22

1.9K 215 264
                                    

"Hyung, emin misin?"

Göz devirerek Hyunjin'i kapının önünden ittim. Şirkete gitmek istediğimi söylediğim andan beri yaklaşık on beş defa beni geri döndürmek için benzer cümleler kurmuştu. Bir haftadır evdeydim ve Hyunjin de beni yalnız bırakmamak için izin alıp benimle birlikte kalmıştı. Kendime yeniden zarar vermeyeceğimden emin olmak adına bir saniye bile yanımdan ayrılmıyordu. Etraftaki bütün kesici aletleri toplamıştı. Haplarımı koyduğum dolabı kilitlemiş, anahtarını da saklamıştı.

Bu çaresizliği ve korkuyu çok iyi biliyordum. Jisung'tan gizlediğim onca şeyi düşündükçe Hyunjin'e akıl verebilecek kadar ustalaştığımı fark ediyordum.

Şimdi ise şirkete gidiyordum çünkü şarkı yazmam gerekiyordu. Dans pratiklerine katılmama izin vermeseler de Hyunjin'le diğer herkesten sonra şirkete gidip vokal dersi almaya devam ettiğimiz için kimseden geri kalmamıştım, dans konusunda da yeterince iyiydim zaten.

Aslına bakarsanız ben stajyerliği bırakmayı düşünmüştüm. Çünkü Jisung'la aynı grupta olacağımız neredeyse kesinleşmişti ve ben bunu kesinlikle istemiyordum. Fakat bunu Chan hyunga söylediğimde ikna etmek için çok uğraşmış, Jisung'un kulağına gittiğinde ise kapıma dayanıp ağlayarak kalmam için yalvarmıştı. En sonunda kariyerimden Jisung için vazgeçemeyeceğime karar verdim.

Çünkü başka hiçbir şansım yoktu. Üniversite okuyamazdım artık, girdiğim işlerde de uzun süre kalamıyordum ve paraya ihtiyacım vardı. Dans yeteneğimi kullanmaktan başka şansım yoktu. İdol olmak da her zaman hayallerimin bir parçası olduğundan vazgeçmesi pek kolay değildi. Jisung da benden uzak duracağına söz verdiği için devam etmeye ikna olmuştum. Biraz da Jisung gerekirse kendisinin bırakabileceğini söylediği içindi açıkçası, müziği bırakırsa ne kadar üzüleceğini biliyordum.

Ben ve Hyunjin olmadığımız için grup dans çalışmaları eksik oluyordu. Bu nedenle onlar da dans çalışmalarını azaltmış, performansa ağırlık vermişlerdi. Jisung'tan başlayarak birer şarkı söylememiz istenmişti. Sıra ondan geçmiş ve diğer herkes yaptığı için son olarak bana gelmişti.

Hyunjin beni rahat bırakmadığından bir haftadır şarkı yazmayı becerememiştim tabii. Öylesine bir şarkı da söyleyebilirdim fakat Jisung'la kurduğumuz en sağlam iletişim şarkılarla olduğu için kendim yazmak istiyordum. Söylemek istediklerimi anlamasının başka yolu yoktu.

İki gün sonra performans sergileme sırası bendeydi ve ben hâlâ şarkımı yapmamıştım. Bırakın bestelemeyi, ortada sözler bile yoktu. Neredeyse yalvararak Hyunjin'i beni yalnız bırakması için ikna etmeye çalışsam da işe yaramamıştı ve ben de çareyi şirkete gidip orada çalışmakta bulmuştum. Ancak şimdi de "Ya Jisung'la karşılaşırsan?" diye darlıyordu beni.

Onu daha fazla dinlemeyerek evden çıkarken şirkette öyle bir şey yapmayacağımı bilmesine rağmen çantamdaki kalemimi bile almıştı elimden. Yapmak istesem her türlü yapardım, engel olamayacağı ölüm yolları bulmak çok zor değildi. Yine de önlem alarak kendini rahatlatıyordu. Ben de garip bir şekilde sakindim zaten. Kollarımdaki kesikler yavaş yavaş iyileşmeye başlamıştı. Zaten gittiğim psikiyatrist haricinde bir de psikoloğa gidiyordum. İyileştiğimin farkındaydım.

Daha az ağlıyordum mesela, öfkemi kontrol edebiliyordum. Öncekinin aksine gördüğüm halüsinasyonlar sürekli değildi ve duygularımı uçlarda yaşamadığım sürece bana çok fazla görünmüyordu. Her şey düzeliyordu ama kalp kırığım asla azalmıyordu.

Şirkete vardığımda Jisung'la karşılaşmamak için yalvarıyordum Tanrı'ya. Stüdyoya olabilecek en hızlı şekilde gittim. İki gün içinde sıfırdan bir şarkı yapacaktım. Sözleri yazmak için çok güzel bir gündü, yoğun duygularım kalemim olacaktı galaya bestelemek için gereken ilhamı bulabilir miydim bilmiyordum.

limbo | minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin