Haftanın son günündeyken pazartesi sınavların başladığını öğrendim. Ne ara ikinci sınavlar gelmişti bilmiyorum. Üstelik ders ne işlemiştik ki! Öğle arasına kadar uyuklarken öğle arasında Yasin bizim sınıfın oğlanlarını camiye sürükledi. Bütün sınıf gidince biz Yonca ile kaldık. Haliyle ilçe merkezine inip gezdik. Bir süredir gelmemiştik. Haliyle gezerken anıları yad ettik adeta.
Öğle arası bitmek üzereyken okula dönüş yoluna çıkmaya karar verdik. Karşımıza çıkan dört kızla durduk. İlçede en kalabalık caddeydiydik. Oğlanlarda zaten köşedeki camideydi. Kızlar bize bakarken yanlarından geçmeye yeltenince önümü kesti.
"Duydum ki Atilla ile birlikteymişsin!" dedi aralarındaki en sarı kız. Gözlerimi dikip tek mimik oynatmadan baktım. "Demir' den sonra Atilla mı?" Ya sabır! Yonca' nın kolundan tutup ilerlemeye çalışırken omzumu parmağıyla oydu. "Sana bir şey sordum?"
"O parmağını sana yediririm." dedim dişlerimin arasından.
"Bana bak kızım Demir' i harcadın Atilla' dan uzak duracaksın. Siz iki kız okuldaki erkeklerin hepsine kuyruk salladığınızı biliyoruz ama uzak durmanız gerekenlerden uzak duracaksınız." sarının sağındaki kumral konuşurken ağzını yaya yaya konuşuyordu.
Derin bir nefes aldım. "Sınavım mısınız siz benim?" İç çektim ve "Atilla sevgiliniz mi? Ya da Cenk. Belki Fırat. Bu üçünden biriyle ilişkiniz var mı? Görüşüyor musunuz?" dedim.
Sarı gülümsedi ve "Dün gece ben Atilla ike birlikteydim." dedi. Yanındakilere bakarken kahkaha atmamak için zor tuttum kendimi.
"Atilla seninle miydi?" Şaşkın olmaya özen göstererek sarıya baktım. Arkasından Atilla seslendi. Onun yanına hızlıca gidip ciddi bir şekilde "Sen bu sarı ile birlikte misin? Gece siz... siz birlikte misiniz?" Elimi kalbime koyarken Atilla beni süzüyordu. Arkasındaki sınıf ise birbirine bakıyordu. Yonca, Cenk' in elini tutarken kızın karşısına geldim. Tam olarak dışarıdan acınası görünüyordum. "Eğer gece Atilla senin yanındaysa..." dedim bakışlarımı yerden kızın suratına kaldırdım, "gece benim gördüğüm kimdi?"
Kaşlarını çattı ve "Sen gece onu mu gördün?" diye sorarken kafası karışık görünüyordu.
Arkamdaki sınıftan birileri ne oluyor diye sorarken diğeri bizim konuşmamızı aktardı ve ne oluyor diye soran İsmail' in "İyi de Atilla' ların evde değil mi Nisa' lar." demesiyle kız kocaman gözlerle baktı.
"Yalancı!" dedim. Arkamı dönüp gidecekken saçımı çektiğinde savsaklayıp geriye düştüm. Bir anda değişen ortamla yerden hızlıca kalktım.
Ayağa kalkar kalkmaz kıza saldırırken Yonca' nın "Lan şerefsiz kıza arkadan saldırılır mı!?" demesiyle birine saldırdığını anladım. Sorun şuydu ki ikimize de ikişer kız düşmüştü. Hem sarı hem kumralla dövüşürken Yonca diğer kızları almıştı.
Oğlanlar bizi ayırdığında Atilla beni kucaklamıştı. "Yavrum sakinleş." Kızları oğlanlar kovalarken biz okula yürümeye başladık. Oğlanlar bizimle eğleniyorlardı. Okula kadar belanın bizim kardeşimiz olduğunu iddia ettiler. Tabi bu biraz itişip kakışmayla geçen bir konuşma oldu haliyle de ilk dersi kaçırmıştık.
Okuldan sonra markete gittiğimde markete Atilla' nın annesi geldi. Asena hanım beni kibirle süzüp alacaklarını sepetine koydu. Kasaya geldiğinde ise "Karakılıç' ın varisi misin sen?" diye sordu.
"Efendim?"
"Baban. Sinan Karakılıç mı? Hani şu İstanbul' daki."
"Hayır. Ben Hayrunnisa Çelebi' yim." dedim.
"O zaman Hayrunnisa Çelebi oğlumun sana uygun olmadığının farkındasın değil mi!?" demesiyle elimdeki ürünü okutamadım. Sakin bir şekilde ona baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARSLAN LİSESİ
ChickLit"Burası prenses gerçek dünya. Eğer gerçek dünyayla tanışmak istemiyorsan benim sabrımı zorlama ve dediğimi yap! Geldiğin yerde ne kadar şımarık olmuş olursan ol burada o tozpembe dünyandan eser yok." gözlerimden ayırmadığı gözler beni yerden yere vu...