Saray takımı konuşmamı pek de beğenmiş gibi gözükmüyordu. Büyük meydanda kurulan sofradaki kalabalığa bakıp sürekli söylenen Kral Dennis de beğenmeyenler arasında en başta yer alıyordu. Sanki bu krallığın işlerine karışmak onun haddineymiş gibi.
Ancak babamın verdiği sözü tutmak zorunda kalırsam gerçekten ona karışma hatta yönetme şansını vermiş olacaktım.
Ürperdim. Bu işten nasıl sıyrılacaktım?
Dennis elindeki baharatlı şarabı çalkalayarak kendini beğenmiş şekilde karşısında gördüğü şeyi yorumlamaya başladı.
"Böyle bir kalabalığa gerek var mıydı majesteleri? Baksanıza ne kadar karmaşık gözüküyor."Anlaşılan sabahki konuşmadan dersini almamıştı.
"İnsanlar bu gece yatağa tok bir karınla girecekse buna kesinlikle gerek vardır Kral Dennis."
"Ah elbette...ama yemekleri adeta yağmalıyorlar."
Sinirli bir şekilde gülümsedim. Aslında onunla tartışmak keyfimi biraz daha yerine getirebilirdi ama Lalisa'yla ilgili bir şeyler sorabileceğim tek kişi oydu.
"Yardımcınız nerelerde?"
Duraksayıp yüzüme baktı. Konuyu uzatacağımı beklemiş olmalıydı.
"Lalisa mı? Lalisa yardımcım sayılmaz aslında. Asıl sağ kolum olan Bay Walter hastalandığı için onunla geldim. Krallıkta hem at binmeyi hem de dikiş ve tüm o diğer işleri yapabilen tek kişi o."
Şaşkınlıkla kaşlarımı kaldırdım. Lalisa'yla ilgili duyduğum her güzel şey çok da şaşırtıcı gelmemeliydi ama bu kadar fazlası olduğunu da düşünmemiştim.
"Ona nasıl denk geldiniz?"
"Bilirsiniz işte... o esirlerden biriydi ama kendini fazlasıyla kanıtladı. Sabahki beceriksizliği saymazsak tabii."
Bu adam kesinlikle uslanmaz biriydi. Hala karşımda ondan beceriksiz diye bahsetmeyi göze alabiliyordu. Yine de duymazdan geldim ve daha çok şey öğrenmek için kurcalamaya devam ettim.
"Yakın zamanlarda bir krallıkla savaştığınızı bilmiyordum."
"Ah hayır. Lalisa krallığa çok küçükken geldi. O geldiğinde ben de daha gençtim elbette."
Hikayenin devamını benden takdir bekler gibi gururla kasılarak anlattı.
"Aslında babam onu göndermek istedi ama ben eğitilirse yararlı olabileceğini söyledim.""Babanız neden göndermek istedi?"
Konudan sıkılmış gibiydi ama yine sorularımı cevaplıyordu.
"Konuşmamıyor olması falan... babam bu yüzden başarılı olamayacağını düşündü."Gözlerim şaşkınlıkla büyüdü.
"Lalisa işitme engelli mi?""Ah hayır, büyük ihtimalle sadece konuşmuyor çünkü duyduğundan eminim."
Bu beni gerçekten şaşırtmıştı. Eğer bin engel söz konusu değilse bunun geçerli bir başka sebebi olmalıydı ve bunun çok da iyi bir şey olmadığını seziyordum.
"Peki ailesi? Onlar da krallığınızda mı yaşıyor?"
Olumsuz şekilde başını salladı.
"Lalisa'nın bir ailesi yok. Krallığa tek başına geldi."Yutkundum. Duyduklarım içimi acıtmıştı çünkü Lalisa'nın eşsiz gülüşüne baktığımda yaşadığı şeylerin bunlar olabileceği aklımın ucundan geçmezdi.
"Kraliçem merak ediyordum da..."
Dikkatimi tekrar Dennis'in sevimsiz yüzüne verdim.
"Düğün töreni için uygun tarihe ne zaman karar vereceğiz?"Onunla evlenmek aklımın ucundan bile geçmiyor olsa da şu an ters bir şey söyleyerek her şeyi mahvetme riskini göze alamazdım. Olabildiğince sakin ve ılımlı şekilde konuşmaya karar verdim.
"Yani...önce yas süresinin bitmesini beklemek gerekiyor."Anlayışlı şekilde başını salladı ve itici gülüşünü sundu.
Yas süresi bitmeden Dennis'i buradan kesinlikle göndermeliydim.
![](https://img.wattpad.com/cover/343472783-288-k342434.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Queen's Wish |jenlisa
FanficBir krallığa hükmetmeye hazırlanan Jennie henüz kendi kalbine bile hükmedemediğini fark etmişti.