PLANSIZ İNTİKAM

665 30 8
                                    

Fırat' ın arkamızdan "Manyak bunlar." dediğini duydum.

Atillahan güldü ve "Senin kızla kavgaya girdiğinde yapman gerekeni gördün mü?" dedi.

Cenk Uğur "Sağolsun Nisa da olmasa-" durdu. Çünkü ona dik dik bakıyordum.

Yonca yanımda beni dürtüp "Aynı evdeyiz Nisa. Sana Nisa demesi normal hem benim sevgilim sonuçta." dedi.

Ayağa kalkıp karşısına geçtim. "Bana Nisa diye sadece yakınlarım söyleyebilir ve sen-" Yonca, Cenk Uğur' un koluna girip gözlerini kırpıştırırken "eniştemsin. Ama çok alışma." omuz silkip "Ben yatıyorum." dedim.

O gece Yonca benim yanımda uyudu. Sabah ikimizde hiç tartışmamışız gibiydik. Erkenden kalkıp kahvaltı hazırlamış oğlanları şaşırtmıştık. Kahvaltıdan sonra okula gitmiştik. Okuldakiler birlikte gelmemize alışmışlardı.

İlk teneffüs biraz tek başıma bahçeye çıkmıştım. Tanımadığım biri yanıma geldi. "Selam ben Mehmet." Mehmet on birlerden bir çocukmuş. Biraz sohbet edip bir sonraki teneffüse sözleşip derse girdik.

Fırat "Ni-" bakışımı görüp "Hayrunnisa Mehmet ile ne konuştunuz?" sanki bu çocuk her şeyime karışıyor gibiydi. Cevapsız bırakıp ikinci teneffüs Mehmet ile bahçede görüştük tekrar. Ama daha iki dakika geçmeden Atillahan kolumdan tutup terasa çıkardı. Teras sigara içenlerle doluydu ama Atillahan hepsini kovalayıp arka tarafa sürükledi beni. Kurtulmaya çalışmadım sonuçta bırakmazdı.

"Ne halt ediyorsun sen?" derken gözlerim dudaklarına kaydı. Heyecanlanmış mıydım ben! Arkamı döndüm. "Öyle herkesle konuşamazsın burada."

"Herkesle konuşmuyorum." durdum arkamı döndüm "Sen değil miydin ilk gece teklifi yapıp bundan sonrasında başarılar dileyen." kaşlarını çatmıştı. "Kaldı ki arkadaş edinmeye çalışıyorum. İçine yapma."

"Erkeklerden arkadaş olmaz." dedi. Soğuk soğuk konuşuyordu. "Ayrıca burada kaçıncı günün. İlk geceden sonra uğraştığın kimse oldu mu?"

İlk gece deyince aklıma öptüğü gece gelmesiyle şüpheyle baktım. Ama o buradan bahsediyor olmalıydı. "Fırsat mı verdin?" bir süre sessizce bakıştık. Aklımda öptüğü an vardı. Olta atmaya karar verdim. Yavaşça yaklaştım. Benden uzun ve kalıplıydı. "Bana yalan söyledin." sesimi stabil ve kısık tuttum.

"Neyden bahsediyorsun?"

Gözlerinden çekip dudaklarına diktim gözlerimi. Beni heyecanlandırıyordu ama bu yalan söylemektendir diyerek kendimi inandırdım. Elini tutup göğsüne elimi koydum. "Biliyorsun."

Elini çekip benden uzaklaştı. Kalbi o geceki gibi hızlıydı. Yakalandığı içindir değil mi! "Ne yapıyorsun sen?" arkasını dönüp kenarlıklara gitti.

"Bende onu soruyorum. Neden?" anladığını biliyordum ama direniyordu. Arkasını döndü bana yaklaştı az önceki mesafeden daha azdı mesafe başını başıma yaklaştırdı. Biraz uzanırsam öpebilirdim. Ve sonra yaptım. Dudaklarımı dudaklarına bastırdım. Elini belime koyup vücudumu vücuduna bastırdı. Dudaklarını hareket ettirirken tepkisiz kaldım. Midem guruldar gibi hareket ederken göğsümden fırlayacak gibi atan kalbimi yok saydım. Zil çalarken kendini çekip alnıma yasladı alnını.

Gözlerindeki ışıltı mıydı? Bana karşı hisleri sevgi miydi? "Beni neden zorluyorsun?" Ben mi zorluyorum onu! Kollarının arasından çıkıp eski yıpranmış koltuklardan birine oturdum. "Neden bir şey demiyorsun?"

Başımı yerde tuttum "Zorlama yaptığımı hatırlamıyorum." dedim. Omuz silkerken önümde diz çöktü. Koltuğun kenarlarından tutunuyordu. Bakışlarımız buluşurken benden hoşlandığını düşündüm. "Neden öptün?"

ARSLAN LİSESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin