Hyunlix!
"Hey Felix!"
Felix'in en geniş gülümsemesi can buldu dudaklarında. Huzur buluyordu, Hyunjin'in bu saf neşesi ona huzur veriyordu. Kendisine böyle seslenmesi de çok hoşuna gidiyordu. Ne zaman böyle ona bağımlı hale gelmişti, bilmiyordu bile. Aşkı öğrenmişti o Hyunjin'den. Stajyer olarak şirkete girdiğinde henüz çok küçüktü, kendini keşfedecek fırsatı olmamıştı. Erkeklerden hoşlanabildiğini bilmiyordu mesela. Aslına bakarsanız birine aşık olabileceğini de düşünmüyordu. Ama olmuştu, onu her koşulda sonsuz bir sevgiyle saran mükemmel bir adama çok aşıktı.
"Efendim?" dedi sakince. Sevgilisinin elindeki kamerayı ve peşinden gelen çalışanı gördüğünde çekim yaptıklarını anlayıp telefonunu kapattı. "Fotoğrafını çekmek istiyorum." Şaşırmadı Felix, Hyunjin fotoğraf çekmeyi çok seviyordu. Tabii özel olarak Felix'i içeren karelere düşkünlüğü vardı, tıpkı çizdiği resimlerde olduğu gibi. Felix bu düşünceyle sıcak bir tebessüm sundu sevgilisine. Hızlıca ve öylesine bir poz verdi. Nasıl çıktığını sormak üzereyken sevgilisi küçük bir çocuk gibi heyecanlanarak kamerayı ona çevirdi.
"Angel! Felix, you're an angel!"
İçtenlikle güldüler birbirlerine. Hyunjin farkında bile olmadan öyle güzel bakıyordu ki Felix ilişkilerini anlayacaklarından korkuyordu. Açıklanmak için zamana ihtiyaçları vardı, gruplarını riske atmak istemediklerine karar vermişlerdi. Minho ve Jisung kadar cesaretli olamasalar da bir gün bunu yapabileceklerine emindi Hyunjin.
Hyunjin birkaç fotoğraf daha çekti. Çalışan artık onları çekmeyi bırakıp diğer üyelerin yanına gidene dek bununla uğraşmışlardı. Yurda dönmelerine az kalmıştı, kameraların önünde dayanmak ne kadar zor olsa da Felix sabretmeye çalışıyordu, sevgilisine sarılarak dinlenmek gün sonunda iple çektiği tek şeydi.
Saatler sonra Minho ve Jisung kendi evlerinde kaldığı için salonda yalnız kalabildiklerinde de Felix'in yaptığı ilk şey sevgilisinin kolları arasına girmek olmuştu. Neredeyse her gece salonda yalnız kalabilmek için savaş veriyordu iki çift. Yıllardır böyleydi ve aralarında ufak bir oyuna dönüşmüş gibiydi.
Hyunjin telefonunu çıkarıp bir fotoğraf çekti. "Minho hyunga mı göndereceksin?" diye sordu Felix gülerek. Birbirlerini sinir etmeye bayılıyorlardı. Ancak zararlı çıkan hep Hyunjin oluyordu. Yediği peçeteleri unutmak mümkün değildi. Hyunjin başını salladı ve hızlıca mesaj atıp telefonunu koltuğun öylesine bir köşesine fırlattı.
Sevgilisinin beline doladığı koluyla daha çok çekti onu kendine. Saclarına bastırdığı dudaklarını uzunca bir süre çekmedi. Sanki dinlenebilmesi için gereken tek şey Felix'in eşsiz kokusuymuş gibi uzun uzun soluklandı orada. "Biliyor musun meleğim, kaç yıl geçmesine rağmen hala hiç gerçekçi gelmiyor. Beni sevdiğine inanamıyorum." Felix başını kaldırıp sevgilisinin çok yakınındaki yüzünü inceledi. "Sanırım buna inanabilirim. Çünkü böyle bir aşk bana da rüya gibi geliyor. Tanrım, ben aşka inanmıyordum bile!"
Büyülü bakışmalarından biri başladı yine. Hyunjin gözünü kırpmadan aşkla Felix'i izliyor, Felix ise bu bakışlardan utanıp arada gülümseyerek bunu saklamaya çalışıyordu. Çok güzel bir çift olmuşlardı. Yıllardır bunun gerçekliğini sorguluyorlardı. Felix'in eli yüzüklerine gitti. Hyunjin'in aldığı her şeyin anlamı çok büyüktü ama bu yüzük çok başkaydı.
Dördüncü yıldönümlerinde almıştı Hyunjin yüzüklerini. Minho ve Jisung'la yıldönümleri aynı olduğu için hediye alırken birbirlerine danışıyorlardı. Aklına gelen şeyle hafif tebessümü genişledi. Birlikte çıkış yapacaklarını öğrendikleri gün kesinlikle iki çiftin de dönüm noktasıydı. Minho'nun Jisung'a evlenme teklifi etmek için aldığı yüzük Hyunjin'i çok etkilemiş ve o da bir gün evleneceklerine söz vermek için sevgilisine aşkı simgeleyen bu yüzüğü almıştı. Ancak sonrasında Minho heyecandan vazgeçmiş ve evlilik teklifini biraz ertelemiş olsa da Hyunjin ve Felix onlardan önce evlilik sözü verdikleri için bununla övünmüşlerdi. Tabii bu çok uzun sürmedi, en nihayetinde ilk evlenenler onlar değildi.
"Yongbok." diye fısıldadı Hyunjin. Bakışları gerçekten çok derindi. Lee Felix'in bu hayattaki en büyük şansı kesinlikle Hyunjin'in kutsanmış aşkıydı. "Çok seviyorum seni. Çok." Felix en eşsiz gülümsemelerinden birini sundu aşkına. Dudaklarına uzanıp ufak bir öpücük kondurdu. Başta bununla sınırlı kalacak gibi görünse de sevgilisinin dudaklarına dalmış bakışlarını gördüğünde farkında bile olmadan dudaklarını yaladı.
Bakışları derinleşmiş, giderek sessizleşmişlerdi. Elbette ilk atılan Hyunjin oldu. Eli Felix'in boynuna sarılmış, onu kendine göre yönlendiriyordu. Alt dudağını emdi iştahla. Felix'in dudaklarının üstünde bekleyen dili sonunda içeri kabul edildiğinde memnun bir mırıltı çıkardı. Felix'in beyni uyuşuyordu, sevgilisi kesinlikle çok iyi öpüşüyordu. Bu kadar ustalaşma sebebinin de kendisine olan aşkı olduğunu bilmek ise, kesinlikle, Felix'i çok mutlu ediyordu.
Odayı dolduran ıslak sesler ikisinin de bakışlarını çoktan değiştirmişti. Fazlasıyla yoğun bir atmosfer ikisinin arasını doldurmuş, Hyunjin'in dudakları sevgilisinin boynuna bir yol çizmeye başlamıştı bile. Felix kapalı gözlerini aralayacak güç bulamadan kesik kesik inliyor, başını sevgilisinin omzuna yaslayarak ona daha çok yer açıyordu.
Sevgilisi ısırıklarını sıralamaya başladığında "Hyun-Hyunjin." dedi inlercesine. "Durmalıyız. Uyanacaklar." Hyunjin söylenerek biraz daha oyalandı sevgilisinin boynunda. Yeniden dudaklarına yönelip kısa ama sert bir öpücük bıraktığında ise söylenmeye devam ediyordu. "Bu böyle olmayacak. Böylesine etkileyici bir sevgilim varken ben kendime nasıl hakim olayım?"
Felix kıkırdadı, kesinlikle onu anlayabiliyordu. Bazen oldukça kısıtlı sürede, inlemelerini tutabilmek için kendilerini sıkarak yaptıkları oluyordu tabii. Ancak sürekli otele gitmeleri üyelerin dalga geçmesine sebep olduğundan bununla sınırlı kalıyordu. Hyunjin ise sevgilisini inletmekten oldukça zevk alan biriydi ve bu durum onun için kesinlikle büyük bir sorundu.
"Biz de ikimiz için ev mi alsak?" diye sordu Hyunjin. Felix'ten cevap bekliyordu ki telefonuna gelen bildirimle ikisinin de dikkati oraya kaydı. Mesaj Minho'dandı. "Koltuğumuz sizin olabilir." yazmış, kendi yataklarında sarılarak uzandıkları bir fotoğraf göndermişti. "Biz evimizde baş başa mutluyuz." Felix kıkırdasa da Hyunjin gerçekten kıskanmıştı, mesaja cevap bile vermeden sevgilisine döndü.
"Kesinlikle ayrı ev alıyoruz."
---
cover me'ye bölüm yazarken ağlamaktan bir hal olduğum icin bununla cok fazla uğrasamadım maalesef...
öylesine yazdım gibi oldu biraz
özür dilerim idare edin tamam mı 😔kaldı iki özel bölüm 🙂
birine ne yazacağım garanti ama diğerinden hic emin değilim
her an hyunlix'in düğününe gidebiliriz haberiniz olsungörüsürüzz 💖
ŞİMDİ OKUDUĞUN
limbo | minsung
Fanficlee minho kendi yaptığı şarkıyla katıldığı seçmeleri geçer ve yıllar önce ayrıldığı eski sevgilisi han jisung ile aynı grupta olmayı kesinlikle beklemiyordur. . minsung, hyunlix . . #minsug 3! #hyunlix 3! #minho 2! #jisung 1! #leeknow 1!