''İlk grup göreviniz grubunuza ait bir şarkı yapmaktı. Yapabildiniz mi? Şarkının ismi ne?''
Küçümser ses tonu kulağıma ulaşır ulaşmaz Changbin hemen yanıtladı, kesinlikle JYP'den hoşlanmıyordu.
''Hellevator.'' Changbin devam edip açıklayacaktı ki JYP elbette beklemeden ''Hellevator mı? Elevator değil mi?'' diyerek lafını böldü. Az sonra performans sergileyecek olmamızdan dolayı gergin olmasam bakışlarımı yerden çekip göz devirebilirdim.
''Hell ve elevator kelimelerini birleştirdik, bu yüzden hellevator.'' JYP'nin az önceki küüçümseyen bakışlarının yerini şaşkınlık aldığında grupça güldük. ''Güzel bir isimmiş. Anlamı ne peki? Bir anlamı olmalı, yoksa boşa gider.'' dediğinde bu kez gerçekten göz devirdim ve kameralarda belli olmaması için bunu yaparken de başımı eğdim.
''Cehennemden, yani şu an olduğumuz yerden bizi yukarı çıkaracak bir asansör hayal ettik. Cehennem olma sebebi çıkış yapabilmek için kan, ter ve gözyaşı içinde çalışmamız. Hellevator, bizi çıkış yaptığımız o güzel günlere, yani hayallerimize ve hedefimize götürecek bir asansör. Hellevator'a binmiş gibi kolayca ve birlikte çıkış yapacağımızı simgeliyor, bizi motive eden bir şarkı.''
Sıra grup ismimize geldiğinde Jisung'la göz göze gelip gülümsedik. Bize o kadar uygun bir isimdi ki kendi adımdan daha cok benimsemiştim.
Chan hyungun "1...2...3..." diye saymasıyla heyecanla dikleştim ve sekizimiz birden "Stray Kids!" diye bağırdık. Kalbim yerinden çıkacak gibi atıyordu. Bir ailem olduğunu bilmek çok güzel bir histi ve gülümsememi bastıramıyordum.
Chan hyungun grup ismimizi açıkladığı süre boyunca Jisung'la göz temasımızı kesmedik. Bugün kendindeydi, gece kontrolü kaybetmemesi için uyumamıştı ve ben de ona eşlik etmiştim. Az sonra performans sergileyecek olmamız açısından uykusuzluğum gerici olsa da Jisung'a kötü hissettirmemek için gergin değilmiş gibi davrandım.
Kareografiye uygun şekilde yerlerimize geçtiğimizde panik atağım yavaş yavaş kendini göstermeye başlamıştı. Sırf stresimi yönetemediğim için çok kısa bir part almıştım, bunu da söyleyemezsem grubuma yazık etmiş olacaktım.
Herkes kusursuz bir şekilde kendi kısımlarını söylerken ben odağımı kaybetmemek için kendimi çok kasıyordum. Sıra bana geldiğinde titreyen ellerimle mikrofonu sabit tutmak için gösterdiğim çaba ve şarkıyı bile bastıracak kadar çok atan kalbim yüzünden ritmi kaçırdım. Yüz ifademi bile koruyamazken bir cümlelik partımda hata yaptığım gerçeğiyle birlikte dans etmeye devam ettim.
Gözlerim dolmuştu. Hissettiğim tek duygu stresti. Hata yaptığım için, üyelerimi hayal kırıklığına uğrattığım için, elenmeme sebep olabilecek kadar acemi davrandığım için ve daha birçok şey sebebiyle duyulan yoğun bir stres.
Şarkı bitip yerlerimizi aldığımızda ve hatta eleştirilerimizi almaya başladığımızda bile duyduğum hiçbir şeye anlam veremedim. Titrediğimi hissediyordum ama ellerime baktığımda hislerimin tamamen stresten kaynaklı bir yanılsama olduğunu anlamıştım. Kalp atışlarım beynimin içinde yankılanıyordu, şah damarımın atışını tüm vücudumda hissediyordum ve bu da kulaklarımın uğuldamasına sebebiyet veriyordu.
Nefes almak zorlaşmıştı, önümde birleştirdiğim ellerime doğru eğdiğim başımı kaldırırken amacım daha kolay nefes almaktı. Zira biraz daha nefessiz kalırsam panik atak geçireceğimin, bunun da elenmem için yeterli olacağının farkındaydım.
Jisung stres olduğumu anlamış olacak ki omzuyla beni hafifçe itip ona bakmamı sağladı. Hemen yanımdaki bedenine döndüğümde elektrik çarpmış gibi irkildim, duyduğum boğuk sesler hızla normale döndü, başık döndüğü için bulanan midem yerini kelebek hissine bıraktı ve uğuldayan kulaklarım sırf onun sesini duyabilmek için sessizleşti. Jisung'un üzerimdeki etkisi buydu işte, tek bir bakışı bile beni iyileştirmeye yetiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
limbo | minsung
Fanfictionlee minho kendi yaptığı şarkıyla katıldığı seçmeleri geçer ve yıllar önce ayrıldığı eski sevgilisi han jisung ile aynı grupta olmayı kesinlikle beklemiyordur. . minsung, hyunlix . . #minsug 3! #hyunlix 3! #minho 2! #jisung 1! #leeknow 1!