Okul için hazırlandıktan sonra Cenk Uğur ve Yonca ile aynı arabaya binmeye karar verdim. Çünkü Atillahan' ı görmek istemiyordum. Gece olan her şey kafamda mıydı? Düşürdüğü bu durumdan kaynaklıydı belki onunla aynı arabada olmak istememem. Tabi Yonca' lar bunu beklemiyordu.
Kulaklarımı takarken "Merak etmeyin giderken uyuyacağım ve kulağımda son ses müzik olacak." dedim ve arka koltuğa yayıldım.
Okula vardığımızda herkes bir şey konuşuyordu ama sanki aynı şeyden bahsediyor gibilerdi. Atillahan' a koşarak gelen çocuklar gece yakalanan Hüseyin' lerden bahsedince okulun bununla çalkalandığı anlaşıldı. Beş kişinin beşi de yakalanmıştı.
Öğle arasına kadar sakin bir gün geçirdim ama artık sakin bitecek bir günüm olduğundan emin olamıyordum. Öğle arası kediye bakmaya indiğimde ortalarda yoktu. Sanırım dün rahatsız etmiştik. Öğle arasının geri kalanında Ilgaz abi geldi.
Ilgaz abi Yonca' ya teşekkür ederken bizimde ifadelerimizi de almak istediğini söyledi. Yani dönem başladığından beri çok fazla polislerle konuşmamış gibi bir de bu çıkmıştı. Öğleden sonra izinli sayıldık ve merkeze gidip karakolda ifade verdik. Karakolda neyin nerede olduğunu iyice öğrenmiştim. Beşimiz karakoldan çıkınca anneme ziyarete gitmeye karar verdim.
Anneme hafta sonundaki kamptan bahsettim. İkna etmem uzun sürse de sonunda ikna olmuştu. "Kızım erkeklerle dolu bir kampa izin veremem." diye başlamıştı aslında savunması.
"Anne saçmalama okulda da erkek dolu." diyerek kendimi savundum haliyle biraz terlik yemiştim.
Ama annem izin vermeden önceki sorusu "Atillahan da geliyor mu?" sorusuydu. Evet dediğimde "İyi o zaman git ama bir şey olursa haber vereceksin." demişti. Eh Ilgaz abi bir annem iki, ikisi de düşmanıma güveniyorlardı. Anneme herhangi bir şey anlatmadığıma sevinsem de ona güvenmesine üzülüyordum.
Annemi bulmuşken telefondan internet bankacılığına girdim. Yurt için yaptığı otomatik ödemeyi kendime yönlendirdim. Kendim dediysem annemin elime vermiş olduğu karta. Ödemesi her ayın biriydi o gün parayı çekmezsem annem karta gelen parayı fark edebilirdi. Tabi bana vermiş olduğu kartın bildirimlerini de kapatmıştım. Azıcık vicdanım rahat olmasa da kalmadığım bir yurda para ödeyemezdi.
Belki de uzun zamandır hastanede olmadığım süre için diyorum en sakin ve güzel bir gün geçirdim. Annemi iş yerinde uzun süreliğine rahatsız edemezdim bu yüzden eve dönmeye karar verdim. Sorun şuydu ki Atillahan' ların evine nasıl döneceğimi bilmiyordum. Bir süre tanıdık mahallede dolaşarak kendimi tanıdık sokaklarda rahatlattıktan sonra akşam ezanı okundu. Yonca' ya yazıp konum istedikten sonra beklemeye başladım.
Attığı konum biraz merkez dışındaydı ve otobüs bile metrelerce uzağına kadar gidiyordu. Taksi ise buradan oraya çok tutacaktı. Ne yapacağımı düşünürken beklediğim durakta motor durdu. "Hayrunnisa?"
"Timur!" sonra diyorlar ki uslu dur!
Kocaman gülümseyip motordan indi. "Nasılsın?"
"İyiyim sağol." telefonuma bakmaya devam ederken yanıma geldi. Konumdan evin yakın çevresine bakıyordum.
"Sen ne yapacaksın orada?" diye sordu.
"Sanane Timur." terslememek için zor duruyordum. Suçum neydi benim!
"Bende oraya gidiyorum." dedi ve elimden telefonumu çekip alanı küçülttü. Atillahan' ların evinden üç ev ilerisindeki bir evi göstererek "Burası dedemin evi. Biliyorsun Timur dedem." Timur' un dedesi, ona adını veren Timur dede çok tatlıydı ve bana bayılıyordu da.
Telefonumu geri alıp "Tamam." demekle yetindim.
"Hadi gel seni de götüreyim oraya gitmek zor olur." dedi. Küçümsercesine baktım. "Off Hayrunnisa bakma öyle. Hem dedem seni sorup duruyordu. Onu da görmüş olursun." dedi. İnatla sessiz kalınca "İyi sen bilirsin." deyip kaskını geri taktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARSLAN LİSESİ
Chick-Lit"Burası prenses gerçek dünya. Eğer gerçek dünyayla tanışmak istemiyorsan benim sabrımı zorlama ve dediğimi yap! Geldiğin yerde ne kadar şımarık olmuş olursan ol burada o tozpembe dünyandan eser yok." gözlerimden ayırmadığı gözler beni yerden yere vu...