7

585 44 6
                                    

Büyük odanın içinde bir o yana bir bu yana kaygıyla yürürken sonunda Jisoo kapıyı çalıp içeri girdi. 

"Jennie, bence harikaydın ama..."

Jisoo'ya bana güven vermesini istermiş gibi sarıldım ve bu cümlesini tamamlayamamasına yol açtı. 

"Jisoo, acilen Dennis'ten kurtulmam gerekiyor!"

Jisoo tereddütlü bir şekilde sırtımı sıvazladı. 

"Ne...?"

"Onunla evlenemem Jisoo, berbat biri. Babamın sözü falan olduğunu biliyorum ama bu mümkün değil. Hem sonuçta babamın bunu söylediğini kim kanıtlayabilir ki?"

Ne kadar da aptaldım, krallıkta önemli kararların çay içmek gibi basit etkinliklerde ortaya atılan bir iki sözden ibaret olduğunu sanıyordum. Durumun böyle olmadığını Jisoo'nun stresle dudağını ısırırken gözlerini benden kaçırmaya çalıştığını görünce anladım. 

"Sadece sözden ibaret değil mi Jisoo?"

Jisoo olumsuz şekilde başını salladı. 

"Tabii ki sadece sözden ibaret değil Jennie. Kralın vasiyetinde açıkça belirtilmiş bir evlilik bu."

Umutsuzca başımı eğdim, altında kralın mührü olan hiçbir belgeye karşı gelmem mümkün değildi. Hatta kral "bundan sonra günaydın demek yerine sabahları birbirinize miyavlayacaksınız" gibi absürt bir istekte bulunup altına mührünü bassa bunu bile sorgulayamazdık. 

Jisoo umutsuz halime acırmış gibi omzumu okşadı. 

"Jennie, krallığın devamlılığı için bu tür evlilikler her zaman yapılır. Hem belki mutlu da olursun, bu kadar önyargılı olma..."

"O adamı gördün mü Jisoo?!"

Sesim beklediğimden yüksek çıkmıştı ama bu saçma evlilik kapanının içinde kısıldığımı düşünmek beni çileden çıkarıyordu. O kendini beğenmiş sahte kralla evlenmek bir yana, onunla aynı havayı solumak bile istemiyordum. Üstelik aklımın bir köşesinde yanıp sönen güzel yardımcısının görüntüsü de bana hiç yardımcı olmuyordu. 

Lalisa acaba şimdi neredeydi? Daha da önemlisi onu bir daha ne zaman görecektim?

Kendimi adeta üzerine bıraktığım yatağımın ipek çarşaflarına sarıldım. Jisoo sessizce yanıma çöktü. 

"Artık kraliçesin Jennie, işler istediğin gibi gitmediğinde yatağının içinde saklanamazsın."

Ona umutsuz bir bakış atıp yavaşça başımı salladım, haklıydı. Ayağa kalkıp sorumluluk almam ve gerekirse istemediğim şeyleri çok keyif alıyormuş gibi yapmam gerekiyordu. Ama içimdeki  babasını daha yeni kaybetmiş küçük kız sanki işlemeli pelerinimin eteklerinden çekiştiriyor, hareket etmeme izin vermiyordu. 

Kaçış yoktu, bu evlilik gerçekleşecekti ve ben bu gerçeğin her anına katlanmak zorundaydım. 






Queen's Wish |jenlisa Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin