''Minho... hyung! Minho hyung, yanlış hareket.''
Ve sevecen bir gülüş. Hareketi doğru yaptığıma emindim ancak bugün kaçıncıya olduğunu sayamadığım bir şekilde Jisung'un beni düzeltmesine maruz kaldım, yeniden ve yeniden. Nefes aldırmıyordu bana. Dans esnasında yutkunsam ''Yüz ifadeni bozdun, baştan al.'' gibi saçma bahanelerle dansımda kusur buluyordu. Ne yapmaya çalıştığını ben çok iyi biliyordum ancak diğerleri melek yüzünün ardında gizli olan şeyi göremiyordu.
Karşılık verip sorun çıkarmak istemiyordum. Sessizce başımı sallayıp hareketi baştan ve kusursuz bir şekilde yeniden yaptığımda kaşlarını çatarak dudaklarını aralamıştı ki Hyunjin onu susturdu. ''Çok iyiydi, hyung. Diğer harekete geçebiliriz.''
Jisung göz devirip önüne döndüğünde Chan hyungla göz göze geldik. Bana sorun yokmuş gibi gülümsedi. Jisung haricinde kimse beni yetersiz görmüyordu. Jisung'un böyle düşünmesine de şaşırmıyordum açıkçası. Bundan üç yıl önce sırf kendini daha iyi hissetsin diye bizi onaylamayan aileme sırt çevirdiğim gün beni terk eden de oydu sonuçta. O beni hiçbir zaman yeterli bulmamıştı ki. Şimdi beni onaylamasını beklemek saçmalık olurdu.
Dalgınca pratiğe devam ederken Hyunjin'in olabilecek en yumuşak şekilde bağırmasıyla yerimde sıçradım. ''Jisungie! Ritmi kaçırdın, kaçırdığını da mimiklerinle belli ettin. Hatanı gizleyemedin. Baştan başla.''
Ve aynı Jisung'unki gibi oldukça sevimli bir gülüş. Ancak tek fark, Hyunjin iki yüzlülük yapmıyordu. Gülüşünün hemen ardından göz devirdiğinde buradaki herkes Hyunjin'in Jisung'a sinir olduğunu anlamıştı. Oysa Jisung birini sevmediğinde de seviyormuş gibi yapıp iyi niyet gösterisiyle zor duruma sokardı.
Hyunjin'le göz göze geldiğimizde teşekkür eder gibi gözlerimi kırptım. O da dudaklarını büzüp elini 'önemli değil' anlamında havada salladı.
Prova bitene kadar Jisung bir daha bana hiç laf atmadı. Hyunjin'le bakışıp birbirlerine samimiyetsiz gülücükler gönderiyorlardı. Sanki aralarında önceden bir şey geçmiş de benim bahanemle yeniden ortaya çıkmış gibiydi. Hyunjin'in Jisung'a karşılık verdiği andan itibaren gerilen hava bu teorimi doğruluyordu.
Çalışmamız bittikten sonra Chan hyung birkaçımızın kalmasını istedi. Yaklaşık üç haftadır üstünde düşündüğüm şeyi sonunda anlamıştım. Kurulmak üzere olan bir grup vardı ve Chan hyung da o grupta olmam için elinden geleni yapıyordu, Jisung'un aksine. Diğerlerinin grup kurulacağından haberi olduğunu sanmıyordum çünkü herkes birbirine anlamsız bakışlar atıyordu.
Chan hyung ''Sekiz kişiyiz. İkili olarak eşleşip performans sergileyeceğiz.'' diyerek hiç beklemeden konuşmaya girdi. Felix, sanırım Chan hyungla en yakın olanımız, merakla ''Neden sadece biz?'' diye sorduğunda Chan hyung gülümsedi. ''Şirket kendimi kanıtlamam için bir şans verdi. Daha sonra detaylı anlatacağım. Şimdilik sadece birbirimize alışmaya bakalım.''
Ardından çiftleri eşleştirmeye başladı. Ses uyumu, iyi geçinme, birbirlerinin eksiklerini tamamlama gibi kriterleri vardı anladığım kadarıyla.
''Felix ve Hyunjin, ikinizi bir arada görmek istiyorum. Changbin, Jisung ve ben birlikte çalışmayacağız çünkü malum, yeterince birlikte zaman geçirdik. Changbin ve Seungmin. Rap-vokal dengesini sağlamanızı istiyorum.''
İçten içe Jisung ve beni eşleştirmemesi için dua ederken Chan hyung, ''Minho,'' diye seslendi. Bakışlarımı yerden çektiğimde ''...ve Jisung.'' diye tamamladı. ''İkinizin uyumlu olduğunu hissediyorum. Deneyelim.'' Jisung anında itiraz etmek için kaşlarını çatıp derin bir nefes aldığında Chan hyung onu görmemiş gibi devam etti. ''Jeongin ve benim de vokal ağırlıklı çalışabileceğimizi düşündüm. İtirazı olan var mı?''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
limbo | minsung
Fanfictionlee minho kendi yaptığı şarkıyla katıldığı seçmeleri geçer ve yıllar önce ayrıldığı eski sevgilisi han jisung ile aynı grupta olmayı kesinlikle beklemiyordur. . minsung, hyunlix . . #minsug 3! #hyunlix 3! #minho 2! #jisung 1! #leeknow 1!