29. Bölüm

43 6 0
                                    

• SESSİZ ÂŞIKLAR •
                       Mahi Nehar

            • SESSİZ ÂŞIKLAR •                        Mahi Nehar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



BÖLÜM 29: YENİLGİ



                
Saf yaratılan o naif ruhların içinde bir parça karanlık, sinsice peyda olmuştu ıssız gecelere. Karanlıktan aydınlığa yolculuk sırasında, çeşitli oyunlar şaha kalkmadan düzlüğü terk etmiyordu körpece. Boy gösterilen dev bir sahnede güç gösterisi yapmak da neyin nesiydi böyle? Nefsine tabi her kul, dünyevi ihtiyaçlara boyun eğmeden ilerleyemiyordu; ne yazık ki yolunda. Adnan, hırsının kurbanı olmaya adım adım yaklaşırken, karartmaya çalıştığı hayatlar için kendini toparlamakla meşguldü. Günlerce yaptığı araştırmalar nihai sonuçlara gebeyken, sinsi bir bekleyiş sunulacak fragmanın ilk korkunç tanıtım yüzü olacaktı nitekim.

Konağın ortasına gelerek hazır kahvaltı sofrasına iştahla bakındı. Eline aldığı salatayı ağzına keyifle götürdüğünde ansızın çalan telefonuna doğru bakarak kaşlarını çatmıştı. Acilen dönüş yapmak için sofradan az öteye doğru uzaklaşarak, izlenildiğinden habersiz bir şekilde ileride konuşmayı tercih etmişti. Ömer, merdivenlerden aşağıya doğru kararlı adımlarla iniyordu. Ağabeyi yine hararetli bir şekilde telefon başında konuşuyordu. Kuşku dolu gözlerle ağabeyini takip ettiğinde onu daldığı yerden çekip alan ses annesine aitti.

"Günaydın evladım." dedi mutlu bir şekilde oğluna bakan yaşlı kadın. Annesi onsuz geçirdiği günlerin acısını çıkarırken oldukça neşeli ve mutlu görünüyordu. Ömer annesine yaklaşarak hafiften yanaklarını sıktı.

"Günaydın, annem."

"Gel otur, başla kahvaltıya hemen."

Ömer annesinin işaret ettiği yere oturunca bakışları masanın baş köşesindeki sandalye ye doğru kaymıştı. Babası her zamanki gibi yerinde yoktu. Sorgular bir şekilde annesinin gözlerine bakmıştı genç adam. Hafize Hanım, hüzün çöken bakışları ile iç çekti. "Baban çalışma odasında oğlum. Sen yemeğini ye, gelir birazdan o da." dedi.

Ömer masaya koyduğu elini hafifçe sıkmıştı. Babası ile bu halde olmaları onun da hiç hoşuna gitmiyordu. Eski tat kalmamıştı sofrada artık. Sırtını sıvazlayan annesine doğru bakarak gayriihtiyari gülümsemiş, sakince kahvaltısını yapmaya başlamıştı. Zeliha çay bardaklarını doldururken, Ömer'in aklına Kayahan'la yaptığı dünkü konuşma gelmişti. Kayahan, sevdiği kadını, Hümeyra'yı görmek için butiğe gitmek istiyordu. Bir çıkış yolu olarak da Zeliha'yı öne sürmüştü. Mantıklı bir adım olduğunu düşünmüştü Ömer de kendince. Sahiden, o da görmek istiyor muydu Asiyi? Tıpkı Kayahan'ın sevdiğini görmek istemesi gibi? Kendine bile itiraf etmekten korktuğu bu gerçeğin ortalığa savrulmuş olması, yüreğinde ağırlık hissine sebep olmuştu. Deliler gibi görmek istiyordu o da yüreğinde ansızın vuku bulan kadını. Sadece kendini kandırmakla meşguldü genç adam. Neden kaçıyordu? Bu dengesiz inkârda nereden çıkmıştı böyle? Asi'ye karşı hissettiği duyguların yoğunluğu, Hande'ye oranla daha da yüksekti. Ömer cidden bir şeyler hissediyordu genç kıza karşı; ancak bunun farkında olmak istemiyordu besbelli. Bunu kendi benliğine bile itiraf edemezken, Asi'ye açılması, hislerini kelimelere aktarması oldukça güçtü onun için. Düşüncelerine ara vererek Kayahan'ın dediğini yapmak için zemin hazırladı.

SESSİZ ÂŞIKLAR [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin