DÜŞMANLAR ARTIYOR

1.1K 37 0
                                    

Pazartesi sabahı berbat bir şekilde, Yonca' nın zorlamasıyla uyandım. Gece uyumama dördü bulmuştu. Demir bana düşmanım demişti açık açık. Ha İdil ve Timur bitmişti tabi... Her gün sözümü dinleyecek mi diye şüphelendiğim hala temkinli hareket etmeme sebep olan Atillahan vardı birde. Sanki düşmanım yokmuş gibi ha bire artıyorlardı.

Adeta uyuyarak Yonca' nın peşinde bisiklet sürüyordum. Yonca sabahtan beri sessiz hatta biraz gergin gibiydi. Bahçeye oturduğumuzda esneyerek aklımdakini sordum. "Çıkar ağzındaki baklayı."

"Yok bakla falan."

"Yonca hadi çiçeğim yorma beni."

"Dünden beri Cenk ile konuşmadım. Gece tekrar konuşmadık." Üzgün sesiyle uykum biraz dağıldı. Kaşlarımı çattım. Benim yüzümdendi. "Bakma öyle senin hatan yok. Sadece Cenk bazen biraz zor oluyor. Benim yüzümden lunaparka gitmiştik biliyorsun."

"Bunu kapattık sanıyordum Yonca."

"Kapattık evet ama bencilce davranıyorum." dedi. Sadece bir haftada minnoşum zor şeyler yaşamıştı. Bu hassasiyetine alışkındım ama bu kadar düşünmesi iyi değildi. "Cenk ile ay-" bahçeye girem Cenk Uğur' u görünce Yonca' nın konuşmasını ağzına tıkıp ona yürüdüm.

Atillahan ve Fırat yanındaydı ama Vedat yoktu. Tabi gece Demir onu sağ bırakmazdı. Yonca peşimden gelirken Cenk Uğur' un karşısına dikildim. Yakın çevre bize bakıyordu. Atillahan ile tartışacağımı düşünmüş olabilirlerdi. Eh haksız değillerdi ama Cenk Uğur' un karşısında durmam Atillahan' ı bile şaşırtmıştı.

"Konuşmalıyız." dedim. Yonca tam müdahale ederken " Beş dakika sadece. Burada bekle beni güzelim. Benimle gel Cenk." Kolunu tutup bahçeden çıkarttım. Yonca tırnaklarını yemeye başlamıştı ve o bayıldığı tırnaklarını en son birinci sınıfta yemişti. Ormanlığın girişine yürüyüp çevreme bakındım. Kimse yoktu "Yonca' dan ne istiyorsun?"

"Ne demek ne istiyorum?"

"Seviyor musun Cenk onu? Yoksa heves mi? Benim kardeşimin neden aklında soru işaretleri var? Ben depodayken ona ne yaptın?"

"Sana bir şey kanıtlamak zorunda değilim." dedi.

Güldüm "Evet öylesin. O benim yüzümden burada ve sen onu üzüyorsun. Kardeşimi üzecek son insanlarsınız ama ben onun için susuyorum. O yüzden tatlım bana ona karşı düşünceni söyleyeceksin ve ona göre davranacaksın. Yonca hassas bir kız hayatını mahvetmene izin vermem." Sert ve açıktım. Bakışlarından hiç bir şey anlamıyordum.

Arkamdan Atillahan' ın sesini duydum "Haklı." dedi. Gözlerimi devirirken arkama bile bakmadım.

Cenk nefes aldı ve o maskesini indirdi. "Onu seviyorum. Markette karşılaştığım bücür kız bir kaç gün içinde yüreğime dokundu. Daha ben ne olduğumu anlamadan ne hissettiğimi çözemeden yüreğim ısındı. Lunaparkta biz beraberdik onunla baş başa kalmak istediğimi söyleyip bir kafeye gittik. Onunla konuşmak onu dinlemek en sevdiğim film gibi. Bana bakan gözlerindeki ışıltı, adeta kalp olan göz bebekleri... Ben bile kendimi onun beni sevdiği gibi sevemem. Ama ben onun sandığı gibi biri değilim. Onu benden uzaklaştır. Benim çevrem ona uygun değil. Canı yanar, üzülür en kötüsü zarar görür. Bugün ondan ayrılacaktım." Konuşurken aşkla gelen sesi soğuk ve acımasızca gelmeye başladı sonralara doğru sesi kısıldı.

Bu ikisinin derdi neydi Allah aşkına. Cenk Uğur kararlı adımla okula dönerken arkama dönüp seslendim. "Ayrılmayacaksın." Atillahan bizi izliyordu. "Cenk Uður!" durdu "Ayrılmak yerine onu mutlu et. Madem seviyorsun onu canın pahasına koru. Madem o senin için değerli kendinden uzaklaştırma. Onun güçlenmesini saðla ama bunu onun yanandayken yap. Ondan vazgeçme. Seviyorum deyip arkanı dönme. Kardeşimi üzme. Sevdiğini söylüyorsan bunu bana kanıtla ve onu bırakıp kaçacaðýna onu koru kolla."

ARSLAN LİSESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin