17

526 51 6
                                        

Dennis'in tüm yardımcıları buraya yerleşmeleri için gerekli eşyaları toplamak üzere kendi krallıklarına döndükleri için sadece Lalisa onunla kalmıştı.

Bizi ormanda görmesine rağmen nasıl oluyor da hala Lalisa'yı uzaklaştırmıyor anlamıyordum. Ama bu konuda şikayet edecek halim de yoktu.

Tek yardımcı o olduğu için doğal olarak başımda bekleme görevi de ona verilmişti. Oldukça iyi ve titiz bir şekilde benimle ilgileniyordu ama hareketlerinde hiçbir duygusallık veya yakınlık yoktu. Sırf bu göreve programlanmış bir makine gibi yapması gerekeni yapıyor ve yanımda kaldığı saatleri verimli bir şekilde geçirmeye çalışıyordu.

Benimle ilgilenmediği zamanlar yatağımın baş ucundaki sandalyede arkasına yaslanıp bir kitap okuyordu, o kadar konsantre olmuş gözüküyordu ki ona bir şey sormaya cesaret edemiyordum.

Sabah bana çorba içirirken cesaretimi topladım.

"Lalisa, çekmecede bir kalem ve kağıt olması lazım. Getirir misin?"

Bu da bir görev sayılacağı için anında başını sallayarak inci kaplamalı konsolun üst çekmecesini açtı ve içindeki bir kağıt ve bir tüy kalemi çabucak buldu.

Babam kağıt ve kalemin sadece önemli şeyler söz konusu olduğunda ortaya çıkarılması gerektiğini söylerdi hep. Bu yüzden ikisi de uzun bir süredir çekmecede bekliyordu. Sadece aldığım özel derslerde kullanırdım onları.

Kağıdı ve kalemi elime alıp üzerinde çorba kasesi bulunan tepsiyi önüme çektim, kaseyi Lalisa'ya uzattım ve kağıdı tepsinin üzerine yerleştirdim.

Birine mektup yazacağımı düşünüyor olmalıydı, aslında yazacağım küçücük cümle söz konusuyken bunca törene neden gerek duyduğumu ben de bilmiyordum.

Kalemi elime aldım ve yazmaya başladım.

"Neden bana karşı mesafelisin?"

Kağıdı doğruca merakla beni izleyen Lalisa'ya uzattım. Eline aldığı şeyi okumak için izin ister gibi gözlerime bakınca başımla onayladım.

Kağıdı aldı ve gözlerini kısarak kısa cümlemi okuduktan sonra bakışlarını bana çevirdi. Ne diyeceğini bilemiyor gibiydi.

Bir anlığına sorumu görmezden geleceğini düşünmüştüm ama uzun ince parmaklarını uzatıp kalemi kullanmak için izin isteyince derin bir nefes aldım.

"Majesteleri, sizin sadık bir yardımcınız sayıldığım için size böyle bir saygısızlık yapmam söz konusu değil."

Yazıyı okudum. Tavırları kadar mesafeli bir ifadeydi işte. Aceleyle kağıdı ve kalemi aldım ve bir cevap yazdım.

"Dürüst ol Lalisa. Evlendiğim günden beri bana karşı mesafelisin. Varlığında üşüyorum adeta. Seni kıracak bir şey mi yaptım?"

Gerçekten o günden beri çok soğuktu. Davranışları, buz gibi bir kış gecesinin dondurucu soluğu gibiydi, etrafındaki her şeyi sarıp sarmalayan ve içini kemiren bir soğukluk gibi...

Kalemi tekrar kibarca aldı ve cevapladı. Her ne kadar şimdiye kadar hoş bir diyalog geçmediyse de ilk kez onun sözcükleriyle ve ifadeleriyle tanışıyordum bu aslında oldukça büyük bir şeydi.

"Böyle anlaşıldığıma üzüldüm. Size layık bir hizmetkar olmak için elimden geleni yapıyorum ve yapmaya devam edeceğim. Sizi farkında olmasam da kıran bu tavrımı değiştireceğim majesteleri."

Görünüşe göre yumuşamaya niyeti yoktu. Hala hizmetkarlıktan ve görevlerden bahsediyordu. Bu tavrı beni neredeyse çileden çıkaracaktı ama sakin olmalıydım. Ona son bir cümle yazdım.

"Ben seni bir hizmetkar olarak değil, bir arkadaş hatta yoldaş olarak görüyor ve istiyorum."

Son cümlemi okuduğunda şaşırdığı yüzünden okunuyordu. Yavaşça kafasını salladıktan sonra zoraki şekilde gülümsedi.

Hiç umudum olmasa da o günden sonra bir şeylerin değişmesini, daha doğrusu eski haline dönmesini umuyordum.

Queen's Wish |jenlisa Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin