"Babacığım..."
Daha daireye adım atar atmaz bir pot kırmıştım bile. Yüzümden okunan endişeyle ellerimi havaya kaldırıp kendi kendimi düzelttim.
"Yani...majesteleri.."Babam kat kat yorganın altında kaşları çatık şekilde etrafı izliyordu. Zaten kaşları sürekli çatıktı, ya babam sürekli öfkeliydi ya da beni gördüğünde keyfi kaçıyordu.
"Otur bakalım," dedi yumuşak bir sesle, ama sesinin böyle çıkması için kendini ne kadar kastığını görebiliyordum.
Yatağın tam karşısındaki yumuşak koltuğa oturdum. Ellerimi bağlayıp dik durmaya çalıştım, Jisoo böyle durmaya dikkat etmem gerektiğini söylüyordu hep.
Yorgun bakışlarıyla beni süzüp kaşları çatık haldeyken konuştu.
"Nihayet elbiseyi giymişsin.""Ah tabii, çok güzel bir elbise zaten...beğenmediğim için değil de...uygun bir ortam olmadığı için..."
Yalan söylemiştim, elbiseyle ilgili beğenebileceğim tek nokta rengiydi. Ama sevimsiz kalıbı ve abartılı taşlarla bezenmiş olması bu elbiseyi kendi isteğimle giymemi imkansız kılıyordu."Şanslısın ki artık uygun ortamlar sık sık olacak."
Ne dediğini anlamamıştım bu yüzden sessiz kalıp cevap vermesini bekledim.
"Nihayet seninle evlenmeyi kabul edecek birini buldum."
Gözleriyle fildişi konsolun üzerindeki bir parşömeni işaret etti.Parşömeni elime alıp isteksiz şekilde okudum.
"Kralımızı kaybetmenin üzüntüsünü bizimle paylaşırken genç kralımız Dennis'in tahta çıkışını kutlama nezaketinde bulunduğunuz için minnettarız. Kralımız krallığınızı ziyaret edip gerekli stratejik ilişkiler hakkında konuşmak için davetinizi beklemektedir."
"Gerekli stratejik ilişkilerin" benim onunla evlenmem anlamına geldiğini çok iyi biliyordum.
"Çok uzak bir krallıktan yani hakkında hiçbir şey duymamış. Eğer geldiği zaman bir hata yapmazsan evliliğiniz kısa sürede gerçekleşir."
Hakkımda ne duymuş olacaktı ki? Birini öldürmüş veya bir başka büyük suç mu işlemiştim? Babam her zamanki gibi benim hakkımda olabilecek en karamsar tabloyu çiziyordu.
"Çok uzun vaktim kalmadı, Dennis'in gelişini görebilecek miyim bilmiyorum. Ama onunla evlenmeni sana vasiyet ediyorum. Baban olarak değil, kralın olarak. Yani bunu bir emir sayman gerekir."
Zaten ne zaman babam olarak bir şey istemişti ki benden? Hayal kırıklığıyla başımı eğdim. Buraya gelirken böyle bir konu hakkında konuşacağımızı içten içe çok iyi biliyordum. Ama ölmek üzereyken bile bana şefkat göstermek yerine beni kötü hissettirmeye çalışması canımı sıkıyordu."Anlamadığın bir nokta yoksa çıkabilirsin."
Oturduğum yerde parmaklarımla oynarken bir anda burnumu çektiğimde ağlamaya başladığımı fark ettim. Bir anlığına duyduklarımı sindirememenin verdiği cesaretle normalde söyleyemeyeceğim bir şeyi söylemek için dudaklarımı araladım.
"Anlamadığım tek bir şey var..."
Sert bakışlarını yüzüme çevirmişken sordum.
"Beni neden biraz olsun sevemiyorsun baba?"
Duyduğu şey karşısında kaşları bir anlığına havalanıp anında tekrar çatıldı.
"Yine ne saçmalıyorsun? Ölüm döşeğindeyken bile senin geleceğini düşünüyorum ben... sevmeyen bir baba bunu yapar mı?"Benim geleceğimi değil krallığın geleceğini düşünüyordu. Bunu çok iyi biliyordum. Bunu o da çok iyi biliyordu ama yine de sırf haklıymış gibi gözükmek için gözünü kırpmadan yalan söylemekte sakınca görmüyordu.
Cevap vermeme müsade etmeden otoriter sesiyle ekledi.
"Şimdi çık. Seninle konuşmak ağrılarımı azdırdı."Dolmuş gözlerimle yüzüne bakarak ayağa kalktım. İsteksizce önünde eğilip kapıya doğru ilerledim. Onu belki son görüşümdü ama veda etmek için yüzüne baksam da sevginin kırıntısını bile bulamayacağımı biliyordum.
Onu bu sevgisiz bakışlarıyla hatırlamak istemiyordum. Küçükken kaybolduğum zaman beni bulup sıkıca sarıldığı zamanı hatırlamaya karar vermiştim. O günden başka güzel bir anı da aklıma gelmiyordu zaten.
Omuzlarımı indirip yine de ona bakmaktan kendimi alıkoyamadım. Bu bakışın sebebi daha çok meraktı. Ama gözlerimiz buluşmadı, yüzüme bakmıyordu bile. Belki gerçekten öleceği için belki de gerçekten umrunda olmadığı için yüzüme son kez bakmaya gerek görmemişti.
Babam o gün sabaha karşı öldü. Bakışlarıma bir karşılık almasam da ona son kez baktığım için memnundum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Queen's Wish |jenlisa
FanfictionBir krallığa hükmetmeye hazırlanan Jennie henüz kendi kalbine bile hükmedemediğini fark etmişti.