Numaramın anlaşılmaması için saraya varana kadar acı çekiyormuş gibi davranmaya devam ettim. Her "ah" edişimde Lalisa endişeyle bana bakıyor etrafımdaki kollarını biraz daha sıkılaştırıyordu. Yalan söylediğim ve onu bu kadar endişelendirdiğim için kendimden utanıyordum ama başka türlü bana yakın davranacak gibi gözükmüyordu.
Saraya ulaştığımızda Dennis'i odamın kapısında volta tarken gördüm, daha doğrusu o oda artık odamız olmuştu bu yüzden bunda şaşılacak bir durum yoktu.
Beni gördüğünde gözleri faltaşı gibi büyüdü.
"Kraliçeye bir şey mi oldu," bu soruyu Lalisa'ya bakarak resmi bir ve soğuk bir sesle sormuştu, sanki ona cevap vermeyeceğini bilmiyordu.
Lalisa hızlıca başını salladığında Dennis kapıyı açtı ve Lalisa'nın beni yatağıma yerleştirmesine izin verdi.
"Hemen doktoru çağırayım."
Gelecek olan doktoru çok iyi tanıdığım için belki foyamın ortaya çıkmaması konusunda yardıma ikna edebilirdim. Bayan Park kendimi bildim bileli saray doktoruydu ve işinde son derece iyiydi. Sarayda kızıyla birlikte yaşıyordu ve kızı oynamama izin verilen tek çocuk olduğu için zamanla en iyi arkadaşıma dönüşmüştü. Bu yüzden birkaç yıl önce eğitim almak için başka bir yere gitmeyi tercih ettiğinde neredeyse kahrolmuştum.
Dennis ve Lalisa'ya beni doktorla yalnız bırakmalarını rica ettim. Lalisa çıkmaya çoktan hazırdı zaten. Endişeli bakışlarını gizlemekte zorlansa da burada bulunmak istemediği az çok belli oluyordu.
Dakikalar sonra kapı çalındı. Sırtımı döndüğüm kapıya açılma sesini duymamla tamamen döndüm.
"Ah Bayan Park yardımınız-"
Karşımda duran kişi Bayan Park değildi.
"Chaeyoung?"
Çocukluk arkadaşım elinde çeşitli ilaçları koyduğu çantasını bir kenara bırakarak gülümseyerek yatağıma yaklaştı. Onu görmeyeli yıllar olmuştu, demek doktor olmak üzere saraydan ayrılmıştı.
Chaeyoung sevecen bir gülümsemeyle bana sarıldı.
"Ne oldu sana Jennie? Yani... majesteleri."
Şakacı şekilde omzuna vurdum.
"Bu resmiyet bize hiç yakışmıyor!"
Kıkırdadı, ne zamandır sarayda olduğunu merak ediyordum.
"Ne zamandır buradasın?"
"Annem emekli olmaya karar verdiğinden beri, yani birkaç gündür."
"Ve asla yanıma uğramadın öyle mi!"
Sitemkar tavrım karşısında hafifçe kahkaha attı.
"Artık kraliçesin Jennie, çağrılmadıkça huzuruna çıkamam."
"Yapma Chaeyoung, "huzuruna çıkmak" da ne şimdi?"
"Şimdi bunları boşver de neden çağrıldığımı açıkla bana."
Aniden sorduğunda bir anda ne cevap vereceğimi bilemeden kem küm etmeye başladım.
"Attan...düştüm de."
"Ah, bu ciddi bir durum ama iyi gözüküyorsun... neren ağrıyor?"
Chaeyoung'a doğru eğilip sanki odada başka biri daha varmış gibi fısıldayarak konuştum.
"Chaeyoung benim bir şeyim yok."Haklı olarak şaşırdığında ona durumu anlatmak zorunda kaldım, hiçbir detayı atlamadan Lalisa'yla ve Dennis'le ilgili olan biten her şeyi söyledim. Konuşmam bittiğinde pek de şaşkın görünmüyordu.
"Pek şaşırmamış gibisin..."
"Seni düşündüğünden iyi tanıyorum Jen," dedi içten bir gülümsemeyle.
"Bir gün güzel ve zarif birinden hoşlanacağından adım gibi emindim. Dennis gibi züppeler hiçbir zaman senin tipin olmamıştı zaten."Beni anlaması içimi rahatlatmıştı, anladığı için de yalanıma zar zor da olsa ortak olmaya ikna olmuştu. Aramızda anlaştıktan sonra odadan çıktı.
Kapının önünde Dennis'le konuşmalarını duyabiliyordum.
Chaeyoung "Bacağını gerçekten kötü incitmiş, birkaç gün dinlense iyi olur. Başında mutlaka bir yardımcınızı bekletin arada bir bacağa krem sürülmesi gerekecek," dediğinde gülümsemekten kendimi alıkoyamadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Queen's Wish |jenlisa
FanfictionBir krallığa hükmetmeye hazırlanan Jennie henüz kendi kalbine bile hükmedemediğini fark etmişti.