Hyunlix özel bölüm!
"Hyung, içimde çok kötü bir his var." dedi Felix. Hyunjin aklına bir şey gelmiş gibi durgun bir edayla gülümserken Minho hyungunun ona verdiği son taktiği düşünüyordu. Belki de denemeye değerdi.
Yanına gitti usulca, hafif bir utancın sebep olduğu o pembemsi yanakları gülümseyerek saklanmaya çalışırken. "Gel," derken kollarını açtı, Felix şaşırsa da güzel bir gülümsemeyle karşıladı onu. Minik adımlarıyla kendini Hyunjin'in kollarının arasına hapsetti, kendisi sarılmadı ama Hyunjin'in kollarının arasına küçücük kalmayı mutlulukla kabul etti.
"Bir şey olmayacak, Lixie, korkma. Güzelce performansımızı sergileyeceğiz ve Minho hyunga verdiğimiz sözü tutacağız."
Fısıldayışı Felix'i huylandırmış olacak ki kıkırdadı. Hyunjin'in elleri saçlarına çıktığında ise sessizleşmiş, üstüne çöken durgunluğu belli etmemek için o da kollarını Hyunjin'in sırtına yerleştirmişti. Hyunjin ise sevdiği çocuğun her hareketinde yatan anlamı bilecek kadar tanıyordu onu. Felix ondan hiçbir şey saklayamazdı.
Büyük ellerini Felix'in omuzlarına koyup küçük bir kuvvetle uzaklaştırdı kendinden. Yanılmamıştı, Felix'in gözlerini süsleyen yaşlar kahverengi hareleri parlaşmıştı gerçekten de.
"Bilmediğimiz bir şey mi oldu?" diye sordu. Sesindeki o masum telaş Felix'i buruk bir tebessüme iste de yaşları yerini koruyordu. "Olmadı hyung." dedi sessizce. Hyunjin ikna olmadı, kuşkulu bakışlarını çekmedi Felix'in gözlerinden. "Minho hyung elendiğinden beri çok kötü hissediyorum sadece. O olmadan sahneye çıkmak istemiyorum. Özellikle de Hellevator... O şarkıyı Minho hyung olmadan kimse duysun, izlesin istemiyorum. Bu grubumuzun şarkısı, yedi kişinin değil."
Hyunjin "Ve?" diyerek anlatmaya teşvik etmeye çalıştı onu. "Ve sen saçlarımı okşayınca... Bilmiyorum, duygulandım. Güzel hissettirdi. Birkaç gün sonra ilk defa huzurlu hissettim." diye itiraf etti sonunda. Hyunjin gözlerini yok edecek kadar büyük gülümsemesini gizlemedi. "Kedi gibisin!" dedi içten çıkan neşeli sesiyle. Felix'in utandığını anladığında elleriyle dudaklarını saklayarak gülüşünü bastırana kadar bekledi. Boğazını temizleyip "Tamam, sustum." derken hâlâ gülme isteği fazlasıyla canlıydı.
"Hadi bana hislerini anlat. Konuşalım güzelce. Olur mu, Lixie?"
Felix'in gözleri parıldadı bu kez yaşlara gerek kalmadan. Bir süre kirpiklerinin arasından Hyunjin'in yüzünü izledi. Ardından sarılmak istediğini belli etmek için Hyunjin'in ellerinden kurtulup zaten yakın olan bedenlerini birleştirecek bir adım attı.
Hyunjin'in içi gider gibi bakışları arasında yeniden sarılır pozisyona geldiklerinde Felix anlatmaya başladı, Hyunjin de onun saçlarını okşadı tüm sevgisini parmak uçlarına aktararak.
"Minho hyungu çok özlüyorum. Bana çok yardımcı oluyordu, her konuda. Sahnede gerildiğimde hemen anlayıp gülümsüyordu, onun sayesinde çok kez hata yapmadan bitirebildim performanslarımı. Gerçekten, o olmadan sahneye çıkacak olmak beni çok geriyor. Sanki... Sanki elenecekmişim gibi hissediyorum."
Hyunjin'in dudaklarındaki gülüş soldu, Felix'in saçlarındaki eli yavaşladı. Kendisi Minho'nun Hellevator'daki partını söyleyecekti. Bu ona o kadar kötü hissettiriyordu ki birlikte çıkış yapmak için Minho'ya söz vermiş olmasa elenmeyi göze alarak bile susardı onun partı geldiğinde. O sözler Minho'nundu, Hyunjin söylese de bunu hiçbir şey değiştirmeyecekti.
"Hayır güzelim, elenmeyeceksin. Tamam mı? Ben de çok üzülüyorum Minho hyung olmadığı için. İnan bana, ben de o olmadan sahneye adımımı atmak istemiyorum ama mecburuz. Böyle düşündüğümüzü öğrense bize çok kızardı. O yüzden kötü düşüncelerini aklından siliyoruz ve güzelce performans sergiliyoruz. Anlaştık mı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
limbo | minsung
Fanfictionlee minho kendi yaptığı şarkıyla katıldığı seçmeleri geçer ve yıllar önce ayrıldığı eski sevgilisi han jisung ile aynı grupta olmayı kesinlikle beklemiyordur. . minsung, hyunlix . . #minsug 3! #hyunlix 3! #minho 2! #jisung 1! #leeknow 1!