44

447 43 19
                                    

(Yoon'un ağzından)
Sözlerimi bitirdim ve karşımdaki kalabalığın tepkisini ölçmek için gözlerimi onların üzerinde gezdirmeye başladım. Hepsi donmuş gibi sessizce bana bakıyordu.

Sessizliği zayıf bir alkış sesi bozdu. Bu alkışın bir dalgaya döneceğini düşünürken sadece kafaların bir noktaya çevrildiğini gördüm.

Görevlililerin kolunda çırpınan Dennis heyecanla atıldı.
"Jennie?"

Kalabalık hilal şeklini almış ve Jennie'yi de ortalarına almışlardı. Jennie sinir bozucu alkışını sürdürürken doğrudan gözlerime bakıyordu.

"Senin burada ne işin var?"
İstemsizce ağzımdan çıkan cümleyi yutup dikleştim ve mutlu gözükmeye çalıştım. Sahte ölüm mektubunu benim yazdığımı kimse anlamamalıydı.
"Kraliçem? Sevgili yeğenim, demek buradasın!"

"Tiyatro oyununun bittiğini sanmıştım, bu yüzden alkışladım ama görüyorum ki oynamaya devam ediyorsun..."
Tiksinirmiş gibi ekledi.
"Amca."

Gergin bir şekilde gülümsedim.
"Öldüğünü sanmıştım..."
Ummuştum desem daha doğru olurdu.

"Görüyorsun ki buradayım."

İnsanlar deliler gibi alkışlamaya hatta Jennie'ye sarılmaya çalışmaya başlamışlardı. Muhafızlara onları uzaklaştırmasını söyledim. Aptal kız elini kaldırıp muhafızları durdurdu. Omzunun üzerinden arkasına dönüp seslendi.
"Lalisa."

Dennis'in hizmetçisi de kalabalığın arasından sıyrılıp ürkek şekilde karşıma dikildi. Jennie kızın elini tutup başını dikleştirerek doğruca yüzüme baktı.

"Öldüğünü umduğun iki kişi de karşında dururken nasıl hissediyorsun?"

"Ben...bu doğru değil."

"Dennis'i oradan indir."

"Ama o krallığa ihanet..."

"Onu yargılayacak olan benim, kraliçe benim."

Sıkılgan bir şekilde başımı kaşıyıp görevlilere Dennis'i indirmelerini söyledim. Dennis iner inmez bir zavallı gibi Jennie'nin ayaklarına kapıldı.
"Kraliçem!"

Jennie eteğini toplarken sert bir sesle konuştu. Tanıdığım küçük kızı geride bıraktığı her halinden belli oluyordu.
"Kes sesini Dennis. Bu seni affettiğim anlamına gelmiyor."

Dennis mahcup bir şekilde geriye çekildi. Rezil olmuştu, ama sevinemiyordum çünkü ben de aynı durumdaydım.

"Meydanı boşaltın. Dennis ve Yoon'un kaderine karar vermek için tüm konseyi taht odasına bekliyorum, hemen."

...

Taht odası ilk defa bu kadar soğuktu. Belki de kaderimi az çok tahmin ettiğimden böyle hissediyordum. Kabul etmeliyim ki ince ince dokuduğum planım mahvolmuştu. Jennie beni kıskıvrak yakalamıştı.

Ölmemişti. Bunu nasıl başardığını bilmiyordum ama o lanet hastalıktan kaçmayı başarmıştı. Sabırsızlığım da sonumu hazırlamıştı işte.

Tahtta her zamankinden dik oturuyordu. Gözlerinden alevler saçılıyordu. Böyle kararlı şekilde otururken abime ne kadar çok benziyordu, bir anlığına sanki mümkünmüş gibi ondan daha çok nefret etmeme sebep oldu bu hali.

Konsey toplanmıştı. Birkaç gün önce avucumun içine aldığım bu soylular topluluğu şimdi yargılar gibi bakıyordu bana. Oysa işler planladığım gibi gitse hepsi bana hizmet etmek için yarışıyor olacaktı.

"Önce Dennis," dedi Jennie otoriter bir sesle.

Dennis bir adım öne çıktı.
"Jennie ben..."

"Kraliçem diyeceksin," dedi Jennie kestirip atar gibi.

"Kraliçem..."

"Boşuna nefesini yorma, cezana ben karar vermeyeceğim."

Dennis şaşkınca Jennie'ye baktı.
"Öyleyse kim..."

Jennie başını kapıya doğru çevirdi ve gördüğü şey karşısında gülümsedi. Dennis'in hizmetçisi pahalı kumaştan bir elbise giymiş ellerini bağlamış şekilde bekliyordu.
"Kaderine Lalisa karar verecek."
Acımasız bir gülümsemeyle ekledi.
"Senin ve ailenin yakıp yıkmaya çalıştığınız ama yok edemediğiniz krallığın kraliçesi."

"Ne?"

"Ah ayrıca yönetemediğin, eklemeyi unutmuşum. Burada benden kurtulmak için entrikalar çevirirken babanın zorbalıkla aldığı küçük krallığı idare etmeyi unutmuşsun Dennis. Halk isyan etmiş."

Dennis belirgin şekilde terlemeye başlamıştı.

"Kraliçe Lalisa yanıma gelin ve Dennis hakkındaki kararınızı bildirin lütfen."

O anda Jennie'nin babasının tahtına oturduğunu, Lalisa'yı ise bir zamanlar annesinin oturduğu tahta davet ettiğini fark ettim.

Lalisa küçük adımlarla ilerleyip tahta çekingen şekilde yerleşti.
"Size içinizi kaplayan kötülükle yaşayacak olmaktan daha büyük bir ceza verilebilir mi bilmiyorum."

Derin bir nefes aldı. Jennie o anda elini tutmaya başlamıştı.
"Yine de düşündüm... tüm yaptıklarınızı. Aileme, bana, olabileceğim kişiye tüm yaptıklarınızı düşündüm. Siz... gerçekten de her şeyi mahvettiniz Kral Dennis ve bunu yaparken eminim ki bir an bile pişmanlık hissetmediniz."

"Lalisa...yani kraliçe Lalisa bunları hep babam yaptı ben...ben sadece bir çocuktum."

"Bildiğiniz halde susarken çocuk değildiniz."

Ayağa kalktı.
"Ya da ben dayak yerken sustuğunuzda, saraydaki gencinden yaşlısına tüm erkek çalışanların iftiralarına ve tacizlerine uğradığımda onları affederken çocuk değildiniz."

Yumruğunu sıkmaya başlamıştı.
"Konuşmadığım için mi her zaman onları haklı buldunuz yoksa gerçeği bildiğiniz için mi?"

"Özür dilerim..."

"Bu hiçbir şey ifade etmiyor."
Arkasına dönüp Jennie'ye baktı.
"Kararımı bildirmeye hazırım"

Jennie başını salladı ve Lalisa tekrar konuşmaya başladı.
"Kral Dennis'in tüm mal varlığının bir odada toplanmasını ve hepsinin gözlerinin önünde yakılmasını istiyorum. Üzerindeki kıyafetler ve tacı dahil. Kendisine tek bir mal tahsis edeceğim. Onu istediği gibi kullanabilir."

"Nedir?"

"At arabası," dedi Lalisa.
"Uyumak isterse diye."

Queen's Wish |jenlisa Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin