25

1.9K 255 328
                                    

(Bir ay sonra)

''Minho , Felix ve Hyunjin. Dansta merkez üyeler sizsiniz. Kusursuz bir performans istiyorum. Changbin ve Jisung, rap partlarınız zor olduğu için kelime atlamamaya özen gösterin, iyi iş çıkarmanız bize çok getiri sağlar. Seungmin ve Jeongin, vokallerinize güveniyorum.''

Yorgunca derin bir nefes aldı. ''Biliyorum, bir aydır her gün aynı şeyleri söylüyorum ama az kaldı. Dayanın olur mu? Başarabiliriz.'' Gözlerinin içine bakıp gülümsedim. Sekizimizin arasında çıkış yapmayı en çok hak eden oydu.

''Başaracağız hyung, endişelenme.'' Hepimizin yorgunluğu gözlerimizden okunsa da Seungmin destekleyici sesiyle Chan hyungun omzuna koydu elini. Bir aydır, özellikle de son iki haftadır çok sıkı çalışıyorduk. Grubumuzu Chan hyung oluşturmuştu ve tamamen kendimiz çalışıyorduk, hepimizi Chan hyungun eğittiğini söylemek yalan olamazdı. Şirket bize bir şans vermeyi kabul etmişti, Chan hyunga güveniyorlardı.

Fakat tabii ki öylece çıkış yapmamıza izin vermemişlerdi. Performans sergileyecektik ve şirketin oluşturup yetiştirdiği bir kız grubuyla karşı karşıya gelecekik. Kız grubundan daha çok beğenilirsek çıkış yapma hakkı kazanacaktık. Bir aydır bunun için uğraşıyorduk. Son iki haftamızı ise belirlediğimiz şarkı üstünde çalışarak geçirmiştik.

Çıkış yapmayı gerçekten istiyordum. Bu grupta olabilmek için çok fazla şeye katlanmıştım. Çıkış yapmayı bir kenara bırakırsak sadece grubum için bile idol olabilirdim. Uzun zamandır sahip olmadığım ailem gibi hissettiriyorlardı. Çok uzun zamandır aralarında olmamama rağmen beni sahiplenmiş, gözle görülebilir bir sevgiyle sarmışlardı. Çok minnettardım.

Jisung ise bazı günler benden tamamen uzak dururken bazen de gözlerimin içine bakıyordu. Bu bir ay içinde hasta olması fikrine daha da ikna olmuştum. Sanırım gerçekten bana yaptıklarını bilinçli yapmıyordu. Yine de onu affedemezdim, çok kırmıştı beni. Elmacık kemiğimin üstündeki yara izini, kollarımı saran hâlâ tamamen iyileşememiş derin kesiklerimi unutamıyordum. Nasıl unutabilirdim ki, defalarca kez ölmüştüm ben, unutmam mümkün müydü?

Zaten yaklaşan performans tarihimiz hepimizi çok gerdiğinden konuşulmayı beklenen konularımızı olabildiğince erteliyorduk. Şu an düşünmemiz gereken şey kesinlikle yarım kalan ilişkimiz değildi. Bireysel performansımız grubumuzu etkileyecekken kendimize odaklanmamız doğru olmazdı, önceliğimiz her zaman grup olmalıydı.

İki gün sonra beklenen gün gelecekti. Yarın sahnede prova alacaktık ve ertesi gün asıl performansımızı sergileyecektik. Hepimzi gerçekten çok stresli ve yorgunduk. Chan hyung, "Bugünlük bu kadar yeter. Elimizden geleni yaptık. En iyisini başarabileceğimize eminim." dediğinde hepimiz rahatlamış fakat huzursuz birer nefes aldık.

Hyunjin kolunu omzuma atarak su içerken Jisung'un gözlerini üstümde hissettim. Hyunjin'i kıskandığını biliyordum. Ama umursamadım, gerçekten düşünmem gereken çok farklı şeyler vardı.

"Hyung, Felix geliyor! Git yanımızdan tamam mı?"

Bir ay içinde olan en büyük yeniliklerden biri de Hyunjin'in bana Felix'e ne kadar hayran olduğunu anlatmasıydı. Felix'e beslediği masum hislere isim bile vermemişti, seviyorum ve bunun türü önemli değil, diyordu. Bir gün ağlayarak beni aramış, "Ben artık dayanamıyorum bu duyguya!" diyerek hislerini anlatmıştı. İçinde yaşayamayacağı kadar fazla olduğunu söylüyordu. Felix'e açılmak için ise zamanı ihtiyacı vardı.

Hyunjin'in yanından kovulmamın ardından Felix'e kısa bir bahane üretip eşyalarımı toplayarak çıktım. Yorgunluktan titreyen adımlarımı lavaboya yönelttiğimde bir an önce yüzüme soğuk suyu vurmak ve rahatlamak istiyordum. Ancak içeride gördüğüm beden benim aksime yorgunluktan titriyor gibi değildi, gözleri dolu doluydu.

limbo | minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin