smut uyarısı!
"Lee Minho."
Duvarla aramda sıkışmış bedenini bana sürterken emir veren bir tonda söylediği ismimle tek kaşımı kaldırarak baktım ona. Performansımızın üstünden iki saat geçmişti ve hiç de şaşırtıcı olmayan bir şekilde bu yoğun hislerimizin sonu uzun bir geceyle bitecekti. Şimdi evimizde, dakikalardır öpüşmekten şişmiş dudaklarımızla oldukça yavaşça aşkımızı yaşarken Jisung'un beni durdurması, aklında önceden planlanmış bir şey olduğunu gösteriyordu.
Omuzlarımdan hafifçe itti beni, yönlendirerek yatağımıza götürdü. Kucağıma oturduğunda iştahla gözlerinin içine bakıyordum ancak o ne dudaklarıma yöneldi ne de dokundu bana. Parmak uçlarını tenime değdirmeden üzerimdeki ceketi ve gömleği çıkardı yalnızca. Ardından kucağımdan kalktı ve parmaklarını çıplak kalmış göğsüme sürterek fısıldadı dudaklarıma doğru.
"Senden bir şey isteyeceğim, sevgilim."
Sertçe dudaklarıma asıldı, kanatana kadar ayrılmadı oradan. Geri çekildiğinde ve ben akan kanı silmek için elimi kaldırdığımda ise engel oldu bana.
"Dans et." diye bir emir verdi bir anda. Şaşırarak baktım bir süre. Altı yıllık ilişkimizde ilk kez böyle bir şey istiyordu. Oyuncu bir tavırla dudak büzüp devam etti. "Eğer sevgilim benim için 'taste' kareografisini yaparsa beni altında ağlatmasına izin vereceğim."
Bu şımarık tavırlarına bayıldığımı biliyordu, bilerek yapıyordu. Ayağa kalkıp dudaklarımızı birbirine sürterek konuştum. "Öyle mi? Sevgilini dans ederken izlemeyi çok mu seviyorsun?" Başını salladı, alt dudağımı ısırdıktan hemen sonra hiç düşünmeden "Evet." dedi. "O dans ederken ateş basıyor." Eli boynuma sarıldı ve yavaşça daha aşağı inerek tüm bedenimde dolaştı. "Yandığımı hissediyorum."
Ona istediğini verecektim. Madem bu kadar seviyordu dans edişimi, öyleyse ona izleyebileceği en iyi dansı gösterecektim. Hafif bir güçle yatağa düşmesine sebep oldum. Şarkıyı mırıldanmaya başlamadan hemen önce kareografiye göre dansa başlamıştım.
Hafif belirgin karın kaslarım ve dudağımdan çeneme doğru akan kanla nasıl görünüyordum bilmiyorum ama Jisung bana kısık gözleriyle öyle çekici bakıyordu ki daha fazlasını istedim. Onu etkilemek ve bunu dokunmadan yapmak o saniye itibariyle amacım haline gelmişti.
"Baby, baby don't teste me, oh no." derken çıplak üstümde gezdirdim elimi. Göz temasımızı bozmadım, dudaklarında gezdirdiği dili kasıklarımı sızlatsa bile devam ettim dansıma.
Dizlerimin üstüne çöktüğüm esnada sertçe inledi ve eli pantolonuna gitti. Aceleyle çözdü kemerini. Dudağımın bir kenarı memnuniyetle kıvrıldığında elimin tersiyle kurumak üzere olan kanı sildim. Sahnede dans etmekten çok daha farklıydı. Üstümdeki kısık bakışlar onlarca gözden daha ağır geliyordu. Nefesim kesiliyordu sanki karşısında, bakışları öyle yoğundu ki eziliyordum.
Başını eğip kendine dokunmaya başladığı an denk gelen şarkı sözüyle gözlerine diktim bakışlarımı. "Just, look at me." Ve dansın en göz alıcı kısmına geldiğimde şarkıma karışan Jisung'un inlemeleri hoşuma giderken kesinlikle ben de zorlanmaya başlamıştım.
Bilirsiniz, karşınızda aşık olduğunuz kişi sizi izleyerek kendini çekiyorken sakin kalmak pek kolay olmuyordu.
Kendinden geçercesine inlemeye başladığında hızlı bir hareketle bileğini tutup uzaklaştırdım ondan. Sadece beni izleyerek gelmesine izin vereceğimi sanması komikti. Beni izlemek ona bu kadar haz veriyorsa benim dokunuşlarımla rahatlamalıydı.
"Don't make me bad." dedim uyarır tonda. Tekrarlarsa sakin kalmayacağımı anlamışçasına güldü. Gözlerini benden ayırmazken tekrar kavradı kendini. "I'm addicted to you." dedim ve kareografiyi bitirmeden büyük bir adımla sevgilimin önüne geldim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
limbo | minsung
Fanfictionlee minho kendi yaptığı şarkıyla katıldığı seçmeleri geçer ve yıllar önce ayrıldığı eski sevgilisi han jisung ile aynı grupta olmayı kesinlikle beklemiyordur. . minsung, hyunlix . . #minsug 3! #hyunlix 3! #minho 2! #jisung 1! #leeknow 1!