıştı bu güzellik karşısında genç adamın. Mavinin her tonunu asilce taşıyabilen Gül güzeline baktı. Gözleri ışıltısına dayanamadan bakışları ani bir hızla yere kaymıştı. Yüzünde oluşan utanç, yanağında elmacık kemiklerini körükleyen ısı, dalga dalga yayılıyordu sanki yüreğine. Yüz yüze gelerek birbirlerine bakmıştı iki genç. Aradaki mesafeye inat esen rüzgâr, boşluğa teslim olmadan nakarat tutuyordu bu tatlı ahenge. Kahve gözler ile sonunda buluşmuştu okyanus...
Berrak...
Sakin...
Derin...
Ve de çok tehlikeli...
Ömer dudaklarını aralayarak, "Hoş geldin." dedi, sessizliği kılıfından sıyırıp almıştı çağlayan ritimli nefesi.
Asi bakışlarını ayırmadan, "Hoş buldum." diyebilmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SESSİZ ÂŞIKLAR [TAMAMLANDI]
Spiritual#Romans🥇 #Gençromantik🥇 Bu şehir; bizim sessiz haykırışımıza şahit. Sevdalılar Kervan'ının en talihsiz sevdalılarıyız. Sevip kavuşamayan sessiz âşıklarıyız. Kimi severken yaşlanır, kimi özlerken... Biz hem sevip hem de özlerken yaşlandık. Söz yüre...