Yer yatağında dördümüz rahatsızca yatarken Fırat' ın kanepede horlaması hepimizin sinirini bozmuş gibiydi. Cenk ayağıyla Fırat' ın başını ittirerek "Lan düğmen yok mu senin!?" diye söylenmesiyle Fırat sessizleşti ve biz kahkahalarımızı koyverdik. Gülerken karnıma giren acıyla dişlerimi sıktım.
Atilla inlememi duyduğunda bana baktı. Yonca "Doktora gitmeliyiz." dediğinde oturur pozisyona geçtim.
"Çok pis dayak yedim." Atilla' ya sarılıp öptüm ve geri çekildim. Her hareketimle iğneler ve bıçaklar saplansa da gülümsedim. "Ya ne kadar saygılıydım sevgilim bir görsen! Tam ideal gelindim." Kıkırdadım. "Senin ailen oldukları için şanslılardı."
Atilla yanımda oturma pozisyonuna gelirken "Bir daha sana zarar veren ben bile olsam tutma kendini. Eğer o kadar şiddete maruz kalmasan o üç adamı halledebilirdin!" dedi.
"Belki de hayatımda bazı şeyleri değiştirmeliyim." Gülümsedim. "Mafya ailesi olan bir sevgilim var."
Fırat' ın "Mafyaların lideri bir baban var Nisa!" demesiyle bana endişeyle baktılar.
"Gerilmeyin." dedim. "Hayatımdaki en büyük değişimlere denk geldiniz. Yani biliyorum hayatımdaki en büyük sorun sizle yaşadıklarımdan sonra kendini belli etmesi iyice tepetaklak etti hayatımı ama sizler..." dedim hepsine bakarken "sizler benim güvendiğim insanlarsınız. Sizler olmasanız özellikle sen Yonca' m sanırım ben patlardım. Bu kadar aksilikle kesinlikle yaşamak çok zor olurdu."
Hepsine tek tek sarıldıktan sonra tekrar uzandık ve uyumaya çalıştık. Atilla bana belimden sarılırken beni Yonca' dan uzaklaştırdı. Sabah uyanmamız annem, Ramazan abi ve yabancının kapıya dayanmasıyla oldu.
Ya nolurdu biraz sakin bir gün geçirsek. Ne olurdu bir sorunsuz gün geçirsem. Anneme olanları hafifleterek anlatırken Atilla yerin dibine giriyor gibiydi. Annem kahvaltı hazırlarken Ramazan abi ve yabancıda mutfaktaydı. Beni uzandırmışlar koltuğa hareket ettirmiyorlardı.
Annemler mutfakta itişip kakışırken annemin düştüğü duruma üzülmemek elden değildi. Senelerdir beni büyütmekle uğraşmıştı. Hep bir yanı eksikti. Ramazan abiyle gizli saklı hareket ederken ne kadar zorlanmıştı kim bilir! Sonra başıma açtığım belalar ve tam mutlu olacakken o adamla uğraşmak zorunda kalmıştı. Ve o adam mafya liderinden daha çok mafyaların lideriydi. Mafyaların lideri olması için nasıl biriydi ki?! Annemle alakası olmadığı kesindi.
Atilla gitmek istercesine duruyordu. Elimi uzattım ve onun oturmasını istedim böylelikle dizlerine uzanabildim. "Atilla eskisi gibi ol." sadece onun duyabileceği şekilde söylemiştim. Biraz rahatladığını anlamıştım.
Annemler kahvaltıyı hazırlayıp masaya oturduğumuzda yabancıya baktım. Göz ucuyla annemle Ramazan abiyi kesiyordu. "Sen neden hala buradasın? Neden hala hayatıma girmeye çalışıyorsun?"
"Çünkü tehlikedesin. Hayatında çok fazla tehlike var. Senin iyi olduğunu bilmem gerekiyor. Şu okul yakma işinin gerçeklerini öğrendim. Bu okulda geldiğinden beri olanları öğrendiğim gibi. Bir tek sen değil annen de bela çekiyor. Annenin de senin de hayatını düzenleyip döneceğim." O kibirli tavrı artık yoktu.
Annem "Sinan!" dedi.
"Beni bu yüzden seneler sonra bulmadın mı Arzu?" diye sordu.
Annem "Ben senin mafyalara karıştığını bilmiyordum! Kızımı daha büyük tehlikeye atıyorsun! Ayrıca babalığını istemediğini söyledik sana!" dedi.
İkisi hararetli tartışmaya girerken Ramazan abi masadan kalktı. "Annemle Ramazan abinin arasına giriyorsun!" masaya kollarımı dayayarak ayağa kalktım. "İkisinin mutluluğunu bozuyorsun!" Bağırmamaya çalışıyordum. "Bu durumun ne kadar rahatsız edici olduğunu bilmiyor musun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARSLAN LİSESİ
Чиклит"Burası prenses gerçek dünya. Eğer gerçek dünyayla tanışmak istemiyorsan benim sabrımı zorlama ve dediğimi yap! Geldiğin yerde ne kadar şımarık olmuş olursan ol burada o tozpembe dünyandan eser yok." gözlerimden ayırmadığı gözler beni yerden yere vu...