39

406 40 16
                                    

Lalisa'nın yoğun ilgisi sayesinde bir haftanın sonunda çok daha iyi hissetmeye başlamıştım.

Temiz hava almam için beni sıkça yürüyüşlere çıkarıyordu ve saatlerce konuşuyorduk. Hem ruhumu hem de bedenimi iyileştirmeye yemin etmiş gibiydi.

Yürüyüşlerimiz boyunca söylediği her şeyle gülümsememe sebep oluyordu ve zamanın nasıl geçtiğini bile anlamıyordum. Herhangi bir aşırılık yapmaya kalkarsam da bana hala hasta olduğumu onun üzerinde inandırıcı durmayan bir despotlukla hatırlatıyor ve beni daha da çok güldürüyordu.

Sesi o kadar güzeldi ki bunca yıl konuşmaması dünyaya atılmış büyük bir kazıktı. Bu sesle en güzel şiirleri okuyabilir, dünyadaki tüm şarkıları söyleyebilirdi. Ama en çok adımı söylemek yakışıyordu güzel dudaklarına.

Arada bir "kraliçem" veya "majesteleri" diyordu ama bu sefer de ben despotluğu ele alıp "Kraliyette değiliz" diyordum.

Kraliyet demişken, orada neler olduğu hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Sadece hasta olduğumun Dennis'e bildirilmesini istemiştim. O da yapmam gereken bir şey olduğu içindi.

Tam kraliyet ve diğer şeyler hakkında düşünürken Lalisa'nın sesi düşüncelerimi böldü.
"Her şeyi anlatacağım demiştim ya?"

İkimiz de adım atmayı bıraktık.
"Evet?"

"Bence şimdi uygun bir zaman."

Koluma girip beni gölge bir ağaç altına götürdü. Sırtımı ağacın gövdesine yaslayarak oturmama yardım etti ve kendisi de yanıma yerleşti.

"Jennie..." dedi nasıl başlaması gerektiğini bilmiyormuş gibi. Bir süre sessiz kaldıktan sonra tekrar cümleye girdi.
"Birkaç hafta önce bir mektup aldım."

"Ne mektubu?"

"Ayağa kalkıp hiç beklemediğim bir dirençle savaşmama sebep olacak bir mektuptu."

Benim gönderdiğim mektupların birinden söz ediyor sanmıştım ama durum farklıydı.

"Halkımın ayaklandığı yazıyordu mektupta," dedi ve tepkimi ölçmek için yüzüme baktı.

"Ne?"

Şaşkın ifadem karşısında kıkırdadı.
"Her şeyi baştan anlatmam gerekiyor."

...

"Kral Dennis'in krallığına bir esir olarak geldiğimi biliyorsun Jennie. Geldiğimde çok küçüktüm ve olan biteni hatırlamıyordum, kim olduğumu bile bilmiyordum. Sadece 4 yaşındaydım. Hayal meyal bir anne görüntüsü dışında bir şey yoktu başlarda aklımda."
Gözlerinde kara bulutlar dolaşmaya başladı.
"Bir de ondan nasıl koparıldığım..."

Bir süre sessiz kaldı, kafasında düşünceler olduğu belliydi ama nasıl söze dökeceğini bilmiyordu sanki.
"Alevler vardı."

"Her yerde alevler vardı Jennie. Annemin eteğine sarıldığımı hatırlıyorum. Babamın ikimize nasıl sarıldığını da, sonra beni alnımdan öpüp alevlerin dışına nasıl attığını da hatırlıyorum."

"Lalisa anlamıyorum, eviniz mi yakıldı?"

"Sarayımız," dedi buruk bir gülümsemeyle.
"Alevlerin kuşattığı yer taht odasıydı."

Şaşkınlıkla yüzüne baktım. Zorla gülümsüyordu ama gözleri ağlamaklıydı.
"Bunu ilk kez sana anlatıyorum."

Ona güven vermek için hafifçe yaklaştım.
"Devam et lütfen."

"O zamanlar ne olduğunu anlamamıştım tabii ki, sadece hayatta tanıdığım iki insanı turuncu ışıkların yuttuğunu görmüştüm. Bir de elbisemin etekleri tutuşunca turuncu ışıkların can yakıcı olduğunu keşfetmiştim. Sonra güçlü bir kolun beni yerden kaldırdığını ve üzerime bir kova suyun çarpıldığını hatırlıyorum. Tek kelime etmemiştim. Turuncu ışıklar arasında kaybolan anne ve babamın çığlıkları beni sağır etmişti sanki ve ben konuşmayı unutmuştum. Güçlü kol daha sonra beni bir at arabasına fırlattı bana sadece "artık Kral Ralph'e aitsin" denildi, başka da bir şey söylenmedi."

Kral Ralph Dennis'in babasıydı. Lalisa'nın devam etmesini bekledim.

"Çok küçüktüm, yaşadığım şeyin benliğimde açtığı yaraya isim koyabilecek veya bunun oldukça büyük bir travma olduğunu anlayabilecek yaşta değildim. Zamanla hepsini unuttum da zaten, çocuk aklım kendini unutarak koruyordu. Unuttuğum andan itibaren Kral Ralph'e hizmet için yetiştirildim. Ailemi gözlerimin önünde acımasızca katleden adam olduğunu bilmeden...Bana ne söylenirse onu yaptım. Sesimi, kelimelerimi, benliğimi kaybettim. Unuttuğum sürece bu hayatı yaşamak çok da zor değildi, karnım doyuyordu sonuçta. Ama rüyalarım beni rahat bırakmıyordu. Her gece kan ter içinde uyanıyordum. Seni görene dek deliksiz uyku uyuduğum tek bir gece olmamıştı..."

Bir anlığına durdu ve nefes aldı.
"Buraya gelip konuşmamla ilgili yardım alana kadar hiçbir şeyi net olarak hatırlamıyordum. Bahsettiğim mektubu alana kadar da hatırladıklarından emin olamadım zaten. Ama o mektup..."

Pelerininin büyük cebinden bir kağıt parçası çıkardı.
"Yani bu mektup... her şeyi hatırladığımı ve üstelik doğru hatırladığımı kanıtladı."

Mektubu bana uzattığında yutkunarak okudum.
"Bildirmeliyiz ki biz, halkınız yıllardır bize zulüm eden acımasız sistemi devirmiş bulunmaktayız. Bu devrimin sebebi bizlere yapılan haksızlıklar ve adaletli kral ve kraliçemizin anısının intikamını alma isteğidir. Halkımız bundan sonra tahtın gerçek sahibi olan Kraliçe Lalisa dışında hiç kimsenin hükümdarlığını kabul etmeyecektir."

"Lalisa sen..."

"Evet," dedi.
"Koleraya yakalanmamıştım, öğrendiklerimi sindirmeye çalışmaktan bitap düşmüştüm sadece."

Umutsuz bir gülümsemeyle ekledi.
"Ama tabii sana böyle söylememişlerdir."

Queen's Wish |jenlisa Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin