39

1.6K 145 234
                                    

smut uyarısı!

Kapıyı açar açmaz Jisung'un bileğini saran parmaklarımı sıklaştırıp onu içeri ittim. Bize en yakın otelin öylesine bir odasındaydık. Çoktan saçlarımız dağılmış, kıyafetlerimiz fazlasıyla ağır hissettirmeye başlamıştı. Dudaklarımdan birkaç saniyeliğine bile ayrılmayan Jisung beni yakıyordu.

Arkamdan kapattığım kapıya yasladım Jisung'u. Çoktan kanamış, şişmiş dudaklarını biraz daha zorlarken dizimi kasıklarına doğru bastırdım, zor durumda olduğunu üzerindeki kıyafetleri bile gizleyemiyordu. Ben ise hiçbir hazırlık yapmadan en derinlerinde gezintiye çıkmamak için kendimi sıkıyordum, Jisung'u istiyordum.

Bacaklarının arasına yerleştirdim bedenimi, dudaklarıma doğru hafifçe inlediğinde benim için ses tellerini zorlamasından ne kadar zevk aldığımı hatırladım. Bu birlikte geçireceğimiz ikinci gece olacaktı fakat diğerinden daha güzel olmalıydı. O trajik gecemizi bize unutturmalıydı.

Boynuna kaçıncı olduğunu sayamadığım izlerimden birini daha bıraktım. Kıyafetleri artık birer fazlalıktı. Ceketini çıkarırken dudaklarımız yine buluştu, öpücük seslerimiz beni daha fazla tahrik ediyordu. Sağ elimi tişörtünün altından beline yerleştirip okşadım orayı. Dudağımı ısırdığında ben de inledim, elimi daha yukarı çıkardım bu hareketiyle. Göğüs ucuna getirdim avucumu. Tişörtü bana engel olup sinirimi bozduğunda dudaklarının içine öfkeyle mırıldanıp boşta olan elimle çıkarıp yere attım gereksiz kumaş parçasını.

''Hyung,'' dedi dudaklarımızın ayrılmasını fırsat bilerek. ''Emin misin...'' Derin bir nefes aldı. ''...bana dokunabileceğine? Rahatsız olmuyor musun?'' Korkularını ve endişelerini anlyordum. Ancak Jisung'suz kaldığımda bütün korkularımın temelinde bunun yattığını nasıl fark ettiğimi uzun uzun anlatabilecek bir durumda değildim. Bu yüzden dudaklarımı göğüs ucuna bastırarak verdim cevabımı.

Alttan ona bakarken dudaklarını birbirine bastırışını izledim memnuniyetle. Başını arkaya attı, inlememek için saçlarıma asıldı, oradan çıkardı acısını. Geri çekilip dilimle ıslattığım göğüs ucunu. Ardından dişlerimin arasında ezdim, parmaklarım da diğer göğsündeyken. Sonunda dayanamayıp inledi Jisung, ben de daha fazlasını duymak için dizimin kasıklarındaki baskısını arttırıp göğüs ucunu iştahla emmeye başladım.

Yüzüme tutunan elleri beni yeniden dudaklarına çektiğinde karşı koymadım. Dilini sardım dudaklarımla. Jisung da beni yürütmeye başlayarak sırt üstü yatağa düşmeme sebep oldu. Az önce onu zorlamamın acısını çıkarmak ister gibi kucağıma, tam da sertliğimin üstüne bütün ağırlığını vererek oturduğunda seslice inledim. Aramıza giren kumaş parçaları çok rahatsız ediciydi.

Beni beklemeden elleri kemerine gitti. Pantolununu ve iç çamaşırını gözlerimin içine bakarak tek hamlede çıkardığında karşımdaki manzara, siktir, çok iyiydi. Dilimi dudaklarımın üstünde gezdirdim, tadına bakmalıydım. Yattığım yerden doğrulmaya çalıştığımda Jisung beni itti, izin vermedi. Kucağımdaki yerini aldı tekrar, bu kez yalnızca oturmayıp sürtünmeye de başladı.

Başımı yatağa bastırdım, çıplak bedeniyle gözlerimin içine bakarak bunları yapması sınırlarımı çok zorluyordu. Başımı arkaya attığım için açılan boynuma eğildi sonra. ''Lee Minho.'' dedi öpüşmekten nefes nefese kalmış sesiyle. ''Sen bana aitsin, neden bunu kanıtlamıyoruz?'' Ardından sertçe ısırdı boynumu, diliyle ezerek emmeye başladı. Birkaç farklı yerime aşkından kopan izler bıraktı. Sahiplendi beni kendince.

Elleri tişörtüme gittiğinde çıkarmasına yardım ettim. Ona kıyasla daha yapılı vücudumu dudaklarını ısırarak izledi, ellerini gezdirdi her noktamda. Bana öyle büyük bir iştahla bakıyordu ki sadece bu bakışları bile beni son noktaya getirebilirdi, canım yanmaya başlamıştı zaten.

limbo | minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin