37. Bölüm

46 7 0
                                    

• SESSİZ ÂŞIKLAR •
                       Mahi Nehar


            • SESSİZ ÂŞIKLAR •                        Mahi Nehar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


BÖLÜM 37: KALP ACISI


                

Bazen tam mutlu olduk derken ardına kadar açılırdı, acının hiç kapanmak nedir bilmeyen kapıları. Yaralar er ya da geç bir şekilde sarılsa da izleri her zaman yaşanmışlıkları hatırlatırdı körpece. Baktıkça tarifsiz duygular yaşayan yürek, buğulanan gözler... Hepsi bir anda anlamsız gelir insana, tıpkı şu anda olduğu gibi. Duydukları karşısında ne yapacağını bilemeden kendini bahçeye doğru hızlıca atmıştı Asi. Bedeni, isyancı bir titremeyle sarsılırken yüreğinde kopan fırtınada sevdiğinin parmak izleri vurgun yiyordu. Duyguları; yüreği, ruhu, ağır bir tahribat içerisindeydi genç kızın. Beynine üşüşen o akıl sarsıcı cümle, her defasında kendini yıldırmadan yeniletip duruyordu. Sanki kelimeler, şu an intikam alıyordu Asi'den.

Dizlerinin bedenini taşıyamayacağını anladığında elleriyle taş duvarlara doğru tutunarak dizlerinin üzerine çömelmişti. Gözlerinden firar eden bir damla yaşla, başını kaldırıp gökyüzüne doğru bakmıştı. İçinden az önce yaşanan şeyin bir şakadan ibaret olmasını dilemişti çaresiz yüreği; ancak ne bir şaka ne de bir kurguydu bütün bu yaşananlar! Hande denilen kız üzerine basa basa adeta meydan okurcasına yenilemişti lafını.

'Ben Ömer'in sevgilisiyim!'

Başını iki yana doğru acıyla salladığında kulaklarında giderek artış gösteren uğultuyu, elleriyle kapatmaya çalışmıştı Asi. Acının çığlığı, güvenin son nefesiydi bu saatten sonra. Bir yüreğin katliamıydı bu yakıcı, acımasız haykırış!

İstemsizce olduğu yerde kasılmıştı genç kız. Etrafına bakınca kendini böylesine kolayca salmaması gerektiğinin de gayet farkındaydı. Bu gece Hümeyra'nın gecesiydi. Onu düşünmek zorundaydı, ne olursa olsun mutlu gününü mahvetmeyi asla istemiyordu. Acısına ve kanayan ruhuna çekidüzen vermeye çalıştıkça, her denemesinde kolu kanadı kırılmıştı Asinin. "Allah'ım, ne olursun bana yardım et..." diye usulca fısıldadığında Melis'in ona seslendiğini fark ederek aceleyle ve beceriksizce akan gözyaşlarını kurulamaya çalışmıştı.

"Herkes gitti Asi. Bir sevgili damadımız gidemedi. Biraz daha bizim deli kızla kalmak için inat etti. Anlayacağın bir türlü ayrılamadı Hümeyra'dan. Şapşal âşıklar..." diyerek dostuna doğru gülerek yaklaşmıştı Melis.

Genç kız toparlanıp, "Ya, öyle mi?" diye devam ettiğinde sesinin titremesine engel olamamıştı; ne yazık ki. Bir tuhaflık sezen Melis, dostunun yüzüne doğru kaşlarını çatıp dikkatlice baktı.

"Sen iyi misin Asi?"

"Evet, iyiyim..." demişti tekleyerek çıkan sesine engel olamayan genç kız.

Melis şüpheyle bakıp, "Nedense bana hiç öyle gelmedi küçük hanım. Sen ağladın mı?" diye sordu.

"Bu da nereden çıktı?" dediğinde daha fazla dayanamayacağını anlamıştı Asi. Ne yaparsa yapsın, yüreği kaldırmıyordu işte. Melis'e bakarak aniden sarılmış, hüngür hüngür ağlayarak her şeyi unutmak, hatta delici bir arzuyla yok olmak istemişti.

SESSİZ ÂŞIKLAR [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin