Uyandığımda yaşanılanların hepsinin rüya olduğunu düşünmek kolaydı bir de öyle kalsaydı keşke. Hastanedeydim ve koltukta Atillahan uyuyordu. Uyumadan önce olan şeyleri anımsıyorum ama ne zaman uyumuştum ki. Sessizce kalkmaya çalıştım ama karnımdaki acı biraz zorladı. Ayakta durmak ise daha da zordu. Dört beş gündür yatmak sanki yürümemi unutturmuştu. Yataktan destek alarak pikemi alıp Atillahan' ın üzerini örttüm. Duvara dayanarak odadan çıktım. Kapıyı örtünce derince nefes aldım. Gerçekten yorulmuştum. Kenardan yürümeye çalışırken hemşire gördü.
"Tek başınıza çıkmamalıydınız." dedi.
"Sadece biraz hava almak istedim." koluma girdi ve yürümeme yardım etti. "Lütfen biraz açık havaya çıkmak istiyorum." dediğimde onaylamasa da dayanamadı ve yangın merdivenine çıkardı.
"Bakın bu normalde yasak ayrıca enfeksiyon riskiniz var. Sadece bir dakika." demişti. Neyse ki tatlı bir hemşireye denk gelmiştim. İçeriye geri girdiğimde koridorda koşan her kapıya bakan Atillahan' ı gördüm. "Beyefendi ne yapıyorsunuz? Böyle koşup odalara bakamazsınız!" hemşirenin sesiyle sinirlenerek bakan Atillahan beni görünce sakinleşti.
"Hastam kayıptı ama buldum." dedi. Koluma girerek odaya götürürken hemşire tövbe çekiyordu. "Neden haber vermedin?"
"Uyuyordun." dedim. Sessizce odaya döndük ve beni yatırdıktan sonra kızmaya başladı. "Haber vermeden nasıl çıkarsın? Hiç bir şey demeden. Telefonun bile yanında değildi."
Bir süre azarladıktan sonra susup sessizleşti. Yonca' lar geldiğinde ortamdaki gerginliği anlamışlardı. Annem ve Yonca' nın babası geldi. "Ramazan amca hergün gelmek zorunda değilsin." dedim.
"Aman kızım benim kız da beni görmek için hastanelik olmasın sonra." derken baya gülüştük ama annem surat asmıştı.
Anneme baktım. Bir kaç haftadır onu çok üzüyordum. Üstelik dün dediklerimin de çabası. "Anneciğim." dedim. Yonca herkesi dışarı çıkarırken annem yatağımın ucuna oturdu. "Özür dilerim anne. Seni korkutmak ya da üzmek değildi amacım."
"O okuldan aldıracağım seni." dedi. Gözleri dolu doluydu.
"Anne istemiyorum." dedim. Nedenini bilmiyordum ama o okulda olmam gerekiyormuş gibiydi. "Uslu durmaya çalışıyorum anne ama biliyorsun bela bana geliyor. Hem orası daha önceki okulumdan daha iyi."
"Orası mı iyi Hayrunnisa? Bıçaklandın."
"Eğer onlar olmasaydı bununla kurtulamazdım anne. O çocuğa bir şey yapmadım biliyor musun? Benimle görüşmek istedi istemedim diye oldu anne. Onu ret ettim diye." Annem bana sarılırken ona iyice sarıldım. "İşlerin nasıl gidiyor?"
Biraz sohbet ederken annem işini anlattı. Sigortasını yapan düzgün bir firmada çaycıydı. Sadece çalışma saatleri uzundu. Yoruluyordu ama mutluydu. İlk defa bir çalıştığı yerden memnundu. Bekar bir anne zorluğunu yaşayan kadın olarak çok güzel idare ediyordu. Anlattıklarından sonra imlı imalı baktı "Şu Atillahan-" dedi "sana biraz farklı mı yaklaşıyor?"
Kahkaha attım. "Anne saçmalama." diyebildim sadece. Bilmiyordu ki herşey onunla başladı. Atillahan içeriye anneme çay getirirken bana çilekli süt verdi. "Teşekkürler."
"Mmmm en sevdiğinden." dedi annem.
"Yonca' nın işidir." derken Atillahan kapıyı örttü.
O gün taburcu olduktan sonra annemle eve gittik. Okula dönmeden önce bir hafta daha dinlenmem gerekiyordu. Testlerimin sonucuna göre gayet iyiydim bu yüzden taburcu olmuştum. Yonca' lar pazartesi okula başlamışlardı. Ben o hafta annemle bolca zaman geçirdim. Okula dönme zamanım geldiğimde annem çok endişeliydi ve onun içini rahatlatmak sandığımdan zordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARSLAN LİSESİ
Chick-Lit"Burası prenses gerçek dünya. Eğer gerçek dünyayla tanışmak istemiyorsan benim sabrımı zorlama ve dediğimi yap! Geldiğin yerde ne kadar şımarık olmuş olursan ol burada o tozpembe dünyandan eser yok." gözlerimden ayırmadığı gözler beni yerden yere vu...