''Utanıyor musun cidden?''
Başını salladı. Yüzünü bana dönemiyordu bile. Az önce yaşananlardan sonra ben bile utanmıştım bir anlığına ama yine de Jisung'la dalga geçmek çok eğlenceliydi.
Küvette, bacaklarımın üstünde oturmuştu ve yüzünü benden gizliyordu. Aklıma dolan anları zamanında zihnimden def edemeseydim dördüncü bir tura mecbur kalabilirdik. Ancak Jisung bu kadar utanırken şimdi yapmam gereken şeyin onunla ilgilenmek olduğunu biliyordum.
Saçlarındaki köpükleri durularken utandığı için kısık çıkan sesiyle mırıldandı. ''Sonunda yeniden biz kokuyoruz. Çok özlemişim.'' Gülümseyerek yanağını öptüm. Bu aralar fazla duygusaldı, aklımı karıştırıp bana yaptıklarını unutturan şey de buydu.
Karşımda böyle dudak büzüp kollarını boynuma dolamak için bekleyen bu güzeller güzeli çocuğu nasıl reddedebilirdim ki?
''Çok acıyor mu?'' diye sordum ara ara yerinde rahatsızca kıpırdanmasından dolayı. ''Duştan çıkınca krem sürelim, tamam mı?'' Dizlerini kendine çekip başını oraya gömdü. ''Minho!''
"İsterken hiç utanmıyordun ama. Ne demiştin, dur... 'Bizim aşkımız için bir tur sence de az kalmaz mı, aşkım?' Bunu söyleyen ben değildim Hanji, bence şimdi utanan da altımdaki sen değilsin."
Yüzünü kaldırıp gözlerimin içine baktı. Bir anda değişen duygu durumu beni şoka sokarken aniden dudaklarıma kapanan dudakları ve zorla ağzıma gönderdiği dili de zor duruma sokmak üzereydi.
Geri çekildiğinde, "Böyle arsız olmamı daha mı çok seviyorsunuz Minho-ssi?" dedi dudaklarıma doğru fısıldayarak. Kalp atış hızım durumumuza hemen ayak uydurarak hızlandı. Ellerimi belinde sıklaştırıp kendime çektiğimde üç sayısının ne kadar küçük olduğunu düşünüyordum.
Ancak Jisung maalesef ellerimi tutarak beni durdurdu. "Yarın dans provamız var. Birbirimizin ilki olduğumuzu bilmek ne kadar beni yükseltse de maalesef yürüyebilmem gerek, aşkım." Dudaklarımı büzerek ona baktığımda yeniden bakışları oraya kaydı. Her zaman temas bağımlısıydı ve öpüşmeyi çok severdi ama ayrı geçirdiğimiz üç yıldan sonra daha da temassız kalamaz olmuştu.
Dudaklarımın şiştiğini hissediyordum artık. Onunkiler zaten kıpkırmızı ve her zamankinden daha dolgundu. Cidden çok öpülesiydi fakat biraz daha çıplak şekilde, kucağımda beni öpmeye devam ederse kendimi tutamazdım. Her ne kadar az önce ilkimi yaşamış olsam da karşımdaki Han Jisung'tu ve ben daha önce hiç yapmadığım bir şeye bile mecbur hissedebilirdim kendimi.
"Durmazsan ben de duramam." dedim. Kıkırdadı ve son bir öpücük kondurup kalktı kucağımdan. Vücudunu tamamen bana döndürüp üst bacaklarıma yerleşti tekrar, yüz yüzeydik artık. "Gerçekten ilkin miydi?" diye sordu inanamayarak. "Senden sonra başka kimse girmedi ki hayatıma. Hatta senden sonraki ilk arkadaşım bile Hyunjin. Ve yalnız olmasaydım bile ilkimi senden başkasına vermezdim. Hatırlamıyor musun, senin reşit olmanı beklerken söz vermiştim bıkıp da senden başkasına gitmeyeceğime, rüya görüp trip atmıştın bana. Neymiş, cinsel ilişki istemediğin için seni terk edicekmişim. Ben de sırf için rahat etsin diye söz vermiştim."
Gülümsedi, "Sen de benim ilkin olacaktın, anlaşma yapmıştık." dedi. "Evet, ikimiz de tutmuşuz sözümüzü." diyerek yeniden öptüm dudaklarını. Bu öncekiler kadar şehvetli bir öpücük değildi, daha çok huzur veren türdendi.
"Çıkalım mı artık? Üşüyeceksin." dedim gülümseyerek. İçimde engel olamadığım bir mutluluk vardı. Çok aşık, çok heyecanlı, çok huzurluydum. Aşırıya kaçan bütün duygularım birleştiğinde de uykusunda bile gülümseyen birine dönüşmüştüm.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
limbo | minsung
Fanfictionlee minho kendi yaptığı şarkıyla katıldığı seçmeleri geçer ve yıllar önce ayrıldığı eski sevgilisi han jisung ile aynı grupta olmayı kesinlikle beklemiyordur. . minsung, hyunlix . . #minsug 3! #hyunlix 3! #minho 2! #jisung 1! #leeknow 1!